25 Kasım 2022

Tarım ve Orman Bakanlığı'nda müfettişler, silinen bilgisayar belleklerinin peşinde

Müfettişlerin ilk aşamada, kaybedilen veriler içinde özellikle 60 milyon liralık bir alımın belgesine ulaşmayı hedefledikleri bilgisine ulaştım. Verilerin kurtarılması halinde yaklaşık 2 milyar liralık 21/b hükümlerine göre yapılan alımların üzerindeki sis perdesi aydınlatılacağı bakanlık yetkililerince ifade ediliyor

Ekonomi, siyaset ve terörle mücadele çerçevesinde yoğun geçen ülke gündemine bir taze başlık açıyorum.

Haftanın ikinci yazısında Büyüteç'i Tarım ve Orman Bakanlığı'na (TOB) çeviriyorum.

Kamuoyunda tartışılan kabine üyesi Bekir Pakdemirli'nin bakanlıktan alınmasının ardından sekiz ay geçti. Pakdemirli'nin yerine koltuğa oturan yeni Bakan Vahit Kirişçi, selefinin kadrolarından bir bölümünü değiştirip yola devam etmeye çalışıyor.

TOB'ta bakan değişikliğinin üzerinden epeyce zaman geçmesine karşın sular henüz durulmuş değil.

Bakan Kirişçi'nin onayı ile Teftiş Kurulu'ndan oluşturulan müfettiş grubu, son günlerde hummalı çalışma içindeler.

Aldığım bilgiye göre; bu çalışmanın sebebi, Eski Bakan Pakdemirli döneminde Kamu İhale Yasası'nın 21/b maddesine göre yapılan alımların kayıtlarının bulunduğu bilgisayar belleklerinde silinen bilgilerin yeniden ortaya çıkarılması.

* * *

Detayları şöyle aktarabilirim:

* Teknolojinin gelişimiyle birlikte orta ve büyük ölçekli kamu kurumları, verileri saklayabilmek amacıyla bir süre önce geniş veri depolama alanlarına sahip bilişim sistemleri satın alarak kullanmaya başladı.

* Satın alımlarla birlikte zaman içinde söz konusu sistemlerde kullanılan yazılımların lisans bedelleri ortaya çıktı doğal olarak.

* Tarım ve Orman Bakanlığı (TOB) da benzer süreci gerçekleştirip bilişim sistemleri satın alıp hizmete açtı.

* Ancak TOB'da bir süre önce kurumun kullandığı bilişim sistemlerinde ana bellek içindeki "disklerin arızalandığı" tespit edildi.

* Disklerdeki arızaların geçmiş bakanlık yönetimi döneminde "güncelleme yapılmaması" nedeniyle arızalanıp kullanılamaz hale geldiği TOB'un bilgi işlem biriminde yapılan incelemelerde belirlendi.

* TOB'un bilişim sisteminde ortaya çıkan arızalı diskler arasında, Pakdemirli'nin görev süresi içinde bakanlıkça Kamu İhale Kanunu'nun 21/b maddesi hükümlerine göre yapılan alımlara ait yazışma evraklarının bulunduğu anlaşıldı.

Bu arada Kamu İhale Kanunu'nun 21/b maddesi hükmünü özetlemek gerekirse, "Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması" halinde ilgili kurum ihale ilanına çıkmayıp davet usulü ile alım yapabiliyor.

Uygulamaya göre, 21/b hükmü çerçevesinde gerçekleştirilecek alım için "en az üç firmanın" davet edilmesi gerekiyor. Davet edilen firmalardan sadece birinin teklif vermesi yasa hükmünün gerçekleşmesi için yeterli.

Muhalefetin, iktidara yönelik yolsuzluk iddiaları çerçevesinde en çok dikkat çeken yasa hükmü bu.

* * *

Devam ediyorum.

* Disklerin arızalanması sonucunda, bakanlığa ait belge-netteki alım işlemlerine ait yazışmalar usulsüz olarak silinmiş oldu!

* Ayrıca, arızalı olarak gösterilen diskler, bakanlığın dolayısıyla devletin envanterine kayıtlı olduğu için fiziki olarak yok edilmesi mümkün değil.

* Diskler, aynı zamanda fiziki olarak sistemden sökülerek arızalı kaydıyla halen bilgi işlem biriminin elinde.

* Müfettişler, arızalı oldukları iddiasıyla sistemden sökülen disklerdeki verileri kurtarmaya çalışıyor bugünlerde.

* Sonuç TOB'un bilişim sistemindeki 49 diskten 10'a yakını, gereken güncellemenin yapılmaması sebebiyle kullanılamaz hale getirildi.

