26 Nisan 2022

Soylu, kendisini eleştiren Jandarma Komutanı'nı görevden aldı

Komutanı makamına alan Soylu, kızgın ifadelerle rahatsızlığını aktardı. Kısa süren görüşmenin ardından Soylu, Jandarma Genel Komutanlığı'na "komutanın görevden alınması" talimatını verdi. Komutanın sohbette söylediklerinden bir bölümünü biliyorum. Ancak herhangi bir adli sürece neden olmamak için şimdilik yazmıyorum

Büyüteç'te yeni haftanın ilk yazısında farklı olayları bir araya getirip, durum tespiti yapmaya çalışacağım. 

İlk olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir icraatıyla başlıyorum.

Aldığım bilgiye göre geçen hafta yaşanan gelişme, Güneydoğu'da önemli bir kentimizde görev yapan il jandarma komutanıyla ilgili. 

Kentteki görevinden önce Ankara'daki Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görev yapması nedeniyle gerek Jandarma Genel Komutanlığı, gerekse İçişleri Bakanlığı'nı yakından tanıyan Jandarma Albay, görev yaptığı kentimizde geçtiğimiz günlerde bir dost sohbetinde İçişleri Bakanı Soylu'nun bazı uygulamalarını eleştirdi. 

Jandarma Komutanı'nın değerlendirmelerinde açıkça Soylu'yu eleştirmesini dinleyen ve geçmişte Soylu ile birlikte aynı partide bulunan bir yerel siyasetçi, Ankara'ya gelerek sohbette konuşulanları İçişleri Bakanı'na aktardı.

Bu gelişme üzerine Soylu, özel kalemi aracılığıyla kendisini eleştiren il jandarma komutanını Ankara'ya çağırdı. Başkente gelen komutan, uzunca bir süre özel kalem müdürlüğünde Soylu'nun kendisiyle görüşmesini bekledi. 

Komutanı makamına alan Soylu, kızgın ifadelerle rahatsızlığını aktardı. Kısa süren görüşmenin ardından Soylu, Jandarma Genel Komutanlığı'na "komutanın görevden alınması" talimatını verdi. Komutanın sohbette söylediklerinden bir bölümünü biliyorum. Ancak herhangi bir adli sürece neden olmamak için şimdilik yazmıyorum.

Jandarma Genel Komutanlığı da Bakan Soylu'dan gelen talimat üzerine söz konusu komutanı geçici görevle Ankara'ya çekti. 

Emniyet kulislerini hareketlendiren kararname

Büyüteç'in takipçileri 25 Mart'ta kaleme aldığım "Soylu ile Bahçeli arasında mekik dokuyan polis müdürleri…" başlıklı yazıyı hatırlayacaktır. Okuyamayanlar için linkini bırakıyorum.

Aynı yazıda, Soylu ve ekibinin "zorunlu olarak" bir atamaya ses çıkaramadıklarını aktarmış ancak bu atamadan da mutlu olmadıklarını anlatmıştım. 

Soylu ve ekibinin kendi inisiyatifleri dışında yapılan atamadaki isim Emniyet Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Kulalar'dı. Yazıda, Soylu ve ekibinin Kulalar'dan kurtulmak için "yurt dışı" göreve göndermeye çalıştıklarını ifade etmiştim. 

Bu konuda yeni bir gelişme yaşandı. İçişleri Bakanlığı önceki hafta yurt dışında görevlendirilecek müşavirliklere atamalar yaptı.

Atama listesi, 5 Nisan'da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalandı, ancak açıklanması 10 Nisan Polis Bayramı'ndan sonraya bırakıldı.

Atama listesinde yazıda ismini verdiğim Emniyet Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Kulalar da yer aldı. Kulalar, Mülkiye Başmüfettişi Ali Alper Orkun'la birlikte ABD'nin başkenti Washington'a müşavir atandı!

Böylece Soylu ve ekibi, hoşnut kalmadıkları iki isimden birisi olan Kulalar'dan kurtulmuş oldu. 

Geriye Eski İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan kaldı. Çalışkan, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olarak halen görevinin başında. 

Bu arada, aynı atamalarda il emniyet müdürleri ve merkezdeki daire başkanlarından da görevlendirmeler var. Atamalarla bu makamlar boşaldı. Şimdi küçük çaplı bir atama kararnamesi çıkacak.

Kulalar'dan boşalan Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na iki ismin adı geçiyor. Birincisi Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci. Diğeri ise, Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı İbrahim Hakkı Seydioğulları.

