23 Haziran 2023

Birileri daha iyi bir yaşam için; birileri de zenginlikten boğulmayı göze alıyor...

"Batmak üzere olan tekneyi niçin kurtarmadınız?"

ATİNA

Ocean Gate

Son günlerde tüm dünyanın gözü, 1912 yılında Kuzey Atlantik’te batan "Titanic" gemisinin enkazlarını yakından seyretmek için "Ocean Gate" adlı cep denizaltısında seyahat eden 5 kişinin kaderinin ne olacağına çevrilmiş durumda... 

Dünya medyası, Amerika, Kanada, Fransa gibi ülkelerin kaybolan denizaltıyı bulmak için robot denizaltılarla yaptıkları operasyonları izliyor...

Birkaç saat 3.800 metre derinlikteki Titanic’in enkazlarını denizaltının o küçük lomboz ’undan (penceresinden) izlemek için 250’şer bin dolar ödeyen 5 milyarderin havasız kalıp kalmayacakları; kurtarma opresayonlarından sonuç alınıp alınmayacağı, Hollywood filmlerindeki gibi "zavallı insanların oksijenleri bitince havasızlıktan ölecekleri..." gibi heyecanlı röportajlara tanık oluyoruz.

Ocean Gate koordinatları

Aynı günlerde bu kez Yunanistan’ın hemen Mora yarımadasının açıklarında, Libya’nın Tobruk bölgesinden İtalya’ya gitmek için içindeki, Pakistanlı, Afganistanlı, Suriyelilerden oluşan 750 sığınmacıyla birlikte denize açılan "Andrianna" adlı çürük balıkçı teknesi akdenizin 4 bin metre derinliğine batmış; 600 kişinin boğularak can verdiği haberlerini izledik...

Varını yoğunu satarak 3-5 bin euro karşılığında İtalya ve oradan Avrupa’da "daha iyi bir yaşam" umuduyla bu tabut/tekneye binmekten çekinmeyen sığınmacılardan ancak 104’ü kurtarılabildi.  

Bugüne kadar 82 cesedin çıkartıldığı bu deniz faciası dünya basınının gündeminde ancak 24 saat yer bulabildi...

Kısacası denizin şakası yok; zengin fakir ayrımı yapmıyor.

İster "Titanic"i sırf derin sularda seyretmek için 250 bin dolar değerindeki "bileti" gözün kırpmadan harcayan milyarder ol; ister kendi ülkenden ayrılmak zorunda kalan züğürt ol, denizin derinliği kimsenin gözünün yaşına bakmıyor.

Ama insanoğlunun, her defasında ünlülerin ve milyarderlerin kaderini; züğürtlerin ve sığınmacıların kaderinden ayrı tuttuğu bir kez daha kanıtlanmış oldu.

İnsanoğlunun –daha doğrusu medyanın- iki deniz faciasına bakışını kaleme alan Oliver Jeffers’in çizimi, tam da bu ayrımcılığı gösterir mahiyette. (Bk. Oliver Jeffers karikatürü

Oliver Jeffers karikatürü

Öyle ki; milyarderleri taşıyan cep denizaltısı "Ocean Gate" Mora yarımadası açıklarında kaybolmuş olsaydı, yalnız Yunanistan’ın değil; yöredeki İtalya’nın, Malta’nın, hatta Fransa’nın, Amerika’nın deniz arama kurtarma operasyonlarına tanık olacaktık...

Mora açıklarında göz göre göre batacağı aşikâr olan "Andrianna" balıkçı teknesine, Yunan sahil güvenlik botundan ve iki ticaret gemisinden başka ne Yunanistan’ın komşusu İtalya’dan ne de daha güneydeki Malta’dan herhangi bir yardım gelmediği gibi "yardımımızı ister misin?" türünde de herhangi bir çağrı yapılmadı...  Çünkü onlar züğürt sığınmacıydı... Milyarder değillerdi...

"Adrianna" teknesinin batması ve Yunan sahil güvenlik makamları hakkındaki soruşturmalar devam ediyor.

Yunan yargıtay savcılığının başlattığı soruşturmalar çerçevesinde, balıkçı teknesinden kurtulan 104 kişinin arasında 9 Mısır’lı "insan simsarlığı" yapmakla suçlanıyor.  

İddianameye göre "suç örgütü kurma, gemi kazasına neden olma; insan hayatını tehlikeye atma ve uluslararası kaçakçılık yapma" suçlamasıyla yargı önüne çıkana kadar tutuklanmış bulunuyorlar.

