Sorular malum; iş insanı Sezgin Baran Korkmaz, Ankara'ya çağrılıp İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştü mü? Görüşmedi mi? İçişleri Bakanı kendisine "yurt dışına çık" dedi mi? Demedi mi?
Organize suç örgütü liderinin, video yayınlarıyla doğrudan ve açık hedefe aldığı İçişleri Bakanı Soylu, suç örgütü liderinden 10 bin dolar maaş alan siyasetçinin bulunduğu açıklamaları yapmasına karşın iş insanı Korkmaz'la ilgili iddialar karşısında sessizliğini korumaya devam ediyor.
Korkmaz'ın merkezinde olduğu "hakkında soruşturma var, yurt dışına kaç" konusuyla ilgili olarak pek çok iddia yazıldı, çizildi. Korkmaz'ın ikinci Reza Zarrab olabileceği iddiası değerlendiriliyor şimdilerde.
Büyüteç'i, iş insanı Korkmaz'ın İçişleri Bakanı Soylu ile yaptığı ortaya çıkan görüşme ve Avusturya'da yakalanma sürecine tutacağım bugün.
ABD'nin takibi
Önce Avusturya'da yakalanma sürecinden başlayım.
Korkmaz, bir süredir İsviçre'de bulunuyordu. İsviçre'den telefonla bağlandığı son televizyon programı sebebiyle kaldığı yerin tespit edileceği endişesiyle cumartesi günü Avusturya'ya geçmeyi tercih etti.
Bu tercih deyim yerindeyse kendisine pahalıya patladı. Yaşananlardan anlıyoruz ki, ABD bir süredir Korkmaz'ı takip ediyordu. İsviçre'de olduğunu tespit etmesine karşın, ülkenin siyasi tarafsızlığı ve finans çevrelerindeki etkisinden olsa gerek Korkmaz'ın ülke dışına çıkmasını bekledi.
Korkmaz, Avusturya'ya adım atar atmaz ABD hemen devreye girdi ve kendi ülke yasalarına göre sabık olarak tanımladığı iş insanının gözaltına alınmasını sağladı.
Türkiye, avukatından öğrendi
Aldığım bilgilere göre, aslına bakarsanız Korkmaz, cumartesi akşam saatlerinde yakalanmadı. Akşam saatlerinde Türkiye ancak öğrenebildi! O da Korkmaz'ın avukatının sayesinde.
Korkmaz'ın, ABD'in talebi doğrultusunda Avusturya makamlarınca gözaltına alınmasının ardından iş insanının avukatı Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği'ne gelerek durumu anlatınca iş ortaya çıktı. Avukat, büyükelçilikten "Türkiye olarak siz alın" teklifini yaptı ama sonuç ortada. Korkmaz; Türkiye'ye uzak, ABD'ye çok yakın!
O saatten itibaren Ankara'da hareketlilik başladı. Korkmaz'ın gözaltına alınmasında ABD'nin talebi olması Ankara'yı özellikle İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nde yoğunluk yaşanmasına neden oldu.
İçişleri ve Emniyet'te hareketli saatler
İçişleri Bakanı Soylu, gece yarısına kadar gelişmeleri makamından takip etti. Buradaki handikap, Türkiye'nin kırmızı bültenle aradığı Korkmaz'ın Türkiye'ye iade edilmeme olasılığıydı. Zira ABD'ye gönderilmesi halinde Korkmaz'ın, hakkındaki iddiaların yanı sıra yaşadığı süreçleri anlatmasıyla işler daha da karışacaktı.
Korkmaz'ın Türkiye'ye iade edilmesinin sağlanması gerekiyordu. Ama bu yazıyı yazdığım dün öğle saatlerine kadar -Viyana Büyükelçiliği'nin diplomatik kanaldan girişim yapmasına rağmen- henüz böyle bir gelişme yaşanmadı. Aksine ibre halen ABD yönündeydi.
Soylu'yla birlikte hareketlilik yaşayan bir birim daha vardı o saatlerde. Korkmaz'ın hakkındaki suç dosyasını takip eden Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'ydi (KOM) burası.
Korkmaz'ın gözaltına alındığı bilgisinin Ankara'ya ulaşmasının hemen ardından, tatil günü olmasına rağmen dairenin yöneticileri birer ikişer makamlarına geldi. KOM Daire Başkanı Mahmut Çorumlu ve daireden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu da makamlarına gelenler arasındaydı.
Ki hatırlarsınız; Holoğlu, suç örgütü liderinin Korkmaz'ın yurt dışına kaçışı konusundaki açıklamalarında ismi geçen emniyet üst yöneticisi.
Heyecan endişeye dönüştü
Gelişmeler KOM – İçişleri arasında an be an yürütülürken, gece yarısına doğru ilk heyecanlar endişeye doğru evrildi. Çünkü ABD devredeydi ve Korkmaz'ın Türkiye'ye iade edilmesi zorlaşıyordu.
