Süper Lig'de henüz 7 hafta geride kaldı ama sanki 32. hafta oynanıyor paniği ve telaşıyla ortalıkta açıklamalar, iddialar çok da fazla gecikmedi. Sahaya giren başkanlar, vurulan yorumcular da cabası.

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı, kendi iddiasıyla “somut” şeylerden söz etti ve “iddia ve gri alan” üzerinden konuşmadı.

Açıklamalarına 2 yıl öncesinden başladı. Jorge Jesus'un cinnet geçirip kırmızı kart gördüğünü anlattı. Hani şu, Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi her iki maçta 3-0 mağlup edip, kalesine şut bile atılmadığı maçlar.

Hani şu Fenerbahçe'nin 17 penaltı kazandığı, 3-1'den İstanbulspor'a 3-3 maç veren, 10 kişilik Beşiktaş'tan 4 yenilen sezon. Bu maçların hiçbirinde hakem hatası olduğu konuşulduğunu anımsamıyorum.

Fenerbahçe Kulübü uzun süredir ismi, cismi olmayan, vücut bulmamış, çıkmaz sokak adresli bir yapıdan söz ediyor. Asbaşkan Acun Ilıcalı da bu sene aynı “yapı”nın olduğunu söylüyor. Bir basın mensubu, “bunun kimlerden oluştuğunu açıklayabilir misiniz?” sorusuna kekeleyerek, önündeki kâğıtlara bakarak, aynen şu yanıtı veriyor: “Hayır. Yani bu konu tamam. Kimlerden diye bir konu yok işte burada. Konu şu. Kimlerden, nasıl oluştu, bu bizi ilgilendirmiyor zaten.”

Tıpkı 2 yıldır olduğu gibi yine adresi belirsiz, kişiliği, kurumu olmayan bir “yapı”nın var olduğuna inandırılmaya çalışılıyor insanlar. Ilıcalı, açıklamasının başında gri alan bırakmayacağını ve somut şeyleri ortaya koyacağını belirtirken, yine bir anda “dış güçler” tadında bir yapıdan söz ediliyor.

Federasyon mu? Hakemler mi? Medya mı? Bu kadar karanlık bir güç olunca insan İlluminati'den şüpheleniyor. Belki Chatham House'dur, ama onun muhatabı başka tabii!

Birkaç yıldan bu yana temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp sahaya sürülen “yapı”nın adresi halen yok, kimdir ya da kimlerdir bilinmiyor. Kişi değil de kurumsa, onun da adı yok. Oysa Acun Ilıcalı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Fenerbahçe'ye sıcak bakmadığı konusunun yalan olduğunu açıkladı. Peki ülkede her güce sahip biri bile bu yapıyı bilmiyor ve yıkamıyorsa, nasıl bir yapı bu? Sezon boyunca her tökezlemede bol bol duyacağız bu “yapı”yı.

Her yenilgi ya da beraberlikten sonra ninni söyler, masal anlatır gibi anlatılacak. Zira daha 10 gün önce tarihi farktan, komik bir penaltıyla kurtulmuş, rakibinin açık penaltısı verilmemiş, rakibine 7 haftada 4 komik penaltı verilmiş bir yöneticinin bunları söylemesinin akılla açıklanacak bir yanı yok.

Aynı Acun Ilıcalı, bu açıklamaları yaptığı günün akşamında Candaş Tolga Işık'ın programına katılarak Galatasaray'ın illegal bahis sitesinden reklam aldığını anlattı. Galatasaray'ın bu yolla, illegal bahisi teşvik ettiğini, sonra da “aaa pardon” dediğini söyledi.

Bu konudaki fikrim açıktır. Okumayanlar için linki buraya bırakıyorum (Yazı için tıklayın).

Şimdi o zaman "somut" şeylerden ve "gri alan" bırakmadan birkaç kelam edelim.