9 tutuklu Mısırlı, çıkarıldıkları sorgu yargıcına verdikleri ifadelerinde "kendilerinin de diğerleri gibi para ödeyen ve İtalya’ya gitmek isteyen sığınmacı olduklarını; balıkçı teknesinin mürettebatı olmadıklarını" iddia ettilerse de, içlerinden biri "9 kişiden dördünü balıkçı teknesinin sorumluluları" olarak gösterdi.

Andrianna

Yargı süreci devam ederken; "Andrianna" balıkçı teknesine yanaşan Yunan Sahil Güvenlik botunun mürettebatının sorgulaması da devam ediyor.

Yunan Sahil Güvenlik botunun kaptanı bu sorgulamalarda, "batmak üzere olan tekneyi niçin kurtarmadınız?" yolundaki soruları: 

Andrianna nerede battı

"750 kişiyi taşıyan balıkçı teknesine yardım etmek için tekneye yanaşıldığı; motoru arızalandığı anlaşılan tekneyi Yunan ana karasına çekmek için tekneye halat atıldığı; tekne içindekilerden bazısının bunu kabul ettiği, ancak diğerlerinin yardımı reddettikleri ve ‘biz İtalya’ya gitmek istiyoruz, Yunanistan’a değil’ diyerek halatı çözdükleri ve yollarına devam ettikleri" şeklinde yanıtladı.

Kaptanın ayrıca "eğer tekneyi halatla çekmekte ısrar etseydik; teknede arbedeler yaşanacağından, teknenin ani bir yük kaymasından batacağından ve belki de daha büyük bir facia ile sonuçlanacağından endişe duyulduğu" gerekçesiyle "takibe alındığı ve ilerleyen saatlerde teknenin 1 dakika içinde sulara gömüldüğü" yolundaki ifadeleri de mercek altına alınmış bulunuyor.   

Balıkçı teknesinin battığı yerin koordinatları

Bu arada AKP sözcüsü Ömer Çelik’in ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Yunan makamlarını "sığınmacıları boğmakla" suçlamaları ve özellikle Çelik’in "Yunan sahil güvenlik botunun, balıkçı teknesini Türk kara sularına itmeye çalışırken battığını" iddia eden çelişkili açıklamaları Yunan basını ve siyaset dünyasında şiddetli tepkilere yol açtı. 

Yunan medyasında "...deniz faciasındaki soruşturmalar sona ermeden Türk siyasetçilerin böyle bir yargıya varması ancak kin ve nefret duygularıyla eş tutulabileceği" şeklinde yorumların yapılmasına yol açtı.

Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Ege ve Akdeniz'in sığınmacı mezarlığına dönüşmesine" neden olduğunu belirttiği Batı dünyasına yönelik suçlamaları Yunan siyasetçiler tarafından da yapılıyor.

İki gün sonra (25 Haziran Pazar günü) Yunanistan’da yapılacak seçimlerin iki büyük siyasi rakibi muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi lideri Kiryakos Miçotakis ile Radikal Sol SYRİZA lideri Aleksis Çipras: "Avrupa Birliğinin sığınmacılarla ilgili sert politikasını ivedilikle değiştirmesi gerektiğini" açıkladılar ve "bu gibi facialardan ancak AB’nin daha insani kararlar almasıyla mümkün olabileceği" görüşünü paylaşıyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları

Hasret turu

"Hasret turu” olarak nitelediğim İstanbul-Ankara ve İzmir günlerimde,   genç neslin büyük bir çoğunluğunun, Türkiye’de yüzyıllarca yaşayan Rum, Levanten, Ermeni ve Yahudi gibi azınlıkların varlığından bihaber olduklarını görmekten şaşırdım

Erdoğan-Miçotakis görüşmesi bugün: İş insanları işbirliği için liderlerin birkaç adım önünde yürüyor

Her iki liderin mülakatlarında “kriz istemedikleri; birbirilerine tehdit oluşturmadıkları; geçen aralık ayında Cumhurbaşkanının Atina ziyareti süresinde imzaladıkları Atina anlaşması ile ilişkilerin düzelmesi açısından büyük ve önemli bir adım atıldığı; bunun daha da ilerletilmesi için çalışmaya hazır oldukları” gibi konularda aynı görüşleri paylaştıkları gözlendi.

Davacı iken davalı olan gazeteci Süleyman Gençel'in durumu iyi

Nükhet Hotar ile arasındaki hukuki mücadelenin peşini bırakmayacağını söylüyor Süleyman... Ne olursa olsun adaletin elbette bir gün yerini bulacağına inanıyor