Bir sezonu daha geride bıraktık. 2023-2024 sezonunun şampiyonu Galatasaray olurken, eşine daha önce rastlanmayan ölçüde kavgalar, tartışmalar, olaylar yaşandı.

Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin ardından Ali Koç geç saatlerde şu açıklamayı yapmıştı; "Bugün gerçek şampiyonun kim olduğunu şerefsizlere, haysiyetsizlere, hırsızlara, alçaklara gösterdik."

Önceki aylarda rakibini "Türk futbolu için beka sorunudur" diye tanımlayan Ali Koç, 1-0'lık Galatasaray galibiyetinden sonra "Bugün gerçek şampiyonun kim olduğunu şerefsizlere, haysiyetsizlere, hırsızlara, alçaklara gösterdik" demişti.

Bu sözleri silahlı adamlarıyla stat bastıktan hemen sonra söyledi. Türk futbolu "silahım olsa hakemi vururdum" diyen kulüp başkanı görmüştü ama fiili olarak silahla stat basan bir başkan görmemişti.

Şampiyonluk ne zamandan bu yana sadece bir maçla belirleniyor bilinmez ama ülke futbolunda eşine rastlanmayacak rezillikler yaşanması bu sene "vaka-ı adiye"den oldu.

Bir spor rekabetinde, rakibini hırsızlıkla, alçaklıkla, haysiyetsizlikle, şerefsizlikle suçlamanın elbette sonuçları oluyor. O sonuç sezon sonu kürekle, kuşla övünmeye götürüyor insanı. 2010 yılında "diğer kulüplerle barış ortamının sağlanması için öncü olacağız" diyen bir başkanın, hakemleri tehditten silahla stat basmaya, rakibini şerefsizlikle suçlamaktan kendi taraftarının üzerine locadan uçmaya kadar uzun bir listeye erişmesi uzun bir süre almadı.

Aziz Yıldırım FETÖ'cü oldu

6 yılın ardından bir başka seçim dönemine girilirken, süreç içinde Aziz Yıldırım'ı FETÖ'cülükle suçlaması aslında genel bir bakış açısını da gösteriyor. Rakiplerine el ense çekmeden, paçadan dalmak genel bir düstur gibi. Eğer Aziz Yıldırım FETÖ'cüyse, o zaman "şike yaptık" itirafı mı bu, muhatabı tarafından açıklanmalı elbette.

Başarısızlığı savunmaya çalışırken kullanılan saldırgan üslubun sıradanlaşması, fillerin tepinirken çimlere dikkat etmeyi gerektiriyor. Zira sizin yukarıdan söylediğiniz bu sözlerin altta yankılanması bambaşka durumları beraberinde getiriyor.

Her başarısızlığın bir bahanesi vardır elbette

Rakibini haysiyetsizlikle, şerefsizlikle, alçaklıkla suçlayan bu üslup çok tanıdık ve bilindik. 20 yıldır benzerlerini halkın duyduğu bilindik suçlamalar, aşağılamalar. Hepsinin başına "bunlarrr" koyarsanız daha net belirecektir hafızanızda.

"Başaramadık", "denedik ama olmadı", "rakibimizi tebrik ederiz" türünden sözler beklemek artık hayal. Çünkü başarısızlığın sebebi, rakibinin daha başarılı olması değildir asla. Ya da başarısızlık, salt kendinizden kaynaklanamaz. 

Mutlaka bir sebebi vardır ve bu sebep asla siz olamazsınız. Dış güçler, dış etmenler, birtakım güçler, bazı yapılar. Liste o kadar uzun ki. Muhtemelen bu bahaneleri de bir yerlerden hatırlayacaksınız. Çünkü bunları da 20 yılı aşkın süredir dinliyoruz masal gibi. Başarı bizden, başarısızlık dışarıdan.

6 yıllık başkanlık süresince sürekli rakibini iktidarla iş tutmakla suçlayıp, Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Uçum'dan mali destek istemek, Fenerbahçe'nin menfaatlerinin korunması konusunda tam desteğini almak konusunu sürekli kandırılan sarı-lacivertli taraftarlara bırakmak gerekir. 

Yellow'la mücadele etmek mümkün değil

Galatasaray'ın şampiyonluğu kutladığı sıralarda Ali Koç seçim çalışmaları kapsamında buluştuğu üyelere "Kürek çok çok önemli. Futboldan sonra Fenerbahçe - Galatasaray rekabetinin en önemli olduğu şube. 6 senede kadın erkek toplam 24 kupanın hepsini kazandık. 1 tane kaybetmedik" diyor, basketbol takımının maskotu Yellow'u bütün Avrupa'nın takip ettiğini gururla anlatıyordu.

Kuvvetle muhtemel kürekte bir yapı var ve Galatasaray'ın kazanmasına izin vermiyor. Birtakım güçler kürekte Galatasaray'ın başarılı olmasını engelliyor.

Yellow'la mücadele etmek ise mümkün değil. Ona karşı bulunabilecek bir bahane de yok. Tüm Avrupa'nın gözü kulağı onda, herkes takip ediyor, "neden bizim yok" sorusu Paris, Roma, Londra sokaklarında yankılanıyor.

Galatasaraylılar da, pazar gününden bu yana şampiyonluk kutluyor, şampiyonlukta fark açılıyor, daha yeni sezon olmadan bir kupadan feragat ediliyor. Masallarla uyutulanlara şimdiden günaydın.

Bu vesileyle Euroleague'yi kazanan ülke basketbolunun gelmiş geçmiş en başarılı hocası Ergin Ataman'ı da tebrik ederim.