18 Ekim 2019

Cezaevinin içinden ve dışından bir film projesi...

Turhan Selçuk'un 55 sene önce gördükleri, tiyatro ödülleri, yurttan haberler ve reklamlar...

Çoktandır aramızda olmayan Turhan Selçuk, bakın 1962 ve 1964 yıllarında nasıl iki karikatür çizmiş. Ben hiçbir şey söylemiyorum; aradan yarım asırdan fazla geçmiş, bakın bakalım neye benziyor, neyi hatırlatıyor…

Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu'na teşekkürlerimle...

***

Gültan Kışanak, neredeyse unutmuştunuz değil mi? Benim gazetecilikten tanıdığım, daha sonra HDP milletvekili ve Diyarbakır Belediye Başkanı olan Gültan Kışanak... 2016’dan beri cezaevinde. 16 Ekim'de yapılan duruşmasında yine tahliye edilmedi. 

Beş kadın gazeteci, Candan Yıldız, Mehveş Evin, Sabiha Temizkan, Şirin Payzın, Zehra Doğan cezaevindeki Kışanak'a yazılı soru göndermişler, cevapları Evrim Kepenek imzasıyla bianet'te yayımlandı. 


(Soldan sağa: Gültan Kışanak, Osman Kavala, Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder)

Kışanak, Sırrı Süreyya Önder’in çekmek istediği film için bir senaryo yazacakmış. Şimdi konuya ben el koyup dışarıdan destek atıyorum. Yönetmen Sırrı Süreyya Önder, itirazım yok; senaryo Gültan Kışanak ama bence film öyküsü için Selahattin Demirtaş’tan faydalansınlar. Türkiye halklarının seyretmesi için, içinde mutlaka romantik bir aşk hikâyesinin de olması gereken filme Ahmet Altan’ın da katkısını istemeleri çok iyi olur. Bence çok iyi bir tasarımcı olduğum için durumu daha da genişletiyorum. Filmin müziklerinde Gülten Kaya’dan izin alarak Ahmet Kaya şarkıları kullanılsın. Şarkıları Naim Dilmener seçsin, dış sesi Ömer Madra konuşsun, önemli roller için önerilerim Kadir İnanır, Nur Sürer, Şerif Sezer, Müjde Ar, Menderes Samancılar, Melike Demirağ ve hatta benle konuşmasa bile Halil Ergün. Filmin eş yapımcıları için önerilerim de Osman Kavala (cezaevi), Eren Keskin (İHD) ve Fatih Akın (yapımcı-yönetmen). 


(Soldan sağa: Kadir İnanır, Melike Demirağ, Nur Sürer, Halil Ergün, Naim Dilmener, Ahmet Kaya, Menderes Samancılar, Şerif Sezer, Eren Keskin, Fatih Akın)

***

İKSV'nin 23'üncüsü düzenlenen Uluslararası Tiyatro Festivali'nde ödül töreni yapıldı. Bütün bunları kültür haberi diye okumuşsunuzdur. Ben size izlenim aktaracağım: 

Salon maalesef dolu değildi. Çünkü sevgili sanatseverlerimiz ağırlıklı olarak Cem Yılmaz'ın son filmi Karakomik'ine Zorlu Center'a gitmişlerdi. Güzelim Beyoğlu'ndaki Ses Tiyatrosu'ndaki kalabalık içinde eğer Bülent Eczacıbaşı ile Selçuk Yöntem'i saymazsak en meşhur iki insan tiyatro eleştirmeni ve çevirmen Seçkin Selvi ile bendik. Ama neyse ki bir sürü genç insan vardı. Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülleri Tiyatro BeReZe, Tiyatro D22 ve Bam İstanbul arasında paylaştırıldı. BeReZe Tiyatrosu'ndan Firuze Engin ödülü, DTCF'den KHK ile çıkarılan hocalarına adadı. Belki unutmuşsunuzdur Ankara Üniversitesi DTCF en fazla kıyıma uğrayan fakültelerden biri olmuştu. Çıkışta Bam İstanbul'un ödül kazanan Kader Can oyununun yazarı Murat Mahmutyazıcıoğlu ve oyuncu Deniz Karaoğlu ile çene çaldık. "Sen bu kaleminle sen de bu yakışıklılığınla televizyoncuların elinden kurtulamazsınız" dedim, ikisi de "Hayır" dedi. Ama ben maalesef ikisini de gelecek sene televizyonlarda göreceğimize eminim. 


Karaoğlu ve Mahmut Yazıcıoğlu beni ikna etmeye çalıştılar ama nafile...
Foto; Bahar Çuhadar

***

AKP'nin Meclis'teki grup toplantısına ilişkin haberi izlerken çok kısa bir süre de olsa irkildik. Allah'ım dedik, 68-69 Dev-Genç'lileri toplantıya korsan koydular. Bu yanılgı çok kısa sürdü. Devrim şarkımızın içi AKP'liler tarafından boşaltılmıştı. "Bağımsızlık uğruna al kanlara boyandık. Yolumuz devrim yolu, gelin kardaşlar gelin, yurdumuza Yankee dolmuş, vurun yoldaşlar vurun" sözleri, "İstiklalin uğruna da al kanlara boyandık. Ülkemiz Türk ülkesi, aşık eder herkesi; üstümüzden eksilmesin Reisimizin gölgesi"ne dönüşmüş. 