* * *

Gelelim işin can alıcı noktasına.

Müfettişlerin ilk aşamada, kaybedilen veriler içinde özellikle 60 milyon liralık bir alımın belgesine ulaşmayı hedefledikleri bilgisine ulaştım. Verilerin kurtarılması halinde yaklaşık 2 milyar liralık 21/b hükümlerine göre yapılan alımların üzerindeki sis perdesi aydınlatılacağı bakanlık yetkililerince ifade ediliyor.

Mevcut Bakan Kirişçi'nin onayıyla iş başı yapan müfettişlerin, kaybedilen eskiye dönük verilere tekrar elde edilmesiyle birlikte "bir şeyler"in peşinde olduğu anlaşılıyor.

Veri kurtarma operasyonunun başarıya ulaşması halinde Pakdemirli dönemindeki harcamaların neler olduğu ayan beyan ortaya çıkacak.

Bu noktada ağır bir iddia var doğrusu. Pakdemirli'nin yakın ekibinde yer alan ve görevi Kirişçi'ye devretmesinden sonra görevlerinden alınan kimi bakanlık üst düzey yöneticilerinin adının karıştığı konusu yoğun biçimde bakanlıkta konuşuluyor.

Yaşananlar sonrasında, özellikle bilgisayar disklerindeki bilgilerin dolaylı yoldan kaybedilmesiyle ilgileri oldukları gerekçesiyle daire başkanı düzeyinde bazı üst yöneticilerin Bakan Kirişçi tarafından görevden alındığını belirteyim.

* * *

Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Devlet Denetleme Kurulu'nun AKP iktidarı boyunca hakkında soruşturma başlattığı ilk bakanın Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli olduğunu Büyüteç okurları hatırlayacaktır.

Anlaşılan söz konusu soruşturma yetmemiş olacak ki, bu kez de eskiye dönük veri kurtarma operasyonu başlatıldı.

İlginç bilgiler çıkabilir yakın zamanda.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndaki soruşturma

Tarım ve Orman Bakanlığı'ndaki araştırma süreci sessiz ve derinden ilerlerken, dikkat çekici diğer gelişme de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda ortaya çıktı.

Bakanlığın çatısı altındaki önemli kurumlardan İŞKUR'da başlatılan müfettiş incelemelerinde; 2014-2018 yılları arasında kurumda ihale yoluyla düzenlenen meslek edindirme ve iş başı eğitim programlarında usulsüzlük yapılarak 20 milyon lira zarara uğratıldığı tespit edildi.

Müfettişlerin tespitinin adliyeye ulaşmasıyla birlikte İstanbul'da savcılık 21'i İŞKUR personeli toplam 58 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi. İstanbul Polisi gözaltı işlemlerine başladı.

İŞKUR'da ortaya çıkan bu durum üzerine söz konusu dönemde kimlerin bakan koltuğunda oturduğunu merak ettim. İnternetteki aramada karşıma çıkan isimler; Faruk Çelik, Ahmet Erdem, Süleyman Soylu, Mehmet Müezzinoğlu, Jülide Sarıeroğlu ve Zehra Zümrüt Selçuk oldu.

Soruşturmayla ilgili başlayacak adli yargılama sırasında adı geçen bakanların denetim görevlerini ihmal edip etmedikleri de anlaşılacak doğal olarak.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi'nde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Burdur'da taciz skandalı: Skandalın adresi Burdur Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü!

İşin içinde taciz var, mahkemeden alınan uzaklaştırma kararı var, il müdürlüğünde görevli kamu personeli var, şüpheli, tanık ve mağdura ait adliye yansıyan ifadeler var, tacize adı personelin görevden uzaklaştırılması amacıyla bakanlığa ve valiliğe yazılan yazılar var. Yetmedi, benzerlerinde olduğu üzere dini cemaat iddiası var. Yetmedi, siyaset var

Ayhan Bora Kaplan, polis muhbiri oldu mu?

17 - 25 Aralık 2013'te Gülen cemaatinin emniyetten tasfiyeye başlanması sonrasındaki personel değişimi sırasında yeni göreve gelen ekipler, Ankara'yı kasıp kavuran Aramaz'ı bir türlü yakalayamazken, muhbir olmak amacıyla şubeye gelen genç, Aranmaz'la ilgili önemli bir bilgiyi polise aktardı...

180. yaşına adım atan Türk Polis Teşkilatı...

350 bin kişilik teşkilatın başındaki yöneticinin Şeref Defteri'ne yazdığını düşündüğümüz bağlılık mesajlarına karşın teşkilatın içinde bulunduğu tablonun örtüşmediğini, deyim yerindeyse "sokaktaki insan" biliyor artık