20 Ağustos 2024

Jandarma'yı sarsan aşk skandalı ve Emniyet'te MHP'siz atamalarla değişen dengeler

Emniyet kararnamesiyle göreve getirilen isimler arasında özellikle MHP'nin referansı bulunan polis müdürü olmadığını söylemek yanlış olmaz. Aksine söz konusu kararnamenin genelinde kendilerini "Reyhani" ismiyle tanımlayan Erzincan Grubu'nun, Menzilciler'in ve Okuyucular'ın etkinliği görülüyor

İçişleri Bakanlığı'nın çatısı altındaki üç kolluk gücünün kararnameleri hafta sonunda Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarındaki yönetici kadroları yeniden belirleyen kararnamelerde özellikle Emniyet ve Jandarma'daki atamalar fazlasıyla dikkat çekici.

Önce Jandarma'dan başlamak gerekirse; kamuoyuna yansıdığı üzere, yakın dönemde mesleki yaklaşımları nedeniyle eleştiri oklarının hedefindeki mevcut Genel Komutan Arif Çetin, emekli edilmekten kurtulamadı.

Uzun süre birlikte çalıştığı Önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gibi, kriminal isimlerle birlikte yer aldığı fotoğraflarının kamuoyuna yansımasından hiçbir rahatsız duymadığı görülen Çetin, kendi teşkilatı içinde kapalı kapılar arkasında eleştirilen isim oldu.

Bundan sonra söz konusu kariyeriyle akıllarda yer edecek kendisi.

Kararnamenin çıktığı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı jandarma mezuniyet törenindeki sözleri nedeniyle tepki toplayan Çetin'in yerine, aynı zamanda yardımcısı olan Orgeneral Ali Çardakçı, Jandarma Genel Komutanı koltuğuna oturdu.

Daha önce gündeme gelmiş olmasına karşın, yeni atama nedeniyle Çardakçı hakkında "Menzilci" olduğu yönündeki iddiaları hatırlatmak gerekir. Çardakçı'nın kendisiyle ilgili söz konusu iddialara yönelik şimdiye kadar herhangi bir açıklama yapmadığını ekleyeyim.

Çetin'in görev süresinin uzatılmayarak emekli edilmesi sonucunda bir aksilik olmaması halinde kararnameyle önümüzdeki üç Jandarma Genel Komutanı belirlendi. Çardakçı'dan sonra terfisiyle birlikte Orgeneral olan Hüseyin Kurtoğlu, peşinde de yine Aydın'da görevli Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Aykut Tanrıverdi'nin genel komutanlık yolu açıldı. Tanrıverdi, teşkilat içinde Çardakçı'nın ekibinden olarak biliniyor.

Kararnamenin bütününe bakıldığında belirli isimlere yönelik tasfiye işleminin gerçekleştiğini söylemek yanlış olmaz. Menzilci oldukları ifade edilen kadroların yanında Nurcu isimlerinde görevlerinde yükseldikleri dikkati çekiyor.

Örneğin, Atatürkçü kimliği ile bilinen Tümgeneral Ferdi Korkmaz emekli edilenlerden. Keza yine herhangi bir tarikata mensubiyeti olmayan Tümgeneral Engin Çırakoğlu da emekli edildi. 15 Temmuz gecesi Jandarma Genel Komutanlığı'nın sembol isimlerinden Balıkesir Jandarma Komutanı Tümgeneral Nurettin Alkan son anda emeklilik furyasının dışında kaldı.

Kararnamede yer alan isimlerden bağımsız olarak, karargâhta yapılan kadro değişikliklerinde Çardakçı ile Kurtoğlu'nun kendi ekiplerine yer verdiklerini söylemek mümkün. Kıta görevine gönderilenlerin yerine gelenlere bakıldığında; Personel Başkanı Tümgeneral Mustafa Erdem, Komutan Yardımcısı Orgeneral Hüseyin Kurtoğlu'nun İstanbul'daki görevi sırasında İstihbarat Şube Müdürü'ydü.

Tunceli Jandarma Komutanı Tümgeneral Nuh Köroğlu ile Bursa Jandarma Komutanı Tümgeneral Tekin Aktemur'un merkeze çekilmesi, kadrolaşma bakımından dikkat çekici.

