Ayhan Bora Kaplan-Serdar Sertçelik
Ankara’da organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Ayhan Bora Kaplan dosyası çerçevesinde hazırlanan polis raporu ilginç bilgiler içeriyor.
Gazeteci Müyesser Yıldız Uğur’un gündeme getirdiği “Polis Araştırma Raporu” Kaplan ve ekibinin faaliyetlerinin gün yüzüne çıkmasını sağladı.
Sadece “basit bir rapor” değil elbette. Bu rapor, henüz dumanı üzerinde tüten Ankara Emniyeti’ndeki darbe girişimi çalışmaları yürütüldüğü iddialarının ortaya atılmasına da kaynaklık etti aynı zamanda.
Biraz geriye gidelim; şimdilerde gizli tanık olduğunu ifşa eden Serdar Sertçelik’in soruşturma çerçevesinde “M7” kod adıyla verdiği bilgiler sonrasında, dosyaya bakan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kaya, 8 Kasım 2023’de Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne tek sayfalık talimat yazısı gönderdi.
Kaya, “ivedi / önemli” kaydıyla gönderdiği yazıda üç maddeden oluşan talimatlarını verdi:
“Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından yürütülmekte olan işbu soruşturma dosyasında delil toplama işlemine esas olmak üzere, gizli tanık müzekkeresi yazımız ekinde gönderilmiştir.
Buna göre;
- Gizli tanığın ifadesi titizlikle incelenerek fezlekede bulunan hangi olayları içerdiğinin tespit edilmesi, olaylarda yer almayan iddialar bakımından gerekli araştırmanın yapılması,
- Ortaya çıkan yeni deliller ile ilgili olarak soruşturma savcısından ek talimat alınması,
- Hazırlanan evrakın herhangi bir tekide mahal bırakmaksızın ivedi bir şekilde Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur.”
Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi (OSM), talimat üzerine Sertçelik’in verdiği bilgileri savcılığın talimatına uyarak “titizlikle” inceledi.
Yapılan incelemeler sonrasında tam 199 sayfalık “araştırma tutanağı” hazırlandı.
Polisin hazırladığı tutanak, 24 Nisan 2024 tarihini taşıyan resmi yazıyla Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Aynı zamanda savcılığa da gönderilen resmi üst yazıda OSM Şube Müdürü Kerem Gökay Öner’in imzası var.
Başsavcı Kocaman’ın makamında mobilya kumaşı seçilmiş
Emniyet, savcılık talimatı üzerine, Sertçelik’in verdiği bilgileri yaklaşık 4.5 ay boyunca araştırdı ve 24 Nisan’da sonuca bağladı.
Raporda, Sertçelik’in “M7” koduyla verdiği bilgilerden yola çıkılarak önemli tespitler yapıldığı görülüyor.
Bunlardan birisi Kaplan’la sadece “bir kez” görüştüğünü öne süren dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’ın lüks villasına mobilya yapılması ve parasının Kaplan tarafından ödendiği iddiası.
Bu arada, Kocaman’la Kaplan’ın bağlantılı olduğu iddialarının gündeme geldiği günlerde, Kocaman’ın Çayyolu’nda lüks villası olduğunu duyurmuştum. Kendisi yaptığı açıklamada, Çayyolu’nda evi olmadığını açıklamıştı. Ancak bugün gelinen noktada Kocaman’ın Gölbaşı’nda ev değil lüks villa sahibi olduğu polis raporuyla ortaya çıktı.
Rapordan alıntı yapıyorum:
“(…) Alınan bilgi sahibi ifadelerden de anlaşılacağı üzere; örgüt lideri Bora Kaplan’ın, Cengiz Haliç’in ofisinde otururken Emre Cihan Akalın ve Şinasi olarak bildikleri Garip Ümit isimli şahsı ofise çağırdıkları, Bora Kaplan’ın Yüksel Kocaman’ın evinin mobilyalarının yapılacağını söylediğini ve bu iş için çizimini Emre Cihan Akalın’ın mobilyaları ise, Garip Ümit isimli şahsın yapacağının talimatını verdiğini,
Emre Cihan Akal’ın isimli şahıs ile birlikte Garip Ümit isimli şahısların Yüksel Kocaman’ın evi olduğu adres olan Gölbaşı’nda bulunan Hera Balo Salonları tarafına gittikleri, fiyat konusunda Garip Ümit isimli şahısla anlaşılmaması üzerine Mustafa Hallik isimli şahsa bahse konu mobilyaların yaptırıldığı ve bu mobilyaların montajı için Mustafa Hallik’in yanında çalışan Ahmet Ali Gebeş isimli şahsın gittiği, hatta kumaş göstermek için Emre Cihan Akalın ile Garip Ümit isimli şahısların Yüksel Kocaman’ın makamına gittiği alınan ifadelerden de anlaşılmaktadır. (…)”
Yeni model BMW iddiası
Ankara Emniyeti OSM Şubesi’nce Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın şahsına ait aracı yenilemesiyle ilgili iddialar da incelendi. Kocaman’ın aracını Ayhan Bora Kaplan vasıtasıyla yenilediği öne sürülmüş, bu konudaki haberlere erişim engeli getirilmişti.