Marşın kökeniyle ilgili çarşamba gününden bu yana tartışmalar sürüyor, bizse 'Gündoğdu'yu 1969'dan hatırlıyoruz. Biz "Yankee Go Home" diye 6. Filo'yu protesto ederken; abileri dualar okuyarak "Komünistler Moskova'ya" diye üzerimize koşuyorlardı.

***

Ertuğrul Özkök'ün T24'teki yazımı övmesi, Hasan Cemal'den Baskın Oran'a, Ortodokslardan 'Yetmez Ama Evet'çilere herkesi harekete geçirdi. Nedense, gazetecilik anlayışımız hiç uyuşmayan Ertuğrul Özkök'ün beni övmesini tuhaf bulmuşlar. Ben hiç tuhaf bulmadım. Reklamın kötüsü olmaz, gelen telefonlara da bakılırsa Ertuğrul Özkök bayağı okunuyor. Ayrıca, o 69'da Basın-Yayın'ı bitirirken ben de Siyasal'ı bitiriyordum, okuldaşımdır; Cihangir'e kahve içmeye de davet ettim. 

Taşradan haberler 

Bu bölümde sayıları binlerle ölçülen okurlarımın gönderdiği haberleri değerlendirmeye karar verdim. Böylelikle sürekli entelektüellerin ve zenginlerin dolaştığı yerlerde dolaşıyorsun, eleştirisini önlemiş olacağım. Gönderdiğiniz fotoğraflar ve kısa haberler eğer editörlerim Damla Uğantaş ve Gonca Tokyol'dan geçerse yayınlayacağım. Yoksa bütün suç onlarda. Bu hafta Eskişehir ve İzmir ile başlıyoruz. Eskişehir'deki Uğur Mumcu Parkı'ndan olan fotoğraf çok güzel ama keşke önem sırası aşağıdan yukarıya doğru olsaydı.

Fotoğraf, arkadaşım Gaye Köseoğlu tarafından gönderildi. 

İzmir'den gelen fotoğraf ise Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu bir gruptan. Bu yıl 50'inci yaşını kutlamaya hazırlanan İletişim Fakültesi'nin adı ilk kuruluşunda SBF-BYYO idi. Benim gibi 1969 mezunu Siyasallılar 50'nci mezuniyet yıllarını kutlarken Basın-Yayın'lılar okullarının 50'nci yılını kutluyorlar. Ama hoş bir sloganları var "Mülkiye düzene yönetici yetiştirir, BYYO muhalif yetiştirir!" Bu arada hatırlatalım hem Mülkiye hem Ankara İletişim KHK furyasında DTCF gibi ağır kıyıma uğrayan okullardan...

Nilgün Eser, Mete Hüsünbeyi, M. Mahsun Doğan, Necmettin Özdemir, Hamit Yakın, Akgün Aydın 

***

Advertorial haberler

İnsan Hakları Derneği'nin çalıştayı, bu pazar (20 Ekim) 10.00-18.00 saatleri arası İstiklal Caddesi'ndeki İstanbul Barosu binasında gerçekleştirilecek. Sunumların yanı sıra, insan hakları ve medya konusunda çeşitli atölyeler de düzenlenecek 

Ankara Koleji'nden mezun yazarlar, 19-20 Ekim'de 12.00-18.00 saatleri arasında Kozyatağı Kültür Merkezi'nde kitaplarını imzalayacaklar. 

T24 Haftalık yazarı, gazeteci Ahmet Tulgar da 19 Ekim Cumartesi günü İstanbul Caddebostan'daki Gergedan Kitabevi'nde yeni baskısı yapılan 'Volkan'ın Romanı'nı imzalayacak.

Yazarın Diğer Yazıları

Esad'ın düşüşü ve Suriye'nin perişanlığı dışında tüm haberler burada...

"Sen ağla İstanbul!" başlığını görünce yanlış yazdığımızı düşünmeyin, bile bile yaptık... Zaten bütün diziler çok ağlak, bunu da söylemeden geçmedik! Ayrıca bu magazinde ekrandaki programı terk eden Mülkiye'den sınıf arkadaşım İlber Ortaylı ya da bir filmde oynayan Radikal'den stajyerim İsmail Saymaz yok...

165 yaşındaki Mülkiye ve çok daha fazlası var bu magazinde...

Sevgili hayranlarım ve okurlarım, bir kez daha belirteyim ki hiçbir sosyal medya platformunda hesabım yok; bu yüzden "Biz bunu sosyal medyadan biliyorduk" deyip beni üzmeyin...

78 yaşında hâlâ beni şaşırtıyorlar

Bu hafta fotoğrafım yok çünkü patoloji raporum ancak perşembe öğleden sonra çıktı; daha Taksim İlkyardım doktorumu görmedim ama galiba kanserimle başa çıkmış, tabii kesinleşince size daha iyi bilgi veririm

"
"