Ayrıca Muğla Akbelen'de çevre eylemleri gerçekleştiren köylülere karşı uygulanan jandarma şiddetinin emirlerini veren Muğla Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, deprem bölgesi olan Kahramanmaraş'a gönderildi.

İl Jandarma Komutanı'nın yasak aşk skandalı

Kararnamenin yayımlanmasıyla beraber İçişleri Bakanlığı kulislerinde ilginç bir olayın değerlendirmesi yapılıyor birkaç gündür.

Olayın tarafları ve içeriği nedeniyle iddiaların odağındaki Jandarma personelinin isimlerini açıklamak istemedim.

Ancak isterlerse İçişleri Bakanlığı açıklama yapabilir!

Aslına bakarsanız Jandarma teşkilatını rahatsız eden tek bir olay değil, aynı isimlerin olduğu olaylar zinciri.

Doğu Anadolu'da orta ölçekli bir kentimizdeki olaylar zincirinin en tepesinde söz konusu kentin il jandarma komutanı ve bir yardımcısı var.

İddiaya göre; daha önce Jandarma Genel Komutanlığı'nda görev yapan tuğgeneral rütbesindeki komutan geçen yıl tayinlerinden söz konusu kente atandı. Evini taşımadı. Bir bakıma bekar olarak görevini yürüttü.

Ancak zaman içinde emrinde ilçe jandarma komutanı olarak görev yapan kadın subayla aralarında yakınlaşma yaşandı. Kadın subayın eşi de aynı kentte ancak başka bir Jandarma birliğinde görevli subaydı.

Bu arada söz konusu komutanın yardımcılarından birisi de Komutan'ın benzeri bir süreç içindeydi. O da emrindeki kadın subaylar ve astsubaylarla gönül ilişkisine girmekten geri durmadı.

Yaşananlar, kısa sürede tüm kentte duyuldu. Hatta ilçe jandarma komutanı kadın subayın, il jandarma komutanından hamile kaldığı iddiası ortaya atıldı.

Bunlar yaşanırken genç kadının eşi, yaklaşık 6 ay önce kent içinde 300 promil alkollü olarak araç kullanırken polise yakalandı. Polise karşı mukavemet gösteren subay hakkında valilik idari, adliye ise adli soruşturma başlattı.

İkinci olayın yaşanmasından sonra, alkollü olarak yakalanan subay, emrindeki kadın personelle birlikte olduğu iddia edilen il jandarma komutan yardımcısını, "elimde görüntüleriniz var" diyerek tehdit etti. Komuta kademesi, görüntülere ulaşabilmek amacıyla valilik nezdinde devreye girip alkollü araç kullanırken yakalanan subayın ceza almasını önlemek amacıyla devreye girdi, fakat başarılı olamadılar.

Aynı dönemde il jandarma komutanından hamile kaldığı iddia edilen kadın subayın eşi, boşanma davası açtı. Hamile kadın subay, görevden ayrılınca yerine yeni atama yapıldı.

Yaşananlar kısa zamanda Ankara'ya yansıdı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya başta olmak üzere Jandarma Genel Komutanlığı ile İçişleri Bakanlığı'nda duymayan kalmadı.

Yaşananlara sinirlenen Yerlikaya'nın görevden alınması talimatını verdiği il jandarma komutanı emekli edildi. İki yardımcısı da komutanla birlikte emekli edildi.

Bildiğim kadarıyla sürecin araştırılması için jandarmadan herhangi bir müfettiş görevlendirilmedi.

Emniyet'te dikkat çeken kararname

Aynı kararnameler çerçevesinde il emniyet müdürlüklerinde de bir dizi değişiklik yapıldı.

Ancak en dikkat çeken değişiklik Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız'ın görevinde bir yılını henüz doldurmuşken görevden alınmasıydı.

Dolayısıyla Emniyet Genel Müdürlüğü gibi önemli bir göreve yapılan atamadaki tercihin ne kadar başarılı olduğunu tartışılır hale dönüştü.

Ayyıldız için bizzat yakın ekibi, "etkisiz eleman" tanımı kullandı bir süredir. İşin ilginci, il emniyet müdürleri kararnamesi için çalışma yapan Ayyıldız, kendisi bir anda kararnameyle görevden alındı.

