Kaynak: Pexels/Tairon-Fernandez

Dev bir teknoloji otobanında yol alıyoruz.

İnsanlar robotlaşıyor.

Robotlar insanlaşıyor.

Erkekler kadınlaşıyor.

Kadınlar erkekleşiyor.

Savaşlar tüm acımasızlığı ve insanlık suçları işleyecek şekilde geçmişten hiçbir ders almaksızın devam ediyor.

Enflasyon, işsizlik, kur artışları premier ligde top koşturuyor.

Artık kelime çok, anlam az…

Yasa çok, adalet az…

Geveze çok, dinleyen az…

Yürüyen çok, ilerleyen az…

Doğa bile isyanda…

Denizlerde musilaj, ormanlarda yangınlar, depremler, sel felaketleri, küresel ısınma gaz kesmeden devam ediyor.

Çinliler birilerine beddua etmek istediklerinde ‘’Tuhaf zamanlarda yaşayasın’ dermiş. Hayatınızda güvensizlik, korku, kaygı, endişe bitimsiz olsun veya bizim terminolojide ‘’İki yakan bir araya gelmesin’’ anlamında bir söz.

Aynen öyle bir yeni dünyada yeni bir yıla doğru yol alıyoruz.

Yeni dünyada herkes hep daha fazlasını istemeye devam ettiği sürece tuhaf zamanlar da hep devam edecek, hiç bitmeyecek gibi duruyor.

Yeni neslin mottosu; ‘’daha fazla para, daha fazla tüketim, daha fazla rant, daha fazla lüks’’ hep daha fazlasını istiyor ve bunları da çabasız, üretmeden, kolayca talep edip istiyor...

Oysaki her şeyin fazlası zehirdir. İyi niyetin de, öfkenin de, korkunun da, sakinliğin de, yiyeceğin de, suyun bile… Neyin ilaç neyin zehir olduğunu dozu belirler. İlaç ile zehri arayan doz ise; had bilmektir, dengede, çizgide kalmayı başarabilmektir.

Eski dünyayı özlüyorum... Eski insanlığı özlüyorum… Eski insanları özlüyorum…

Tavrı, tarzı, değerleri, çizgisi, prensipleri, sınırları olan, mütevazi, azimli, sahici-samimi insanları özlüyorum. Davranışları taklit, düşünceleri satılık, değerleri emanet olmayan insanları…

70’lerden itibaren her on yılda bir öncekinden daha geri sarıyoruz daha da tuhaf oluyoruz.

Eski dünya şaraplarını yeni dünya şaraplarına tercih edişim belki de bu nedenledir.

Tabi tuhaf zamanlara gelmemizde en önemli neden şüphesiz ‘’dünyayı yönetenler"

Sistemi yöneten akıllı insanların duygusuz oluşu, duygulu insanların etkisiz oluşu, etkili insanların akılsız oluşu insanlık için büyük tehdit olmaya devam ediyor.

Bir şaman öğretisi, ‘’Bu neden benim başıma sürekli geliyor?’’ diyorsan ‘’Ders sen öğrenene kadar devam eder’’ der.

Amerikalı yazar Arthur Miller da bunun bedel tarifesini şu şekilde özetler;

‘’Önceden öğrenenler, indirimli fiyattan öğrenirler.

Deneyerek öğrenenler, etiket fiyatından öğrenirler.

Yaşamdan öğrenenler, gecikme zammıyla öğrenirler.

Yaşamdan öğrenemeyenler, boşa gitmiş yaşamlarıyla öğrenirler.

Otoriteden öğrenenler, özgürlük bedeliyle öğrenirler.’’

Yeni dünya yeni yıla girerken eski bir dünyalı temennisi olarak; karanlık Zeus’ların azaldığı, dağ büyüklüğünde şişkin egoların söndüğü, aşırı kontrol çılgınlığının ve korku kültürünün rafa kaldırıldığı, sayısal mükemmelliyetçiliği reddeden, kalp gözü açık, şefkat dilini bilen, her şeyi sevgi ile bütünleyen, barışçı, iyileştirici, onarıcı, duygusal ve ruhsal zekası yüksek yöneticilerin koltuklara geldiği yeni bir yıl ve yeni bir dünya diliyoruz.

Madem Çinlilerin tuhaf zamanlar sözünden madem yola çıktık. ‘’Tuhaf insanlar tuhaf zamanları, tuhaf zamanlar güçlü insanları, güçlü insanlar güzel zamanları yaratır’’ dileğiyle ve döngünün ters dönmesi umuduyla bitirelim.

Liderlerden bireylere indiğimizde ise eski dünyada olduğu gibi yeni dünyada da; sanatla kalmak, edebiyat ve müzikle beslenmek ruhumuza iyi gelir. Sinema ve edebiyat belki dünyayı değiştirmez. Ama onu seyredip okuyup, dönüşen insanlar dünyayı değiştirebilir.

Naçizane bir mentor olarak okuyucuya da yeni yılda izninizle -ve kabul ederlerse- eski dünya insanı olarak birkaç bireysel öneride bulunmak isteriz.

Diğerleri düşünüp düşünüp ertelerken; sen önce hisset, sonra düşün ve uygula,

Diğerleri sosyal medyada sörf yapıp, dizi izlerken; sen kitap oku,

Diğerleri konfor alanında her şeyin ayağına gelmesini beklerken; sen hazırlan -dışarıya çık- keşfet,

Diğerleri sonra derken; sen başla,

Diğerleri uyurken; sen öğren,

Diğerleri konuşurken; sen dinle,

Diğerleri vazgeçerken; sen azmet,

Diğerleri ağ kurarken; sen bağ kur,

Diğerleri kaşlarını çatarken; sen gülümse,

Diğerleri kendini kalbi, başkalarını aklıyla yönetmeye çalışırken; sen kendini aklınla başkalarını kalbinle yönet!

Paranızı, paranın alabileceği şeylere harcayın. Zamanınızı ise para ile satın alamayacağınız şeylere harcayın.

En önemlisi de; vakit varken tomurcukları toplayın!

Zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir, unutmayın!

Yeni dünyada hepimize mutlu bir yıl dileğiyle!