02 Şubat 2021

Çubuk Kaymakamı'nın önlenemeyen "dikey" yükselişi: Yumruk öncesi kaymakam, sonrası bakan danışmanı…

Sezer, kariyerindeki en önemli basamağa yükseldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aynı zamanda Mülkiye Müfettişi ve birinci sınıf mülki idare amirliğine yükselen Sezer'i kendi danışman kadrosuna aldı

Eskilerin "baba" olarak bildiği devletin, zaman zaman ilginç yaklaşımları gerçekleşir bu coğrafyada.

Bu topraklarda, nefes alan bireye veya topluma karşı taraf olduğu çoğu zaman, ölümüne sahip çıkar adamına.

Adamdan kasıt, mevcut siyasi iktidarının kanatları altında hareket eden bürokratı, çalışanı…

Ülke tarihinde geriye baktığımızda, toplumda tepki çeken daha açık ifadeyle infial yaratan pek çok olaya adı karışan veya görev yapan kimi bürokratların zaman içinde kariyerlerinde dikey yükselişleri görmek mümkün.

Bugün Büyüteç'in konusu "devlet baba"nın gölgesi altında yaşanan benzer bir olay.

Olayımızın başlangıcı, ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Çubuk'ta katıldığı şehit cenazesinde yapılan yumruklu saldırı ve linç girişimi.

Hatırlarsınız; CHP lideri, 19 Nisan 2019'da Hakkâri'de şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Yener Kırıkçı'nın Ankara'nın Çubuk ilçesine bağlı Akkuzu Köyü'nde 21 Nisan 2019 günü yapılan cenaze törenine katılmıştı.

Kılıçdaroğlu ve beraberinde CHP heyetinin katıldığı devlet töreninde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da bulunmuştu. Ayrıca Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları da cenaze töreninde saf tutmuştu.

Devlet erkânının katıldığı törenin ardından mezarlığa geçiş sırasında CHP liderine önce Osman Sarıgün tarafından yumruklu saldırı gerçekleştirilmiş, ardından yapılmak istenilen linç girişimi Kılıçdaroğlu'nun korumalarınca CHP Genel Başkanı'nın bir eve götürülmesiyle önlendi.

Kaymakamın yükselişi

Olayın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, yaşananlar belleklerdeki tazeliğini koruyor ne yazık ki.

Saldırının ardından adli ve idari soruşturmalar başlatıldı. Halen devam ediyor.

Yumruklu saldırı ve linç girişiminin ardından pek kamuoyuna yansımayan ilginç gelişmeler de yaşandı.

Gelişmelerin merkezindeki isim, dönemin Çubuk Kaymakamı Uğur Sezer.

Daha önce Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesinde kaymakamlık ve merkezde vali yardımcılığı yapan Sezer, Ağustos 2018'deki mülki idare amirleri yaz atamaları çerçevesinde Ankara'nın Çubuk İlçesi'nin kaymakamı oldu. Sezer, kaymakamlık yaptığı Hilvan'da SODES projelerinin dağıtımından da sorumluydu.

Sezer'in göreve başlamasında yaklaşık sekiz ay sonra CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yönelik yumruklu saldırı oldu.

Saldırının yaşandığı olayda sürecin mülki idare açısından sorumlusu doğrudan ilçe kaymakamı olan Sezer'di.

Sezer, yürürlükteki 5442 sayılı İl İdaresi Yasası'nın hükümleri gereğince, hem cenaze töreninin tertip ve düzeninden, hem de alınacak güvenlik önlemlerinden ilk derecede sorumlu devlet görevlisiydi.

Ancak; yaşanan olaylara karşın hakkında adli ve idari soruşturma yürütülmeyen Sezer, olaydan dört ay sonra çıkartılan 2019 yılı yaz dönemi Mülki İdare Amirleri kararnamesinde İçişleri Bakanlığı bünyesine alındı.

İlçeye 28 Ağustos 2019 günü veda eden Sezer, bakanlık bünyesinde kariyerindeki ilk yükselişi gerçekleştirdi. Sezer, bu dönemde açılan sınavı kazanarak Mülkiye Müfettişi oldu.

Bir parantez açayım; Mülkiye Müfettişliği, mülki idare sistemi içinde oldukça önemli bir kariyer basamağıdır.

Mülkiye Müfettişleri, bakanlık tarafından verilen inceleme ve soruşturma görevleri çerçevesinde vali, vali yardımcısı, kaymakam, il emniyet müdürü, il jandarma komutanları başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı bünyesindeki kadrolarda çalışanlar hakkında görevden el çektirme yetkisine sahip.

Ayrıca, hazırladıkları raporlarda olumsuzluk tespit edilmesi halinde, raporlara taraf olan İçişleri Bakanlığı personelini adli yargıya gönderebiliyorlar.

Kısacası yetkileri ve konumları fazlasıyla önemli.

Parantezi kapatayım.

Uğur Sezer

Önce birinci sınıf, sonra bakan danışmanı

Mülkiye Müfettişi olan Sezer, zaman içinde yükselişine devam etti.

Geçen yılın ocak ayında Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Birinci Sınıfa Yükselen Mülki İdare Amirleri listesinde Mülkiye Müfettişi Uğur Sezer'in de ismi yer aldı.

Böylelikle Sezer'in, hükümetin uygun görmesi halinde vali olabilmesinin de önü açıldı.

Bu yükselişle birlikte Sezer, kariyerindeki en önemli basamağa yükseldi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aynı zamanda Mülkiye Müfettişi ve birinci sınıf mülki idare amirliğine yükselen Sezer'i kendi danışman kadrosuna aldı.

Sezer halen İçişleri Bakanı Soylu'nun danışmanı sıfatıyla doğrudan Soylu'ya bağlı görev yapıyor.

Danışmanlıkla birlikte Sezer, İçişleri Bakanlığı Spor Derneği ve Yardımlaşma Sandığı'nın da başında.

Kariyerinde yükselmeye devam eden Sezer'i yakın zamanda vali olarak görürsek şaşırmayalım.

Aynı devletin iki farklı uygulaması

Çubuk saldırısıyla ilgili daha önce kaleme aldığım yazılarda, Kılıçdaroğlu'nun koruma müdürü Koray Aslan'a Emniyet Genel Müdürlüğü'nce nasıl zoraki ceza verilmeye çalışıldığını okurlara aktarmıştım.

Oysa Sezer'in devletiyle, Aslan'ın devleti aynı.

Siyasetin kanatları altındaki Sezer'e "babalık" yapan devlet, iktidarın karşısındaki ana muhalefet çatısı altında devlet görevini yerine getirmeye çalışan Aslan'a zoraki ceza vererek "cefa" çektiriyor.

Ne yaman bir çelişkidir bu!

Yazarın Diğer Yazıları

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

"
"