12 Nisan 2024
Bayram sabahı kalktığımda upper Cihangir'deki evimin önünde ilk defa bir arabalık da olsa boş park yeri gördüm. Daha sonra anladım ki upper Cihangir'de yaşayanlar, lower Cihangirlilerin aksine tası arabayı toplayıp tatile gitmişler. Tembel tembel bakınırken eski Milliyet Gazetesi Ek Yayınlar Yönetmeni Deniz Alphan'ın davetini aldım ve bayramın ilk gecesi onlarla beraberdim. Onlar dediğim kimler mi? 'Arabayla alıp bırakılmazsam gelmem' şartını hep kullandığımdan Ayşe Cemal, Hasan Cemal ile birlikte gelip beni evden aldı, Topağacı'na yemeğe gittik. Tabii ki dönüşte de nasıl becerdik bilmiyorum ama yine beni Ayşe ve Hasan Cemal eve bıraktılar. Oksijen'in dijital platformlarından sorumlu olan, Radikal'den arkadaşım Elçin Yahşi de vardı. Yemek müthişti. Söylemeye dilimin dönmediği öyle çeşitli yemekler yedik ki Ece Aksoy bile görse kıskanırdı.
Eğer bu kadar dedikodu size yetmiyorsa biraz daha ekleyeyim: Hasan Cemal, kendisi Meclis'e giremezken, DEM Parti'den Meclis'e giren Cengiz Çandar'a laf söyletmiyor. Daha kötüsü, her ne kadar çalışanlarını bol paralara çalıştırıyor olsa bile İsmet Berkan'ın 10Haber'ini bile eleştirmeme fena halde sinirlendi. 'Yetmez ama evet' konusuna hiç girmiyorum bile...
Bayramın birinci günü upper ve lower Cihangir'de Kaktüs, 21 ve 22 dışında her yer kapalıydı. İkinci gün, bizim gibi az ve orta zenginlerin de gidebildiği bütün kafeler açıldı. En güzel sürpriz, yıllardır favori oyuncularımdan olan Genco Erkal ile bayramlaşma şansımın olmasıydı. Genco Erkal, benden bile birkaç yaş büyük olduğu halde gayet genç görünüyordu, ama inanın sahnede daha da genç görünüyor. Bu arada Tülay Günal ile sahnelediği Yaşamaya Dair adlı oyunları hâlâ sürüyor, aklınızda olsun.
Birkaç kez açılıp kapanan Fames, bu kez tutmuş gibi görünüyor. Çok fazla reklam yapmış gibi olmayayım ama kıymalı ve ıspanaklı lazanyaları denemeye değer. Gerçi bana biraz indirim yapıyorlar ama çok da pahalı sayılmaz.
Bayramdan hemen önce gittiğim gün, İnkılap Kitabevi'nin iş toplantısı oradaydı. Ellerinde o kadar çok kitap var ki bu yüzden patronlar, Mandolin Yayınları, Sayfa 6 ve Tuhaf Kitap’tan sonra “Gutenberg” ve “Üçüncü Göz” adında iki yeni marka daha oluşturmuşlar.
Gonzo gazeteciyim diye bir taraflarımı yırtmama rağmen yine bazılarınız bana "Bize bulaşacağına kendine bak" deyip duruyorlar. Evet saklamıyorum, kupamın üstündeki yazıya dikkat çekerek fotoğrafı koyuyorum buraya: Beni sadece dedikodu için arayın! Magazinimi de öyle okuyun...
Derin Yoksulluk Ağı'nın kurucularından ve eski çalışanlarından Hacer Foggo'yu uzun zamandır görmüyordum. Cihangir Firuzağa Kahvesi'nde karşılaşınca çok memnun oldum. Son genel seçimlerde CHP'nin İzmir'de küçük bir gadrine uğrayan Hacer Foggo, seçimi kaybetmişti. Ama yoksulluğa karşı mücadele etmekten vazgeçmemiş, farklı bir şekilde yoluna devam ediyor. Derin Yoksulluk Ağı'nı gençlere bırakmış ve geri dönmeyecekmiş. Şimdi bütün ağırlığını, belediyelerde kadın ve çocuk merkezleri kurulmasını sağlamaya vermiş, elinden geleni yapacağını söyledi.
