21 Mart 2025

İmamoğlu operasyonu

Pazar günü savcılık ve hakimlik kararlarından sonra İBB’ye atanacak kayyım da belli olur, saatler içinde. Akla gelen ilk isim Mevlüt Uysal. Diğeri yine eski İBB yöneticisi ve halen TBMM üyesi Adil Karaismailoğlu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın aklındaki ismin Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu olduğu ifade ediliyor kulislerde

Tüm ülkenin gözü kulağı İstanbul’da.

Siyasetle ilgisi olsun olmasın hemen herkes, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibine yönelik operasyonla başlayan gelişmelere dikkat kesilmiş durumda.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma sonucunda gerçekleştirilen gözaltılar, bu sabah itibariyle 48 saati doldurmuş olacak. Savcılık, büyük olasılıkla 4 günlük yasal gözaltı süresini doldurup pazar sabahı adliyeye çıkartacak, şüphelileri.

Yaşananları Ankara’dan izlemekle birlikte edindiğim bazı bilgileri paylaşayım.

Önceki sabah gözaltına alınan İmamoğlu için ‘diploma süreci başta olmak üzere yaşanacaklardan haberdardı’ demek yanlış olmayacak.

Zira gözaltından bir gün önce İmamoğlu, İstanbul Valisi Davut Gül’ün başkanlığında 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü törenine katıldı. Törende kentin yönetimi yer aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yönelik soruşturmayı bizzat yöneten Başsavcı Akın Gürlek törene katılmadı.

Kentin diğer yöneticisi İstanbul Emniyet Müdürü Selami Yıldız ise tören alanına İstanbul Valisi Davut Gül ile birlikte geldi. Gül ve Yıldız, ertesi sabah yapılacak operasyonu görüşmüş olmalılar ki, ne Gül ne de Yıldız, İmamoğlu’na selam vermedi. Hatta daha önceleri “merhabalaşan” Gül ve İmamoğlu bu kez tokalaşmadı bile.

Bu arada, aynı gün İstanbul Emniyeti’nde, ertesi sabaha karşı yapılacak operasyonun detaylarının görüşüldüğü toplantı yapıldı. Hangi saatte evlere gidileceği, hedef kişilerin son bulundukları yerlerin tespiti, çevrede alınacak güvenlik önlemleri ayrıntılı biçimde değerlendirildi.

Operasyona katılacak birimlerin personeli iftardan sonra Emniyet’e gelerek son değerlendirmeleri yaptı. Aynı zamanda operasyonda görev alacak adli kolluk amirleri de savcılıkla kesintisiz temasta kaldı.

Saat 03.00 sıralarında hazırlıklar tamamlandı. İstanbul için sahur vaktinden hemen sonra ekipler görev alanlarına giderek savcılık talimatlarını uygulamaya başladı.

Savcılık kanadındaysa polisin harekete geçtiği dakikalarda Çağlayan Adliyesi’nin “ışıkları yanmaya” başladı. Başsavcılık yetkilileri, gözaltıların yapıldığı saatlerde gelişmeleri makamlarından takip etti.

Aynı şekilde Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü Ana Yerleşkesi’nde de “ışıklar” yanar durumdaydı.

Yavaş ve Karaköse, Beşiktaş iftarında neden yoktu?

İstanbul’da bunlar yaşanırken Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde de gelişmeler an be an takip edildi.

Zira, Başkan Mansur Yavaş da en az İmamoğlu kadar iktidarın hedefinde olan isim.

Buraya geçmeden önce bu satırların yazarının da bizzat tanık olduğu tabloyu aktarayım.

Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, kulübü adına Ankara’da iftar yemeği düzenledi. Konuklar, Beşiktaşlı bürokratlar ve Divan Kurulu üyeleriydi.

İftara Beşiktaşlılığıyla bilinen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile Beşiktaşlı Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse de davet edildi, bizzat Adalı tarafından.

Yavaş aynı zamanda Anadolu Beşiktaşlılar Derneği’nin de üyesi.

İlginçtir, ne Yavaş, ne de Karaköse iftara katıldı! Katılsalardı, Adalı’nın bulunduğu protokol masasında iftar açacaklardı.

Birbirleriyle görüntü vermek istemediler büyük olasılıkla.

Oysa Eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmet Büyükataman ve YSK Başkanı Ahmet Yener de aynı masadaydı.

Bu anekdotu şunun için yazdım; İmamoğlu’ndan sonra sıranın Yavaş’a geldiği şeklinde bilgiler sızmaya başladı Ankara’da.

Doğru / yanlış henüz bir somutlaşan durum yok.

