21 Ağustos 2019

Grönland: Dünyanın bu en uç, 'medeniyetten' en uzak coğrafyasında bütün ufku kaplayan bir pislik...

İkinci Dünya Savaşı’nda Grönland'i üs olarak kullanan ABD bütün pisliği bırakıp gitmiş

6 Ağustos 2013, Tuno Koyu’ndan kanolarımıza biniyoruz. Doğu Grönland’ın Angmassalik bölgesinde, Kulusuk isimli Inuit kasabasından kanolarla yola çıkalı altı gün olmuş. Kuzey Kutup Dairesini geçip Knud Rasmussen buzuluna ulaşmak amaç. Gelgitin en uygun olduğu saati bekleyip kuzeye doğru tırmanmaya başlıyoruz. Yolda balinalar karşılıyor bizi. Buz dağlarının arasından slalom yaparak ilerliyoruz. Sonrasında sıkı bir yağmur, puslu bir hava. Soğukta 16 km kürek çekmişiz, ellerim buz kesmiş.

Akşama doğru gri bulutların arasından geceleyeceğimiz yer ortaya çıkıyor. O da nesi, bir terslik var. Dünyanın bu en uç, en “vahşi”, “medeniyetten” en uzak coğrafyasında tuhaf bir görüntü beliriyor. Yağmur altında hızla kürek çekip İzlandalı rehberimizin yanına varıyorum. ‘Gaddi bu nedir?’ diye soruyorum. Uzakta gözün görebildiği bütün ufku kaplayan bir pislik söz konusu. Bu güzelim coğrafyaya tek bir çöp bırakmamaya özen göstererek kano yapıyoruz günlerdir. Tüm çöplerimizi kanolarımızda depoluyoruz ve tuvalet kağıtlarını yakıyoruz.


Kaynak: Hecktic Travels

Hal böyleyken birdenbire, karşımızda binlerce paslanmış varil, paslanmış kamyonlar ve paslı binlerce ıvır zıvırdan oluşmuş dev bir hurdalık arz-ı endam ediyor Doğu Grönland topraklarında. Gaddi, ‘Burayı Amerikalılar İkinci Dünya Savaşı’nda hava üssü olarak kullanmışlar. Üsten havalanan uçaklar Alman gemilerini vuruyormuş. Sonra da bu pisliği olduğu gibi bırakıp gitmişler’ diyor.


Kaynak: Hecktic Travels

Dün internet haber sitelerinde gezinirken karşıma çıktı Trump’ın Grönland’ı satın almak istediğine dair iddialar. Önce anlamadım Grönland’ı emlak kralı Trump olarak şahsen mi, yoksa ABD Başkanı kimliğiyle 51. eyalet olarak ülkesine katmak üzere mi satın almak istediğini. Bir İnuit kasabasının üzerine photoshopla oturtulmuş, üzerinde Trump yazan altın renkli bir gökdelen resmini tweetleyip Grönland’a bunu yapmayacağım dediğinde, kafam iyice karıştı! Amerikan Başkanı durup dururken dünyanın Antarktika’yla birlikte bu en el değmemiş coğrafyasıyla niye ilgilenir diye. Tam bir, bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü durumu. Yanıtını başka bir haberde buldum, Kaz Dağları’nda olup bitenlerde. Grönland’da zengin maden yatakları var, özellikle de adını bile duymadığımız (ama ne işe yarayacağını bilenlerin mutlaka olduğu) nadir metaller. Neodimium, praseodimium, disprosium, terbium ve ne işe yaradığını az çok bildiğimiz uranyum.

