03 Aralık 2019

Beşiktaş’ın 40 günlük fotoğrafı

Bu noktada iki sorunun yanıtı önem taşıyor. Sorulardan ilki: Kulüp bu duruma nasıl geldi? İkincisi ise, bu durumdan nasıl kurtulacak?

Olağanüstü genel kurulda göreve gelen Beşiktaş’ın yeni yönetimi, hafta sonundaki ilk divan kurulu toplantısında üyelerin karşısına çıktı.

Başkan Ahmet Nur Çebi ve Genel Sekreter Mesut Urgancılar, mazbatayı aldıktan sonra başlayan 40 günlük görev süresindeki tabloyu üyelere anlattı.

Çebi’nin, seçim öncesinde verdiği "şeffaflık" sözüyle birlikte genel sekreter Urgancılar, ilk 40 günde kulübün içindeki durumu ortaya koyan sonuçları özetle şöyle açıkladı:

* Bizi bekleyen bazı sürprizler vardı. Bunlardan biri de geçmiş dönemde yapılandırılmış vergiler. Bunlardan biri de 740 milyon liralık ödemeydi. 40 günde 740 milyona karşılık yaptığımız ödeme 121 milyon liradır.

* Geçmişte yapılan aylık vergi borcu taksitleri 5 milyon lira, ortalama her ay 5-6 milyon ödemek gibi yükümlülük var. Her ay 35 milyon eksi bakiye veriyoruz.

* Bir an önce yüzleşmek istediğimiz konulardan biri banka konsorsiyumlarla yapılan anlaşmaydı. İki yılı faiz ödemesiz anlaşmada ilk iki ayda 20 milyonluk faiz ödemeleri çoktan başlamış.

* Bugünü tarif etmekte güçlük çekiyorum. Konsorsiyum anlaşmasıyla bankalarla artık ortağız. Bu anlaşmanın şartları, bu anlaşmanın sürdürülebilirliği çok zor. Sorunlara çözüm bulacak gibi görünen bir anlaşma değil. Denetim firmasından bunun da araştırılmasını rica ettik.

* Beşiktaş’ın kimseye borcu olmadığı defalarca söylendi. 21 Ekim tarihi itibarıyla, başlamış 128 icra takibi vardı. Göreve başladıktan sonra 40 gün içinde 25 icra takibi geldi. Toplamı 88 milyon 72 bin lira. 18'i inşaatı bitmiş stattan dolayı ödenmemiş borçlardan kaynaklanıyor. 20'si çok uzun yıllardır süre gelen spor genel müdürlüğüne ödenmeyen borçlardan kaynaklanıyor. 15'i geçmişte işten çıkarılan eski çalışanların icra takibi. 19'u menajerlerin icra takibi. 17'si eski basketbolcuların, 10'u eski voleybolcularımızın, 4'ü hentbolcularımızın icra takibi.

* Hentbol takımının zararı 6,8 milyon lira, bedensel engellilerin zararı 3,5 milyon, kürek 733 bin, masa tenisi 500 bin, boks 453 bin, jimnastik 500 bin, satranç 290 bin, basketbol altyapı 2,4 milyon, kadın basketbol 2,8 milyon, erkek basketbol 13,8 milyon, oyuncu yetiştirelim diye beklediğimiz futbol altyapı 8,7 milyon zararda. Sezon içinde amatör şubelerin zararı 49,7 milyon lira.

* Son iki yılda yapılmış tüm sözleşmelerde ve protokolde hep tek imzayla karşılaşıyoruz. Bunun nedeni de tabii ki gündeme gelecektir. Bizim 40 günlük imza sirkülerimizde çift imza var. Olması gereken zaten bu.

* Sporcu ve teknik ekipleri çıkardığımızda çalışan sayımız 448. Çalışan sayısında indirime giderek yıllık brüt maaşta şimdilik yüzde 19'luk tasarruf yaptık. Tasarruf tedbirlerine devam edeceğiz.

* Gayrimenkullerden gelirler var. Fulya AVM için iki kez açılış töreni düzenlendi. Şu anda kapasitesi yüzde 56. Yeni kiracılar bulmak için çalışıyoruz. Ama öncelikle geçmiş dönemden inşaat borcu olarak 4,6 milyon lira ödememiz lazım. 3,8 milyon lira yeni yatırıma ihtiyacımız var. Fulya AVM için 8,4 milyon lira yeni kaynak yaratmamız gerekiyor.

* * *

Aynı zamanda kulübün icra kurulu başkanı olan Urgancılar’ın anlatımıyla Beşiktaş’ın içinde bulunduğu borç sarmalının özeti böyle.

Bu noktada iki sorunun yanıtı önem taşıyor.

Sorulardan ilki: Kulüp bu duruma nasıl geldi? İkincisi ise, bu durumdan nasıl kurtulacak?

Genel sekreter Urgancılar’ın anlatımlarına baktığımızda, geride kalan süreçteki yönetimlerin bu noktaya gelinmesinde ciddi etkisi var. Yapılan hatalı yatırım ve harcamaların sonucunda kulübün borcu yaklaşık 2.7 milyar lira.

Elde edilen gelirlerin borçların ödenmesinde verimli kullanılamaması ve borçların borçla ödenmeye çalışılması bugünkü tablonun ortaya çıkmasındaki diğer etkenlerden.