Ancak, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından Tayvan’daki programını yarıda kesip ülkeye dönen Yavaş’ın “Korktuğumuz bir şey yok ancak kendi kendilerine yeni bir sapık bulup aleyhimizde bir şeyler söyletme ihtimali var gibi” açıklamasının altında bilgiye dayalı bir durum var, kanımca.

Yavaş’a yönelik, tıpkı İmamoğlu’nun benzeri “diploma” süreci yaşanırsa hiç şaşırmayın!

Yakında anlaşılır.

Akşener, sessiz!

İmamoğlu’nun gözaltına alındığı iki ayrı soruşturma dosyasının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca duyurulmasının ardından iki konu dikkatimi çekti.

İlki, İmamoğlu’nun “abla” dediği ve İBB Başkanı’na “oğlum gibi” tanımlamasını yapan Meral Akşener’in “kayıplarda” olması.

Akşener, adeta sırra kadem basmış durumda. Muhtemel ki, İmamoğlu’nun merkezinde yer aldığını düşündüğü İYİ Parti süreci nedeniyle sessiz.

Oysa, İmamoğlu’yla ilgili ilk savcılık soruşturması başlatıldığında Saraçhane’de CHP otobüsünün üzerinde İBB Başkanı’nın yanındaydı.

Ülkedeki siyaset koşulları ve kişisel siyasi beklentiler, “annenin oğula vefasızlık yapmanın normal karşılandığı” hale dönüşmesine neden oldu, maalesef.

Yerlikaya, paylaşım yapmadı!

İkincisi ise, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın tutumu.

Yerlikaya, her sabah erken saatlerde ülkede yapılan polis operasyonlarını sosyal medya paylaşımıyla duyuruyor. Operasyonların yapıldığı kentin valileri başta olmak üzere, polis, jandarma ve adliye personeline teşekkür ediyor.

Ortaya çıkarılan suç örgütlerinin isimlerini, ele geçirilen suç delillerini kamuoyuna açıklıyor.

Ancak, İstanbul’daki İBB operasyonuyla ilgili çarşamba günü herhangi bir paylaşımda bulunmadı Yerlikaya.

Sessiz kalmayı tercih etti. Vardır bir sebebi elbette.

Kayyım kim olacak?

İmamoğlu’nun gözaltı süresinin tamamlanmasıyla birlikte adliyeye çıkıp -ki büyük olasılıkla- tutuklanması ihtimali nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanması gündemde AKP kanadında.

İktidarın kayyım uygulamasında görev alan yerel yöneticiler valiler veya kaymakamlar oluyor.

İstanbul için akla ilk gelen İstanbul Valisi Davut Gül, doğal olarak.

Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse AKP için ayrı anlam taşıyor. Bu nedenle Gül’ün tercih edilmeyebileceği siyasi tarafı ağır basan bir ismin tercih edilme olasılığının yüksek olduğu değerlendiriliyor.

Akla gelen ilk isim Mevlüt Uysal. Daha önce İBB Başkanlığı yaptı. Belediyedeki organizasyon şemasını iyi biliyor. İmamoğlu’nun ekibini tasfiye edebilecek bir isim.

Diğeri yine eski İBB yöneticisi ve halen TBMM üyesi Adil Karaismailoğlu. Ancak Karaismailoğlu’nun kayyım olarak atanması AKP’nin Meclis’teki sandalye sayısını azaltır.

Bu arada İstanbul Valisi olduğu dönemde İmamoğlu ile yakın çalışan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın aklındaki ismin Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu olduğu ifade ediliyor kulislerde.

Pazar günü savcılık ve hakimlik kararlarından sonra İBB’ye atacak kayyım da belli olur, saatler içinde.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü. 

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .

Yazarın Diğer Yazıları

Kara para aklama iddiasıyla tutuklanan Erkan Kork’un, “Banker Bilo”dan banka ve medya patronluğuna uzanan öyküsü

Erkan Kork nasıl parladı ve bir anda medya patronu oldu? Ne oldu da “altın çocuk” konumuna gelebilecek Kork, kara para aklama iddialarının merkezine oturdu/oturtuldu?

Tunceli’de ikinci perde

Astsubayla ilgili ceza verilmesine gerek olmadığını tespit eden soruşturma heyeti, iki uzman çavuşunun işlediğini iddia ettikleri “memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” eyleminin karşılığı olan devlet memurluğundan çıkarma cezasını talep etti

Tunceli Jandarma’da ortaya çıkan bir dizi skandal!

İddiaya göre, Şahinler JÖH Taburu’ndaki askeri personelden bazısı, diğer meslektaşlarının eşleriyle cinsel ilişki içindeydi. İki personelin şikayet dilekçesi sonrasında aynı gün tabur komutanlığınca soruşturma heyeti görevlendirildi ve soruşturma raporu hazırlandı. Dosya şimdi Tunceli Adliyesi’nde

"
"