Hatta Ayyıldız’la ilgili süreci linkini bıraktığım 2 Temmuz tarihli Büyüteç’te aktarmıştım. Bu Büyüteç’te Ayyıldız’ın yerine Marmara veya Güney Anadolu Bölgesi’nden bir valinin getirilme olasılığını duyurdum. Sonuçta Marmara Bölgesi’nden Bursa’nın valisi, Emniyet Genel Müdürü olarak atandı!

Kulislere yansıyan bilgilere göre, Ayyıldız'ın görevden alınmasındaki temel etken, İçişleri Bakanı Yerlikaya ile Emniyet'ten sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu ile uyumlu çalışamaması.

Bursa Valisi Mahmut Demirtaş'ın Emniyet Genel Müdürü olarak atanmasıyla aralıkta yaş haddinden emekli olacak İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'ın Emniyet Genel Müdürlüğü'ne getirilmesinin önü kesildi.

Aktaş, Emniyet içindeki gruplar içinde Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mahmut Çorumlu ve Selami Yıldız'la birlikte hareket ediyor.

MHP referanslarına görev yok!

Emniyet kararnamesiyle göreve getirilen isimler arasında özellikle MHP'nin referansı bulunan polis müdürü olmadığını söylemek yanlış olmaz. Aksine söz konusu kararnamenin genelinde kendilerini "Reyhani" ismiyle tanımlayan Erzincan Grubu'nun, Menzilciler'in ve Okuyucular'ın etkinliği görülüyor.

MHP'ye yakın isimlerin olmamasının hem bürokratik hem de siyasi anlamı var elbette. 

Ayrıca İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın, Ankara Emniyeti'nde patlak veren gizli tanık ve darbe girişimi skandalı sırasında kendisine "dolaylı operasyon" yapmaya çalıştıklarını belirlediği polis müdürlerini görevden al(a)maması kararnamenin dikkat çeken diğer yönü.

Dilekçe verip görevden ayrılan emniyet müdürleri

Emniyet kararnamesinde merkeze alınan bazı emniyet müdürlerinin dilekçe vererek görevden ayrılmayı talep ettikleri biliniyor.

Kaldı ki, Yerlikaya'nın göreve gelmesinden sonra geçen yıl yürürlüğe konulan il emniyet müdürleri kararnamesinde yer alan beşi farklı sebeplerle il emniyet müdürlüğünü bıraktı. Sadece Çanakkale Emniyet Müdürü iken merkeze alınan Selim Arıcı, Özbekistan'a görevlendirildi.

Bu durum, teşkilatı yönetenlere bir uyarı olmalı kanımca. Zira her geçen gün il emniyet müdürü olarak taşrada görev yapmak "idari" olarak zorlaşıyor!

Yurt dışına görevlendirilenler

Yeri gelmişken bir bilgi daha ekleyim; kararnameyle il emniyet müdürlüğüne atanan isimlerden birisi hakkında ilginç bir iddia var.

Şöyle ki; söz konusu emniyet müdürü Güneydoğu'da görev yaptığı dönemde başında bulunduğu KOM Şubesi'nce kentin önde gelen özel hastanesine yönelik naylon fatura soruşturması yürütüldü.

Adliyenin el koyduğu soruşturmada hastane yönetimi temiz çıktı. Ancak kısa süre sonra bu polis müdürünün eşi, aynı hastaneye "müdür" olarak atandı!

Yorumu size bırakıyorum.

İl emniyet müdürleri kararnamesiyle birlikte yurt dışına atanan emniyet müdürleri listesi de Cumhurbaşkanlığı'nca onaylandı.

Emniyet kararnamesinde merkeze alınan il emniyet müdürlerinden Ahmet Selçuk Okumuş, bu kez Kazakistan'a görevlendirildi. Bilindiği üzere; Okumuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den "hayır duası" aldığını kişisel sosyal medya hesabından duyurmuştu.

Listeye bakıldığında Önceki İçişleri Bakanı Soylu'nun ekibinde yer alan Antalya Emniyet Müdürü Orhan Çevik'in, Macaristan'a görevlendirilmesi dikkati çekti.

Aynı listede yer alan bir başka isim de, Narkotik Başkan Yardımcısı Soner Yıldırım. Yıldırım, Bataklık dosyasında imzası olan isimlerden. Yıldırım, yurt dışı kararnamesi çerçevesinde son dönemde kara para aklama ve sanal bahis ile kumar organizasyonlarıyla gündeme gelen KKTC'ye görevlendirildi.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

"
"