Kaldı ki, Orman’ın kulübe yaptığı katkılardan en önemlisi stadın yenilenmesi konusunda da kulislerde farklı anlatımlar mevcut. Urgancılar’ın anlatımdaki icra dosyalarının 18’nin stadın yapımından kalan borçların karşılığı olması, stadın inşasının da mercek altına alınması gerektiğini ortaya koyuyor maalesef.

Özellikle Orman’ın ilk göreve gelişi sırasındaki "Feda Sezonu" atmosferinin, son dönemde "Cefa Sezonu"na dönüşmesi, tribünler ile yönetim arasındaki sürtüşmeyle başlayan çatışmanın fitili oldu. Sonunda Orman ve yönetimi "Veda Sezonu"yla yönetimden çekildi.

Kulüp yönetimi ve camianın sorunları konuşarak çözmek yerine, birbirlerine yönelik doğrudan mesajlarla çözümsüzlüğe gitmesinin, "arma"nın çevresinde enkaz yaratılmasına yol açtığı söylemek yanlış olmaz.

* * *

Gelelim ikinci sorunun yanıtına. Çebi ve yönetimi bu enkazın ayağa kaldırılmasında başarılı olabilecek mi? Başkan Çebi, gerek seçim öncesinde, gerekse göreve başladıktan sonra tabloyla ilgili oldukça gerçekçi yaklaşımlarda bulunuyor.

Divan kurulunda da bu çerçevede değerlendirmeler yaptı.

Şimdi tüm camia Çebi’den geçmişin denetlenmesi konusundaki açıklamalarının karşılık bulmasını bekliyor. Mart’ta mali genel kurul var. Eski yönetimin ibrası gündeme gelecek.

Genel beklenti ve kanaat mali genel kurula kadar ortaya daha net bir tablonun çıkacağı şeklinde.

Bu tarihe kadar Çebi’nin kendi görevde bulunduğu dönem de dahil geride kalan sürecin denetim raporları, kulübün bundan sonraki yol haritası olacaktır.

Kulüp kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, şu anda oluşturulan üç ayrı ekip kulübün geleceğini belirleyecek sınırlar üzerinde çalışıyor.

Kısa vadede yapılacakları değerlendiren ekip, halen devam eden kriz yönetiminin yanında yakın zamandaki sorunların çözülmesine çalışıyor.

Orta vade ekibi, kulübün gelirlerini artıracak kalemler üzerinde kafa yoruyor.

Uzun vade ekibi ise, kulübün tümden yeniden yapılandırılması, organizasyon şeması, görev ve yetkiler ile stratejik plan oluşturulması için çabalıyor.

Burada ana hedefin, kulübün yöneticilerce değil, profesyonel yöneticilerin görev aldığı bir yapıya dönüştürülmesi.

* * *

Kulüpte yaşanan sorunlar arasında yönetim bölümlerinin birbirinden haberinin olmaması yer alıyor.

Bir kurum ya da kişiyle kulüp adına yapılan bazı protokollerden hukuk biriminin haberinin olmaması bu kaosa bir örnek.

Ayrıca, kulübün her ay 15 milyon Euro civarında paraya ihtiyacı var. Bu paranın karşılanmasında kullanılacak gelirlerin neredeyse tamamının temlik altında olması yönetimin hareket kabiliyetini oldukça kısıtlıyor kuşkusuz.

Faiz ve yapılandırmayla kulübün parasal sorunu aşmasının mümkün olamayacağı dile getiriliyor.

Kulüpte görev yapan bir yetkilinin "elde edilen paraların ne olduğu" yönündeki soruma verdiği yanıt fazlasıyla anlamlı: "Harcayan biliyordur! Mutlaka bir matematiksel hesabı vardır."

* * *

Yazıyı taraftarın en çok merak ettiği ve beklentisinin olduğu transfer konusundaki bir bilgiyle tamamlayalım.

Takım şimdilik iyi gidiyor. Toparlanma süreci olumlu. Ancak teknik heyetin Ocak’taki ara transferde istediği takviyeler var. Transferden sorumlu yönetici Erdal Torunoğulları bu konuda çalışıyor. Ancak şunu söylemek lazım ki, yapılması planlanan transfer ya da transferlerin kulübün bütçesinden karşılanma olasılığı çok düşük.

Şimdilik yönetim masasına gelen bir şey yok. Transfer ya da transferler kaynak yaratılabilmesi halinde gerçekleştirilecek.

Taraftarın transfer konusunda beklenti içinde olmamasında fayda var. 

Yazarın Diğer Yazıları

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

MASAK’ın yasa dışı bahis ve kumar raporunda neler var?

İllegal bahis faaliyetinde bahse para yatırılmasında aracılık için kullanılan hesaplara, genellikle birçok farklı şehirdeki birçok farklı kişi tarafından, ATM’den para yatırma, internet bankacılığı, mobil bankacılık gibi yüz yüze olmayan yöntemler ile para transferi gelmektedir

Savcı Sisli Vadi’de “olası kasıtla adam öldürme”den ceza isterken, mahkeme “bilinçli taksirle” suçu neden hafifletti!

"Bakan Yardımcısı Mehmet Yılmaz, Ceza İşleri Genel Müdürü iken Ankara’da makamındaki görüşmemizde bu sonucu bize söyledi... Son duruşmada, karar okunalı daha bir dakika olmuştu. Mehmet Yılmaz Bey bana kararı attı. Ankara’da kendi makamında söylediği gibi karar çıktı. Bizce karar önceden verilmişti"

"
"