Bu arada ilave edeyim, ABD'nin Korkmaz hakkında kırımızı bültenle arama işlemi yok. Buna rağmen Avusturya, sabık iş insanını Türkiye'nin kırmızı bültenle arama talebi olmasına rağmen ABD'ye verecek büyük olasılıkla. Bu durum Türkiye ile ABD arasındaki ağırlık farkını gösteriyor maalesef!
Bir not daha ekleyim; Korkmaz'ın Türkiye'de işlediği suçun karşılığı 2-5 yıl arası hapis cezası. Bu nedenle Korkmaz, Türkiye'ye gelse belki tutuklanmayacaktı bile. Ancak, suçun ABD'deki karşılığı ise, yaklaşık 40 yıl hapis cezası.
Korkmaz, ABD'ye teslim edilir de yargılanmaya başlanırsa 40 yıl hapis cezasından kurtulmak için artık neler yapar siz düşünün! En hafifinden Zarrab gibi itirafçı olarak hapisten kurtulmaya çalışacak öncelikle, hiç kuşkusuz.
Korkmaz'ın Ankara teması
Şimdi filmi biraz daha geriye saralım.
Ne diyordu, suç örgütü lideri? "Korkmaz, 4 Aralık'ta Ankara'da Soylu ile görüştü, 5 Aralık günü Türkiye'den kaçtı!" Özeti bu.
Özetten harekete devam ederken birkaç soruyu da araya sıkıştırmakta fayda var.
Suç örgütü liderinin iddiasına göre -ki bu iddia şimdiye kadar olayın taraflarınca yalanlanmadı- KOM'dan sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Holoğlu, Korkmaz'ı arayıp Ankara'ya çağırdı.
Ben de edindiğim bilgileri bu noktadan itibaren ilave edeyim konuya.
Yurt dışı göreve gönderilen müdür!
Korkmaz'ı Ankara'ya çağıran bizzat Holoğlu değil. Holoğlu'nun talimatıyla dairede görev yapan bir şube müdürü. Bu şube müdürünün görev alanı organize suçlarla mücadele etmek.
Görevi organize suçla mücadele etmek olan şube müdürü, genel müdür yardımcısının talimatıyla hakkında adli soruşturma yürütülen bir şüpheliyi, İçişleri Bakanı ile görüşmek amacıyla Ankara'ya çağırıyor! Korkmaz da ilgili yerlerle irtibat kurduktan sonra Ankara'ya geliyor.
Sonrasında da Korkmaz'ı İçişleri Bakanı ile görüştürmek için Ankara'ya davet eden şube müdürü yine Soylu'nun onayıyla KOM Dairesi'nin yurt dışında irtibat görevlisi olarak atanıyor!
Nasıl ama! Tesadüfler peş peşe gelişmiş.
İşin diğer ilginç yönü daha var. Korkmaz, 5 Aralık 2020 cumartesi günü bakanlıkta ve emniyette mesainin olmadığı sırada Soylu ile görüşüyor. 6 Aralık Pazar günü yurt dışına çıkıyor.
Makam merdiveni başında sohbet!
Bir soru ile olayın pekişmesine katkı vereyim.
* Korkmaz, 5 Aralık 2020 günü Soylu ile kaç kez görüştü? İlk görüşmeden sonuç çıkmaması üzerine İstanbul'a doğru yola çıkan Korkmaz, geri dönüp bir kez daha Soylu ile görüştü mü?
* Korkmaz'ın bakanlığa gidişinde yanında emniyetten kimler vardı?
* Mesela bakan makamına çıkılan özel merdivenlerin başında Soylu'nun müsait olmasını beklerken kimlerle sigara tüttürdü? Bu isimler KOM'dan sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu ve KOM Dairesi Başkanı Mahmut Çorumlu muydu? Ayaküstü sigara sohbetinde neler konuşuldu?
* Varlığı - yokluğu belli olmayan, düşük profilli Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, gelişmeler içinde yer alan ve Soylu'nun A takımındaki personeli hakkında idari soruşturma başlatacak mı? Yoksa bu kadar ağır ithamlar ve iddiaları, sıradan yurttaş gibi seyredecek mi?
* * *
Evvelden bu işlere girenlerde biraz korku, çekinme, tedirginlik, yakalanma endişesi olurdu. Şimdilerde bunlar bir yana, üstüne üstlük pervasızlık var, korkusuzluk hâkim.
Türkiye, 1996'daki Susurluk kazasıyla ortaya saçılan mafya – siyaset – devlet üçgenindeki bir dizi skandalın ardından yeni ama farklı bir süreci yaşıyor şüphesiz.
Bu sürecin sonuçları, ülkenin gelecek kuşaklarının ne ile karşılaşacağının da yanıtları olacak.