Kulislere göre, İnci daha önde görünüyor. Ancak, Adana'da geçtiğimiz günlerde Alpaslan Kuytul Grubu'na yönelik polisin sert müdahalede bulunmasının görüntüleri henüz akıllarda. AKP tabanında bu olaylara karşı tepki olduğu biliniyor. Soylu ve ekibinin İnci üzerindeki tercih hakkını kullanmakta ısrarcı olması süreci farklı yöne götürebilir. 

Terfi kurulu üyelerinin seçiminde yaşananlar

Emniyet teşkilatında bir üst rütbeye terfi edecek ve emekliye sevk edilecek amir sınıfı personelin dosyalarını değerlendirecek Yüksek Değerlendirme Kurulu, mayısta toplanacak. 

Kurulun çalışmaları, terfi edecek personel kadar emekliye sevk edileceklerin belirlenmesi açısında da önemli. 

Kurulda halen il emniyet müdürü olarak görev yapan iki üyenin seçimi için bugünlerde telaş var. Zira adaylar arasından yapılacak seçimde emniyet yönetimi, Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz ve Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci'nin bulunmasından yana. 

Bu nedenle, Yılmaz ve İnci'nin seçilmesi için "yukarı"nın yaklaşımı oy kullanacak il emniyet müdürlerine yansıtılıyor. 

Kurul yönetimi oluşturulurken Yılmaz ve İnci'nin seçilmesi sürpriz olmayacak. Yılmaz ve İnci'nin kurul üyesi olması, idarenin "oy çokluğuyla" alacağı terfi ve emeklilik kararlarında önemli rol oynayacak.

KOM'da şoförünü döven başkan yardımcısı izine ayrıldı

Emniyet'te yaşanan dayak olayı geçen hafta T24 muhabiri Asuman Aranca tarafından ortaya çıkarıldı. 

Teşkilatın en önemli birimlerinden Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nde (KOM) görevli polis memuru H.K., aynı zamanda şoförlüğünü yaptığı Başkan Yardımcısı Ahmet Güler'in kendisini dövdüğü iddiasıyla savcılığa başvurdu. 

Haberin detayları burada. 

Savcılık başvurusuna göre, olayın gerekçesi Güler'in çocuğuna ait köpeğe polis memuru H.K. tarafından bakılmaya zorlanmasıydı. Memur H.K., birlikte görev yaptığı Güler'e, "Şafii mezhebinden olması nedeniyle köpeğe dokunamadığını ve bakamayacağını belirtmesi" üzerine başkan yardımcısının kendisine küfür ederek dövdüğünü başvurusunda yer verdi.

Savcılığın adli soruşturma başlatması KOM Dairesi'nde krize neden oldu.

Olayın gündeme gelmesiyle birlikte hakkında adli soruşturma başlatılan polis müdürü "acilen" izine gönderildi. Birimden tayin yazısının yazıldığı belirtiliyor.

İlginç bir olay daha yaşanıyor KOM Dairesi'nde. Savcılık Güler hakkında "görevden kaynaklanan darp" gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni istedi. Oysa bu olayda "görevden kaynaklanan" bir durum söz konusu değil. Tamamen kişisel gerekçe mevcut. 

Ayrıca, savcılığın "görevden kaynaklanan olay" soruşturmasına delil olmak amacıyla Güler'in köpeğinin "polis köpeği" yapılması için evrak hazırlandığı bilgisine ulaştım. 

Böylelikle, polis envanterinde görünen köpekle ilgili işlem yapmadığı gerekçesiyle polis memuru H.K.'nın dövülmesiyle sonuçlanan sürecin tersine döndürülmeye çalışıldığı ifade ediliyor. 

Bu noktada Güler'in şahsına ait köpeğin, polis köpeği olmasını sağlayacak belgenin geriye dönük hazırlanmasının aynı zamanda "sahte belge hazırlamak" suçu kapsamına girdiğini ve "ağır cezalık suç" tanımıyla yasada bulunduğunu da hatırlatayım. 

* * *

Yazının giriş bölümü haricinde aktardıklarıma bakınca Emniyet yönetimi adeta tarih yazıyor. 

Özellikle Ankara'daki yönetim kademesinde güç mücadelesinin yaşanması, farklı kişi / kişiler veya dini gruplardan destek alan kimi üst düzey yöneticiler arasındaki anlaşmazlıklardan doğan yönetim zafiyetleri, çeşitli tercihlerle üst yönetici konumuna getirilen kimi personelin mesleki liyakat ve kapasitesindeki yetersizlikler, teşkilatta hemen her gün yeni yeni olayların yaşanmasına sebep oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

"
"