Peki ahlâk satarken, Acun Bey neler yapmış, bir de onlara bakalım. Sahibi olduğu TV8'de yayınlanan PSV-Galatasaray maçında 26 dakika boyunca yasa dışı bahis sitesi reklamı yaparak, kumar oynamaya özendirdiği gerekçesiyle hem RTÜK'ten hem de Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu'ndan ceza aldığını acaba unutmuş olabilir mi? Yasa dışı bahis sitesi reklamı yaptığı gerçeği “aaa pardon” diyerek, “teknik sorun” açıklamasıyla geçiştirilebiliyor mu?

Sonunda "bet" olan bütün firmalar, adeta sıraya girmiş gibi 1 değil, 2 değil, 3 değil, 4 değil, 5 değil, 21 ayrı yasa dışı bahis firmasının reklamını dakikalarca ekranda tutulması nasıl bir akıl tutulması acaba? Teknik sorun ne hikmetse yasa dışı bahis şirketlerinde ortaya çıkıyor! 

Sahibi olduğu Hull City takımına sponsor olan Tomya şirketinden 11 kişi tutuklandı. Pek çok kişi bu şirket tarafından dolandırıldı. Dolandırılan insanlar Acun Ilıcalı'nın sahibi olduğu Hull City takımına sponsor olmasından ötürü güven duyduğunu ve firmaya para yatırdıklarını açıkladılar.

Yayın yasakları ile bunların yaşanmadığını mı varsayalım?

Hull City'nin bir diğer sponsoru Jeton Wallet ise formada 1 yıldan fazla durdu. Yine yasa dışı bahis var ortada. Acun Ilıcalı, formaların arkasında 1 yıldan fazla süre yer alan sponsurluktan bilgisi olmadığını, olayları görür görmez ilişkilerini kestiklerini açıklıyor.

Bir başkan düşünün ki, sponsorlarından haberi olmasın, ne hikmetse pek çok sponsoru da yasa dışı bahis işine bulaşmış olsun.

Ama Acun Ilıcalı'ya bu konuda kulak vermek gerekir, ne de olsa kanalı yasa dışı bahisten ceza yiyen tek medya patronu!

Acun Ilıcalı hakkında, başka iddialar var. Eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım kendisi hakkında “Fetöcülere Dominik'te oturma izni ve pasaport sağladığı”na dair. Acun Bey, Aziz Yıldırım'a bu konuda bir dava açtı. Davanın sonucunu merakla bekliyoruz. Çünkü Aziz Yıldırım suçlu bulunmazsa, bu iddiaların doğru olup olmadığına yönelik bir dava açılması gerekecektir mutlaka.

Çalışandan, emekliden, işçiden, emekçiden daha maaşları yatmadan vergi alınırken, Acun Medya'nın 2023 yılında hiç vergi vermediğini, eski hocalarından Adnan Oktar suç örgütü ile olan ilişkilerini de konuşmak gerekir. Ama alt alta yazınca bile insan yoruluyor.

Galatasaray'ın sarı kartlarını sürekli gündemde tutup, verilmeyen kırmızı kartları anlatan yok. Hakemlikleri vasat bile olmayacak, talimatla yorum yaptıkları iddia edilen 3 hakem eskisinin yorumlarını gerçekmiş gibi anlatmaya kalkmak komik oluyor. Ancak daha komik şeyse, ahlâk satmaya çalışırken, sırtındaki küfeleri yok saymaya çalışmak.

Yasa dışı bahis reklamını Türkiye televizyonlarında ilk kez yayınlayan, şaibeli sponsorlukları “aaa görmemişim” diye anlatan Acun Ilıcalı'dan ahlâk öğrenecek kimse yok. Satmaya çalıştığı ahlâktan yarım kilo da kendisine tartmalı.

"Nagehan atla"dan, "Turabi zıpla"dan devam etmeli, ülke futboluna akıl vermeyi bırakmalı!

Voltaire'nin de dediği gibi "İyi ahlak, insanlar arasında bir nezaket alışverişidir; bu alışverişte yer almayan değersizdir."

İsminizin yalancıya çıkmasını istemiyorsanız, gerçeği söylemeye devam edin. Zira yalan söylemek ve bir yalanı ustaca kurgulayıp herkese inandırabilmek akıllıların işidir.