Bu süreçte Başsavcı Kocaman’ın aracıyla ilgili tüm işlemleri koruması Mevlüt Özdemir üzerinden yürüttüğü öne sürülüyor..
Raporda, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturmasında adı geçen bazı isimlerle Arslan arasındaki para alışverişi yer alıyor.
Doğrudan bir tespitte bulunulmuyor ancak Arslan’ın her iki kesimle olan bağlantılarına örtülü biçimde işaret ediliyor. Kocaman’ın korumasının Arslan’ın firmasından iki kez lüks araç satın aldığı, eski araçları da buraya sattığı, araçları takas ettiği anlaşılıyor.
Kocaman’ın araç alım ve satım işlemlerini yapan MAS Grup adlı otomotiv firmasının sahibi Murat Arslan’ın emniyette verdiği, raporda da yer alan ifade şöyle:
“(…) Ayhan Bora Kaplan isimli şahsı, yaklaşık on yıl kadar önce Doğan Kaan Yıldız ve Ozan Can Yıldız isimli şahısların yanında görmemden dolayı tanırım. Bu şahsın Albüm isimli eğlence mekanının olduğunu duydum. Ancak bu şahıs ile birebir irtibatım yoktur. Bu şahısla hiç yanyana gelmedim ve hiç muhatap olmamışımdır. Ancak bu şahsın oğlunun sünnet düğünü davetiyesi gelmesinden kaynaklı bu şahsın oğlunun sünnet düğününe katıldım.
Benim asıl tanıdığım şahıs ise, Tansel Aktan’dır. Tansel Aktan’ı da Doğan Kaan Yıldız’ın yanında görmemden dolayı tanıdım. Ancak samimi olma sebebim ise, bu şahıs, Şaşmaz’da oto kuaför işi yapardı, Tam Cars isimli dükkanı vardı. Benim bütün arabaları bu şahsın yapmasından kaynaklı samimi oldum ve daha sonra çocuğun kirvesi oldum.
Serdar Sertçelik isimli şahsı Doğan Kaan Yıldız’ın Elmacı Marketler ile ortağı olmasından kaynaklı tanırım. Bu şahsa hiç araç satmadım.
Tarafıma okunan beyanlar ile ilgili olarak; ben, Yüksel Kocaman isimli şahsı tanımazdım. Ancak araç alım satımı ile ilgili olarak 2020 yılında Osmaniye ilinde 80 HA 552 plakası ile 2020 model beyaz veya gri renkli BMW 5.20 marka aracı aldım ve iş yerime getirdim. Satmak için ilana koydum. İlandan bu araç ile ilgili bana bir takas teklifi geldi. Takas teklif eden şahsın kim olduğunu bilmiyordum. Bu görüşmeden sonra koruma polisi olarak bildiğim iki şahıs dükkana geldi ve BMW 3.20 marka aracı olduğunu ve takas etmek istediğini söyledi. Ben de araca karşılıklı bakmamız, fiyatta anlaşmamız karşılığında olabileceğini söyledim. Bu görüşmeden aynı gün veya bir gün sonra benim dükkanıma resmi araçla iki koruma polisi geldi. Ancak bu şahısların kimin korumalığını yaptığını bilmiyordum.
Tam tarihini hatırlamadığım bir günde; iki koruma polisi, benim dükkanıma 06 BPC 009 plaka sayılı 2019 model beyaz ve gri renkli BMW 3.20 marka aracı getirdikten sonra koruma polisleri ile pazarlık yapmaya başladık ve BMW 3.20 karşılığında bana ait olan BMW 5.20 marka aracın üstüne 150 bin TL alacağım şeklinde anlaştık. İsimlerini bilmediğim ancak satış evraklarından gördüğüm kadarıyla aynı zamanda Yüksel Kocaman’ın da vekaletinin bulunduğu Mevlüt Özdemir ve Hakan olarak hatırladığım şahıslar, dükkana ellerinde siyah poşet içerisinde 150 bin TL parayla gelmişler ve bahse konu araçların satımını gerçekleştirmişler. Aracı Yüksel Kocaman adına satın alan şahıs ise Mevlüt Özdemir isimli şahıs. Ben bu araç satıldıktan sonra bu şahısların savcı korumalığı yaptığını öğrendim. Bu satıştan önce bu şahısların kimin korumalığını yaptığını bilmiyordum.
