27 Mayıs 2014

Esas heyecan Cumhurbaşkanlığı seçimi değil genel seçimde mi?

Akparti 2002’den bu yana ilk defa meciste bıçak sırtında olacak. Genel seçimlere kadar yaşanacak yeni bir siyasi çalkalanma Akparti’nin tek başına iktidara gelememesine yol açabilir.

Türkiye yerel seçimlerden bu yana Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmış durumda. Anketler, kamuoyu araştırmaları, tartışmalar, analizler, yapılıyor. Liderler “çatı aday” görüşmeleri yapıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan yerel seçimlerden sonra kampanya temposunu düşürmedi.

 

Bu yıl Cumhurbaşkanını ilk defa halk seçecek. Ülke çapında yapılacak bir seçimde fark yaratabilmek için kampanyaya altı ay, hatta belki de bir yıl öncesinde başlamak gerek. Parti üst yönetimlerinin desteği almamış bir adayın mevcut meclis aritmetiğinde aday gösterilmek için gerekli 20 imzayı toplaması kolay görünmüyor. Bu durumda seçimde dört partinin adayları yarışacak. Muhalefet partileri henüz aday dahi belirlememiş olduğu için Ağustos ayındaki oy dağılımlarının 30 Mart yerel seçimlerinden çok farklı şekilde gerçekleşmesi de zor görünüyor. Bu durumda Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde en önemli faktör Başbakan’ın adaylık kararı olacak.

 

Ancak aynı tablo genel seçimler açısından ilginç bir sonuca işaret ediyor. 30 Mart’ta 4 partinin belediye meclisi ve il genel meclisi seçimlerinde aldıkları oyları nisbi temsil sistemi ve %10 barajının aynen devam edeceği ve BDP/HDP adaylarının seçime bağımsız olarak gireceği varsayımları altında analiz ettiğimizde ortaya çıkan milletvekili dağılımı şöyle:

 

Akparti                                   279

CHP                                        135

MHP                                       97

BDP/HDP
estekli bağımsızlar               39

 

Akparti 2002’den bu yana ilk defa meciste bıçak sırtında olacak. Genel seçimlere kadar yaşanacak yeni bir siyasi çalkalanma Akparti’nin tek başına iktidara gelememesine yol açabilir. Tek başına iktidara gelse de meclis grubunun kontrolü hiç olmadığı kadar zor olabilir.

 

Bu veriler doğal olarak partilerin Cumhurbaşkanı seçimindeki tercih ve stratejilerini de etkileyecek. Belirlenen adayın ikinci tura kalma ya da seçimi kazanma ihtimaline ek olarak 2015 genel seçimlerinde partinin performansını nasıl etkileyeceği sorusu da sorulacak. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı seçimi aday belirleme süreçlerini değerlendirirken ve yorum yaparken bu dengeleri göz ardı etmemek gerekiyor.

 

Seçim Haritası’nın 2015 genel seçim uygulamasında farklı oy oranı senaryolarının meclis aritmetiği üzerindeki etkileri incelenebilir. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2014 yerel seçimleri, daha önceki seçimler ve iller bazında sosyal ve ekonomik verilere de ulaşılabilir.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sağ ve sol kavramlarının ahlaki ve psikolojik temelleri

Bu konuda New York Üniversitesi sosyal psikoloji profesörü Jonathan Haidt bu konuda çok aydınlatıcı bir sunum yapmış

Anayasa Mahkemesi yüzde 10 barajını iptal ederse ne olur?

Analiz için 81 ildeki tüm seçim bölgeleri için 2014 yerel seçim sonuçlarını temel alan bir model oluşturduk.

Cumhurbaşkanı adaylarının belirlenmesinde tüm seçmenler söz sahibi olmalı

Türkiye’de siyasetin en önemli sorunu sistemin seçmenlerin katılımına kapalı olması. Hazineden büyük fonlarla desteklenen mevcut siyasi partiler üst yönetimin delegeleri, delegelerin üst yönetimi belirlediği bir kısır döngü içinde. Milletvekili adaylarını genelde parti üst yönetimleri belirliyor, bu nedenle meclis yasama ve denetim fonksiyonlarını yerine getiremiyor. Belediyelerde de durum farklı değil.