Tatil süresince bizleri üçüncü sınıf tekrar programlarına mahkûm eden 'ana akım' kanallardan kaçmak için zapladım durdum. Birdenbire tanıdık bir sima; 'Cübbeli Ahmet Hoca.' Bazı tarikatlar mı desem, tekkeler mi desem buna saldırmışlar, o da Doğu Perinçek'in kanalını dayanak göstererek kendisini savunuyordu, ağzım bir karış açık kaldı. Programın yapıldığı kanal da TV100.
Bu arada, KRT ve Gerçek Gündem'in el değiştirmesi meselesinin arkasında TV100'ün olduğu söyleniyor; olabilir de olmayabilir de...
* Evet, Sabah gazetesinin Özgür Özel manşetini ben de sizler gibi gördüm ve hiç şaşırmadım. Bazı sözümona gazeteciler her yola gelebiliyorlar. Zaten gazeteyi yapanları da artık tanımıyorum, herhalde yaşlı olduğum içindir... Ama Sabah gazetesindeki bu tam sayfa röportajı kayda düşmekten kendimi alamadım.
* Lütfen bana Uğur Dündar'ın, Kemal Kılıçdaroğlu'nun makosenleri ile olan kavgasını ya da Ahmet Hakan'ın AKP'ye akıl vermeye kalkmasını sormayın, çünkü gerçekten bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Ben Uğur Dündar'ı, insanlara tırnak kontrolü yaptığı zamanlardan hatırlarım. Acaba Sözcü TV'ye çıkmaktansa hep öyle devam etseydi daha mı iyi olurdu, karar sizin...
* 29-30 Nisan'da Hrant Dink Vakfı’nda Sivil Toplum ve Yapay Zekâ Atölyesi var, ilgilenenlere duyurulur.
* Üyesi olduğum İHD'den, İzmir Alsancak'ta translara yapılan saldırı sonrası, "Görüntülerde apaçık yüzleri görünen şahıslar hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan ve kullandıkları fiziksel şiddetten dolayı yasal takibatın başlatılarak kişilerin cezalandırılmasını ve transların güvenliğinin sağlanmasını talep ediyoruz" çağrısı yapıldı.
* Benim de sakini olduğum ve artık CHP'ye geçen Beyoğlu ile ilgili Aslı Atasoy'un T24'teki söyleşilerine bir göz atmanızı öneririm.
Ünlü fotoğrafçılarımızdan Ozan Sağdıç'ın İstanbul Modern'de "Fotoğrafçının Tanıklığı" adlı müthiş bir sergisi var. 20 Ekim’e kadar görülebilir. Beni haberdar ettiği için Prof. Dr. Şahika Yüksel'e teşekkür etmeden geçmeyeyim.
Bu hafta biraz güncel bir şarkı paylaşmak istedim sizinle. Indie müziğin iyi işler yapan isimlerinden olan Hozier'in yeni çıkan Too Sweet'ini editörüm Gözde Yel dinletince hoşuma gitti, sizinle paylaşmadan edemedim, hadi yine iyisiniz...
Tuğrul Eryılmaz kimdir?Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü. Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı. İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı. Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi. 1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti. Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı. Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi. |
Keyfiniz kaçmasın diye yazıya tutuklu İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu koymadık ama CHP'li olmasak bile hep aklımızda. Gazze'yi de sakın unutmayın
Artık yavaş yavaş yaşım kemale erdiği için sizlere veda etmeye hazırlanıyorum. Hazırlıklı olun. Niyetim memleketim İzmir'e yerleşmek. Ben diyeyim 2 ay, siz deyin 3 ay...
Bu hafta Hasan Cemal, Hüseyin Cevahir, Feryal Pere ve tabii Mehmet Yakup Yılmaz... Kısaca yine Mülkiye'den gidiyorum
© Tüm hakları saklıdır.