Yüksel Kocaman isimli şahıs ile ticaretimiz bu şekilde gerçekleşmiştir. Benim satmış olduğum BMW 5.20 marka aracın plakası da satıldıktan sonra 06 BVG 911 olarak değiştirilmiştir. Ben aracı sattıktan yaklaşık yedi ay kadar sonra Yüksel Kocaman’ın koruma polisliğini yaptığı Mevlüt Özdemir isimli şahıs tekrar bizim dükkan aramış ve ilanda bulunan 2020 model 34 DGS 116 plaka sayılı Land Rover marka aracı gördüğünü, bu aracı bizden yedi ay önce satın almış olduğu BMW 5.20 marka araç ile takas edip edemeyeceğini sordu.
Biz de bu teklifi kabul etmemiz üzerine, daha önceden bu şahsa araç satmamdan dolayı Yüksel Kocaman’ın koruma polisliğini yaptığını bildiğim ve yanında bulunan bir şahıs, benim dükkanıma geldiler. İlanda bulunan Land Rover marka aracı incelediler. Land Rover marka aracın o dönemki fiyatı 1 milyon 100 bin TL idi. Mevlüt Özdemir isimli şahıs pazarlık etmeye başladı ve biz de o dönemde BMW 5.20 marka aracı bu araçla takas edip üzerine 210 bin TL alacağımız şeklinde anlaşmaya vardık. Ve 11.11.2020’de Ankara ili Emek semtinde bulunan 37. Noterde Mevlüt Özdemir isimli şahıs Ayça Kocaman adına noterden vekâlet ile bu aracı satın alıyor ve aradaki 210 bin liralık fark Kocaman’ın banka hesabından benim sahibi olduğum MAS Motor isimli şirket hesabına para transferini gerçekleştiriyor. Bahse konu aracın plakası da satıldıktan sonra 06 AEK 111 olarak değiştirildiğini biliyorum ve bu aracın satımını da benim dükkanımda çalışan Burak Furkan Aksu isimli şahıs yapmıştır. (...)”
MASAK verileri raporda
Polis araştırma raporunda söz konusu ifadelerin ve bilgilerin yanında Murat Arslan’a ait para transferi kayıtlarına yer verildi.
Raporda şöyle denildi:
“Masak tarafından gönderilen bankacılık transferi için sayfa üzerinde bulunan veriler üzerinde yapılan incelemede, Murat Arslan isimli şahsın, soruşturma kapsamında diğer şahıslar ve şirketlerden aldığı para transferleri aşağıda gösterilmiştir
Doğan Kaan Yıldız isimli şahıstan 4 işlemde toplam 500.000 TL para aldığı,
Nihal Akbaba isimli şahıstan 3 işlemde 14.000 TL para aldığı,
Salim Turan isimli şahıstan iki işlemde 10.000 TL para aldığı,
Tansel Aktan isimli şahıstan 13 işlemde toplam 766.500 TL para aldığı,
Yıldızlar saç inşaat isimli şirketten altı işlemde toplam 436.900 TL para aldığı,
EA Motorlu Araçlar isimli şirketten iki işlemde toplam 50.000 TL para aldığı tespit edilmiştir.”
Raporun tarihindeki kritik detay!
Dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman hakkında polis raporunda yer alan bilgiler böyle.
Bir noktaya dikkat çekerek Büyüteç’i bitireyim.
Söz konusu raporun savcılığa ve mahkemeye gönderildiği tarih, 24 Nisan 2024.
Yani, Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde patlak veren gizli tanık skandalından iki hafta önce!
Süreci MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “darbe girişimi” olarak nitelendirdi önce. Ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile TBMM’de görüşmesi sonrasında tansiyonu düşüren yine Bahçeli oldu.
Ankara Emniyeti’ndeki skandalla ilgili savcılık soruşturması TCK 316. madde hükümlerine göre başlatıldı. Gelinen noktada, mevcut hükümete yönelik silahlı darbe kalkışmasına dayanak oluşturacak şimdilik bir tespit olmadığı biliniyor. İşin perde arkasındaki bürokratlar, yargı mensupları ve polis müdürlerinin kimler olduğu ilgililerince Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anlatıldı.
Kocaman’la ilgili okuduğunuz bilgiler, raporun sadece çok küçük bir kısmı.
Tamamı kamuoyuna yansıdığında yargı ve siyasette epeyce ses getirecek.
Bütün bu sürecin sonunda darbe ile ilgili iddialar dahil neler olup bittiğini daha da net görebileceğiz.
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu.
Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.
Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.
2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.
|