29 Mart 2024

Emniyet'te "köstebek" skandalı: Ayhan Bora Kaplan dosyasından avukata bilgi sızdırdığı iddia edilen polis görevden alındı

Görevden el çektirmenin gerekçesi; dosyayla ilgili maddi menfaat karşılığında Kaplan'ın vekaletine sahip avukata bilgi sızdırma iddiası

Ayhan Bora Kaplan

Ankara'da yürütülen en önemli adli dosyalardan birisi, organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan'a ait olanı hiç kuşkusuz.

Halen İzmir'de tutuklu olan Kaplan'ın liderliğini yaptığı suç örgütünün, gözaltına alınmasıyla beraber pek çok ismin uykuları kaçıyor.

Yürekler Selanik.

Nasıl olmasın? Kaplan ve adamlarının verdiği ifadelerden yola çıkılarak kamuoyunda dikkati çeken birçok isme "organize suç örgütü" bağlantıları çerçevesinde ulaşmak mümkün olacak.

Bilindiği üzere sadece örgütün çatı davası yakında başlayacak.

Yanı sıra emniyet, adliye, bürokrasi ve siyasetteki uzantılarının tespitine yönelik birden fazla soruşturma henüz devam ediyor.

Devam eden mali suçlar, kara para aklama, rüşvet verme, haksız mal edinme ve memur suçlarındaki dosyalardan önemli isimlerin "ipliğini pazara dökecek" verilerin elde edilmesi mümkün. İstenmesi koşuluyla elbette.

Kısa süre bu konuda kaleme aldığım Büyüteç'te adliyenin biraz işleri ağırdan aldığına dikkat çektim. Ağırdan alma işi devam ediyor. Muhtemel ki, seçim sürecinden olsa gerek!

Ankara'da dikkat çeken avukat grubu

Kaplan soruşturması nedeniyle sadece kamu görevlileri değil, Ankara'da yargı camiası içinde yıllar içinde oluşmuş bir avukat ekibi de huzursuz.

Bugüne kadar tıpkı İstanbul'da olduğu gibi, Ankara Adliyesi'ndeki kimi savcı ve hakimlerle yoğun mesai yaparak büyük paralar karşılığında işlerin yürütülmesini sağlayan bir avukat ekibinden söz ediyorum.

Yakın geçmişte, adliyenin baro mensuplarına özel giriş – çıkış kapısı olması karşın başsavcı ve başsavcı vekillerinin kullandığı VIP kapısını kullanan, kimi yargı mensuplarıyla haşır – neşir olan bir ekip.

Sadece Ankara Adliyesi değil, yüksek yargıda özellikle Yargıtay nezdinde de epeyce aktifler.

Aslında bu işlerin içindeki hemen herkesin bildiği ama kimsenin de farklı kaygılarla pek dokunmadığı "kazan – kazan" sistemini gayet başarılı biçimde işleten bu ekip.

Şunu da ekleyim; grubun içinde sağcısı da var, solcusu da. AKP'li de var, MHP'li de var, CHP'li de var.

Poliste "köstebek" avı

Bu ekipten bazı isimler, Ayhan Bora Kaplan'dan vekalet sahibi.

Şimdi, "bir avukatın Ayhan Bora Kaplan'dan vekalet sahibi olması kadar doğal ne olabilir?" sorusu ortaya çıkıyor.

Elbette, bir avukat istediği bir kişinin, kurumun, şirketin vekaletine sahip olabilir. Bunda hiçbir anormallik yok.

İşin anormallik boyutu, temasın "vekil – avukat" boyutu içinde olup olmadığı. Suç örgütü faaliyetleri içinde yer alıp almadığı.

Birazdan okuyacağız gelişmeyle ne demek istediğim daha net anlaşılacak.

Kaplan ve ekibinin, suç örgütüyle mücadele çerçevesindeki soruşturmasını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın koordinesinde Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi yürütüyor.

Bu soruşturmanın emniyet ayağını İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya yakından takip ediyor.

Geçtiğimiz günlerde soruşturmayı yürüten Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nde önemli bir gelişme yaşandı.

Ayhan Bora Kaplan'la ilgili dosyada görev alan –adı şimdilik bende– bir polis memuruna görevden el çektirildi.