 

Antarktika’da ve Grönland’de ekspedisyonlara katılmış biri olarak bu coğrafyalara ilgi duyuyorum ve izliyorum neler olup bittiğini. Örneğin 1961 de yürürlüğe giren Antarktika Antlaşması (1996’da Türkiye’de bu antlaşmaya imza koydu), Antarktika’nın hiçbir ülkeye ait olmadığını ve bilimsel araştırmalar dışındaki faaliyetlere kapalı olduğunun altını çizer. “Gelişmiş Ülkeler” yıllardır Antarktika Antlaşması’nı delmeye uğraşıyor. Antarktika’nın doğal zenginliklerine göz dikmiş durumdalar. Belli ki Danimarka’ya bağlı özerk bir İnuit bölgesi olan Grönland’la ilgili de böyle projeler var, yoksa bu zorlu doğada konut piyasasının canlı olacağını beklemek biraz saflık olur herhalde.

 

6 Ağustos 2013 yılında, İkateq (İnuit dilinde sığ su anlamına geliyor) kıyısında kanolarımızı bırakıp içerilere doğru çadırlarımızı kurduk ve dolaşmaya başladık. Uçsuz bucaksız bir alanda binlerce paslanmış varil. İçleri uçak yakıtıyla dolu ve toprağa sızıyor.

O zaman kullanılan yakıtların kurşunlu olduğunu düşünürseniz doğaya verdiği zararı hayal edebilirsiniz. Tabii ancak hayal etmek mümkün. Yalnız on binin üzerinde varil de değil, paslanmış kamyonlar, bacasıyla, fırınıyla falan paslanmış bir koca mutfak hurdası, asbestli materyaller, yıkıntılar, devasa bir çöplük. ABD’nin İkinci Dünya savaşında Grönland’da kurduğu ve sonra terkedip gittiği 30’dan fazla askeri üsten biri burası, Bluie East Two Üssü.

 

2017 yılının ekim ayında özerk Grönland bölgesinin eski dışişleri bakanı Qujaukitsoq bir Danimarka gazetesine yazdığı makalede, 2014 yılından beri Danimarka hükümetlerine bu pisliğin geçmiş, bugünkü ve gelecek nesillerin sağlığını nasıl etkileyeceğini sorduklarını ama yanıt alamadıklarını belirtmişti. 2018 yılının Ocak ayında Danimarka hükümeti bu alanı temizlemek için 20 milyon Euro’dan fazla bir para ayırdığını açıkladı. Amerikalılar bırakıp gittikleri pisliği temizlemek konusuyla ilgili değiller. Birkaç yıl önce bir fotoğrafçı olan Ken Bower o bölgede çektiği fotoğraflarla sivil bir inisyatif başlatmaya çalışmış ancak Beyaz Saray’a sesini duyuracak imza sayısına ulaşamamıştı.

 

Başlıca geçim kaynakları balık ve fok avlamak olan Grönland’ın yerlileri İnuitler, daha 75 yıldır topraklarına, sularına karışan bu pisliğin neye mal olduğunu anlayamamışken. birilerinin iştahla ülkelerine göz dikmesinin vehametini çabuk farkederler umarım.

O zaman 2013 yılında Gezi olayları yeni sonlanmıştı ve karların üzerine ‘Dayan Gezi’ yazmıştık,

‘Grönland Yanında’…

Şimdi de İnuitlere sesleniyorum, ‘Dayan Grönland, Gezi ve Kaz Dağları Yanında’.

Acaba Fazıl Saydan rica etsek Grönland da bir konser mi verse?


Kaynak: Hecktic Travels

Yazarın Diğer Yazıları

Endülüs’te Solan Bahçe

Her şey Flamenko’nun ezgilerinde kalsaydı, kalabilseydi keşke. Ama bizzat flamenko da böyle bir şeydi. O huzurun, sükunetin müziği değildi

Seçimden seçmeler saçmalar

Enteresan ülkeyiz vesselam, biri kendini devletin sahibi sanır, diğeri bir yüzyıldır falan kendinden başka bu ülkede vatansever olmadığını iddia eder

Bir devlet görevlisiyle bir vatandaşın diyaloğu

"Yok Can Atalay, yok Osman Kavala, yok Selahattin Demirtaş... Onlar ne isterse, nasıl isterse öyle oluyor, olacak"