02 Ekim 2024

Yeni anayasayı bırak, halkın gündemine bak!

TBMM’nin gündemi, halkın öncelikli sorunları olmalı. Demokratik katılımın önünde engeller olduğu doğru fakat bunun dışında Türkiye'nin çok sayıda sorunu Anayasa'dan kaynaklanmıyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. döneminin 2. yasama yılı dün itibarıyla açıldı. İktidar çevreleri TBMM’nin gündeminin “yeni anayasa” olacağını söylüyor.

Kanımca bu suni bir gündem.

TBMM’nin gündemi, halkın öncelikli sorunları olmalı. Demokratik katılımın önünde engeller olduğu aşikar fakat Türkiye'nin bundan başka önem arz eden ilk 10 sorununu sıralayalım, bir tanesinin bile Anayasa'dan kaynaklanmadığını görürüz:

1-) Enflasyon ve hayat pahalılığı: Gıda, enerji ve kira gibi temel ihtiyaçlardaki fiyat artışları vatandaşların alım gücünü ciddi şekilde zayıflatıyor. Kemer sıkma politikaları, başta emekliler ve ücretli çalışanlar olmak üzere geniş kesimleri felakete sürüklüyor. Konunun Anayasa ile doğrudan bir ilgisi yok.

2-) İşsizlik: Özellikle genç işsizlik oranlarının yüksek olması, eğitimli kesimlerde bile iş bulma zorluklarına yol açıyor. Kayırmacılık vb. yozlaşmalar da sorunu derinleştiriyor. Konunun Anayasa ile doğrudan bir ilgisi yok.

3-) Sağlık sisteminde erişim zorlukları: Hastanelerdeki uzun bekleme süreleri ve sağlık çalışanlarının yetersizliği, vatandaşların sağlık hizmetlerinden yeterli düzeyde faydalanamamalarına neden oluyor. Parasız sağlık sistemi adeta çöktü. Sorun, doğrudan Anayasa'dan ileri gelmiyor.

4-) Eğitimde fırsat eşitsizliği: Parasız eğitim hakkı adeta tasfiye olmuş durumda. Okullardaki eğitimin niteliği düştüğü gibi servis, besin veya hijyen gibi temel gereksinimler dahi karşılanamıyor. Sorun, doğrudan Anayasa'dan ileri gelmiyor.

5-) Barınma sorunu: Konut fiyatlarının ve kiraların hızla yükselmesi, özellikle büyük şehirlerde barınma krizine neden oluyor. Sorun, doğrudan Anayasa'dan ileri gelmiyor.

6-) Tarım ve hayvancılık sektöründe gerileme: Kırsal bölgelerde tarım ve hayvancılığın desteklenmemesi, üretimde ciddi bir düşüşe yol açıyor. Tarımsal üretimdeki sorunlar, gıda fiyatlarının artmasına ve gıda güvenliğinde sıkıntılara neden oluyor. Sorun, doğrudan Anayasa'dan ileri gelmiyor.

7-) Yargıya güven sorunu: Yargı bağımsızlığına dair endişeler ve uzun süren yargı süreçleri, toplumun adalet sistemine olan güvenini ciddi şekilde zayıflatıyor. Mahkemelerdeki taraflı kararlar, bazı davaların siyasi etkiler altında kaldığına dair algılar, vatandaşların hak arama sürecinde adalete olan inançlarını kaybetmelerine neden oluyor. Bu durum, hukukun üstünlüğü ilkesini zedelerken sosyal huzursuzluklara da zemin hazırlıyor. Sorun, doğrudan Anayasa'dan ileri gelmiyor.

8-) Toplumda ve devletteki mafyalaşma/çeteleşme sorunu: Devletin bazı kademelerinde ve toplumun çeşitli kesimlerinde mafya ve organize suç gruplarının etkisinin artması, hukukun üstünlüğüne ve güvenliğe olan inancı zayıflatıyor. Özellikle yasadışı ekonomik faaliyetlerde mafyaların güç kazanması, adalet sistemine olan güveni sarsıyor ve suç oranlarının artmasına neden oluyor. Çeteler, hem yerel yönetimler hem de çeşitli sektörlerde nüfuzlarını artırarak sosyal düzeni tehdit ediyor. Sorun, doğrudan Anayasa'dan ileri gelmiyor.

9-) Sığınmacı sorunu: Sayıları aniden ve sıra dışı biçimde artan göçmen, mülteci, sığınmacı vb. grupların planlı biçimde entegrasyonunun sağlanamaması, sosyal ve ekonomik gerginliklere yol açıyor. Sorun, doğrudan Anayasa'dan ileri gelmiyor.

10-) TSK bünyesindeki zaaflar: TSK'nın son yıllarda yaşanan yapısal değişiklikler ve personel tasfiyelerden sonraki tartışmalı hamleler, ordunun operasyonel kabiliyetine dair endişeleri artırdı. Kara, deniz ve hava sınırlarında yaşanan zaaflar, ordu personeline dönük partizan müdahaleler ve ordunun siyasetten bağımsız kalma yeteneğindeki görünür gerileme ile özellikle komşu ülkelerdeki (aleyhe) hareketlilikler, kaygı verici görünüyor. Sorun, doğrudan Anayasa'dan ileri gelmiyor.

Tolga Şirin kimdir?

Tolga Şirin, İzmir'de doğdu. İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı'nda doçent olarak çalışmaktadır.

Hukuk alanındaki lisans ve lisansüstü eğitimini Marmara Üniversitesi'nde tamamladı. Lisans eğitimi sonrasında Londra Birkbeck Üniversitesi'nde insan hakları hukuku eğitimi aldı; doktora ve doktora sonrası aşamalarda Köln Üniversitesi Doğu Hukuku Enstitüsü'nde araştırmacı olarak görev yaptı.

TÜBİTAK Sosyal Bilimler Programı ve Raoul Wallenberg Enstitüsü bursiyeridir.

Aybay Vakfı (2010) makale yarışması ödülünün sahibidir. 

2006-2008 yılları arasında İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi yürütme kurulu üyeliği yaptı.

Ondan fazla kitap ve çok sayıda makalesi olan Şirin, İngilizce ve Almanca bilmektedir.

Geçmişte Radikal ve BirGün gazeteleri ile Güncel Hukuk dergisinde güncel yazılar yazan Şirin, haftalık yazılarını 2020'den beri T24'te yayımlamaktadır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

HÜDAPAR, gavur Jefferson ve ilk dört madde

Özellikle soruşturulması gereken husus, bu siyasi partinin “Kürdistan İslam Devleti” kurma amacına matuf biçimde sürdürüp sürdürmediğidir. Böyle bir niyet saptanırsa bu, insan hakları hukuku standartlarına uygun bir kapatma nedenidir

Din eleştirisi kamusal alandan tasfiye edildi

Laik Cumhuriyet'e karşı şeriatçı propagandaya tam serbesti tanınırken şeriatçılığın, siyasal İslam'ın veya genel olarak dinin eleştirisine hiçbir tahammül yok

Teğmenlerin yemini bir ifade özgürlüğü meselesidir

Teğmenlerin sloganı, ritüeli ve yeminleri birer “ifade”dir. Bundan kimilerinin hoşnut olması veya olmaması durumu değiştirmez. Dolayısıyla konunun “ifade özgürlüğü” kapsamında ele alınması gerekir

"
"