Görevden el çektirmenin gerekçesi ise; dosyayla ilgili maddi menfaat karşılığında Kaplan'ın vekaletine sahip avukata bilgi sızdırma iddiası.

Tipik bir "köstebek" durumu.

Detayına gireyim. Kaplan'la ilgili soruşturma sırasında epeyce yüklü biçimde dijital veriye savcılık talimatıyla el konuldu.

Söz konusu verilerin incelenmesi amacıyla yine Ankara Emniyeti bünyesindeki Siber Suçlarla Mücadele Şubesi'nden uzman polisler geçici olarak soruşturma katıldı.

Tüm dijital veriler bu ekibe teslim edildi. İncelenmesi, yeni bilgilere ve belgelere ulaşılması, geçmişteki olaylar ve iddiaları destekleyici bulguların ortaya çıkarılması amacıyla hummalı bir çalışma başlatıldı.

Burada önemli olan, henüz tespit edilemeyen olası yeni iddialara yönelik taze veriler.

İşte siber suçlar uzmanı ekipteki polisin Kaplan'ın vekaletine sahip bir avukatla -ki avukatın adı da ben de mevcut- temasta olduğu iddiası gündeme geldi.

İlk araştırma sonucunda hakkında iddia bulunan polisin az önce sözünü ettiğim grup içinde yer alan Ankara'nın "tanınmış" avukata bilgi sızdırdığı iddia edildi.

Bu noktada dikkat çekici durum; polisin yeni elde edilecek taze verileri silmesi, yok etmesi, soruşturmayı etkisiz hale getirmeye çalışması.

Meslektaşlarının, köstebeklik yaptığını ortaya çıkardığı siber suçlar uzmanı polise dosyadan el çektirildi. Eski şubesine geri gönderildi. Aldığım bilgiye göre, söz konusu polisle ilgili araştırma devam ediyor.

Bakalım daha başka neler çıkacak yakın zamanda?

Tartışılan ismin ifadesi alındı

Bu arada, Kaplan dosyasında adı çokça geçen emniyet mensubu var; Alp Aslan.

Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'ın sağ kolu denilse yeridir. Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısıydı.

Halen açıkta. Kaplan soruşturması sırasında bir şikayetçinin teşhis edebilmesi için teşhis tutanağına resmi konuldu.

Ve hakkında farklı iddialar çerçevesinde soruşturma yürütülüyor.

Aldığım bilgiye göre; yakın zamanda polis başmüfettişleri soruşturmayı tamamlayıp dosyayı teslim edecekler. Bundan sonrası artık disiplin kurulunun işi.

Trabzon'dan haber var: Olaylı maçta güvenlik önlemi eksiği yok!

Bir taze bilgi de Trabzon'daki olaylı maç konusunda vereyim.

Bilindiği üzere; yaşanan olayların ardından kente giden üst düzey polis heyeti, ilk incelemelerini tamamlayıp Ankara'ya döndü geçen hafta.

Aldığım bilgiye göre, aralarında genel müdür yardımcısı, daire başkanı ve polis başmüfettişlerinin bulunduğu heyet, tespitlerini sözlü olarak önce Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız'a aktardı.

Ayyıldız'la birlikte İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile görüşen heyetin tespitlerine göre, olaylı maçta alınan güvenlik önlemlerinde bir eksiklik bulunamadı!

Ekranları başında milyonların izlediği yanı sıra maçta görevli TFF Temsilcileri'nin raporlarına da yansıyan güvenlik tedbirlerindeki eksiklik, polis heyetince tespit edilemedi.

Bu durumun gerekçesini, Trabzon Emniyeti'nin bir numarası olan Murat Esertürk'ün Menzil'den destek bulması olarak açıklamak yanlış olmaz sanırım.

Kente giden heyetin, emniyetin içindeki cemaat ve dini gruplar arasında yaşanan kavgada taraf olmak istememelerinin bu sonuçta etkili olduğu yadsınmaz.

Seçim sonrasında gerçekleşecek emniyet içindeki tayinlerde Esertürk'ü çok daha iyi bir göreve, mesela Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na getirildiğini görmek kimseyi şaşırtmayacak.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

"
"