12 Kasım 2023

Kurultay salonundan kimse mutsuz ayrılmadı

İki liderin de parti içi demokrasiyi, parti emeğini, liyakati çok önemsediğini anladığımız bir anlayışı sıkça ifade ettiği, ortak sayılabilecek bir görüşü yeni dönemin şifreleri olarak sunduğu kurultaydan; inanın kimsenin mutsuz ayrıldığını düşünmüyorum

Sanırım daha çok yazmalıyım, ülkenin ve dünyanın hızına ayak uydurmak hiç kolay değil çünkü. Ne yaparsan yap geride kalıyorsun... 

Bu satırları yazmaya bir hafta önce, kurultayın hemen ertesi gecesinde başlamıştım, çok şey oldu başkentte; bilinenden, görünenden daha çok şey, tüm bunlar Ankara'nın ıssız sokaklarına, ıssız gecelerine bırakıldı ki artık bununla kimse ilgilenmeyecek. 

* * *  

Dönüyorum, çocukluğum Ankara'yı geride bırakarak… Her kilometrede tarihi kurultay da geride kalıyor tabii.  

Tahmin ettiğiniz gibi bu seferde dönüş yolculuğunda devam ediyorum yazıma. Bir farkla, içimdeki burukluk sevgili Tolga Şardan'ın tahliye haberiyle yerini hüzünlü bir keyfe bırakıyor.

Aracımız hareket ettikten kısa bir süre sonra uyuya kalmıştım. 

Güngör Abi: "Serdar uyan, Tolga'ya tahliye kararı çıktı." dediğinde aslında beklediğim haberi almış oldum. 

Bodrum'dan bir kafile eşliğinde fakat aynı arabada beraber yola çıktığımız Doktor Güngör Topaloğlu beni Muğla ve Bodrum CHP örgütünün  kaldığı otele eliyle bırakmıştı fakat hemen sonra çok yakındaki evinde misafir etmeyi istemişti, kıramazdım onu... 

Eşi, Işıl abla Bodrum'daydı ama Ankara'da evlerindeki misafirperverliğini anlatamam.

Unutmuşum evin ne kadar uzağında da olsa o evin reisi olan kadınları. Sonra hatırladım, aklıma annem de düşünce...

* * *

Malum, benim yazılarım net olarak durumu aktarmaktan daha çok olayların ben de bıraktığı duygularla şekilleniyor… 

Böylece her yazımda mutlaka kendimi de katık etmiş oluyorum cümlelerime.   

Kemal Kılıçdaroğlu kalsın isteyenlerin daha duygusal, Özgür Özel gelsin isteyenlerin ise daha mantıklı olduğunu düşündüğüm bir kurultay yaşadık.

Kurultay delegeleri özelinde iki aday arasında eşit paydada bir irade dağılımı vardı aslında, orta yerde konuşlandırılan delege alkışlarını tartmak kolay oluyordu benim için bulunduğum noktadan baktığımda.  

Önce tarafların birbirlerine olan eleştirilerinde eşit oranda alkış dağılımı yaşanırken, özellikle Özel'in, Kılıçdaroğlu'nun danışman seçimi ve önemli sayıda milletvekilinin Altılı Masa'nın küçük ortaklarına hediye gibi sunulması ile ilgili yükselttiği doz, dengelerin kendi lehine dönüşmesini sağladı.    

Kılıçdaroğlu'nun konuşması ise Özel'in son cümlelerine kadar kurultayın en heyecanlı anlarını yaşattı diyebilirim.

Salona İmamoğlu, sokağa ise lider değişimi beklentisi hakimdi.

Bu konuda kesin yargım; Ankara sokaklarını arşınlayıp ertesi sabah da Güngör Abi'nin yakın dostu, partili Canip Kara'nın mahalle marketine gidince oluştu. 

Soldan sağa, Kenan Yılmaz, Güngör Topaloğlu, Canip Kara ve ben 

Markette bir gün önceki lider seçimi hem Canip Bey'i hem de sohbetimize konuk olan mahalle sakini emekli Albay Kenan Yılmaz'ı haylice umutlandırmıştı.  

Ben de bu anı, kurultay günlerinde bir Ankara hatırası olsun diye, Canip abinin "Atatürk mutlaka görünsün" uyarısı eşliğinde fotoğraflayalım istedim.

İki liderin de parti içi demokrasiyi, parti emeğini, liyakati çok önemsediğini anladığımız bir anlayışı sıkça ifade ettiği, ortak sayılabilecek bir görüşü yeni dönemin şifreleri olarak sunduğu kurultaydan; inanın kimsenin mutsuz ayrıldığını düşünmüyorum.

Her durumda umudu diri tutmayı becerebilen bir ruh haline sahibiz milletçe ve hiç sevmediğimiz, tahammül edemediğimiz şey bunu kaybetmek.

* * *

Kurultayla ilgili son notum, (Bodrum) CHP içinde büyümesine yakından tanıklık ettiğim genç kardeşim olan Mehmet Alkım Denizaslanı'nın partinin kurultaydan sonraki en yüksek karar organı olan Parti Meclisi'ne girmiş olması.

CHP Parti Meclisi Üyesi Mehmet Alkım Denizaslanı 

Gülümsemesi hiç eksik olmayan ve her şartta yeniden ayağa kalkmayı bilen bu genç adama güveniyorum.

"Serdar Abi hakkımda bir gün sonu eyvallahla biten bir yazı kaleme alacaksın diye çok korkuyorum." diye bana takılması da hiç bitmez Alkım'ın.

Bak işte, korkulacak bir şey yokmuş sevgili kardeşim.

Başarılar...

Eyvallah.

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Son şampiyon: Bodrumspor

Eğer Bodrumspor taraftarıysanız mutlaka sizi her sene bir final maçı bekliyor

Başkan oluru'yla kapalıyız!

İnanın bana siyasetle sanat arasında platonik olmaktan öteye bir türlü varamayan bir ilişki var. Ali Bey'in ilk başkanlık refleksinde de açıkça anlaşılıyor ki durum bundan farksız; ne sevdiği belli ne sevmediği

Bodrum Belediyesi Şehir Tiyatrosu: Görünenden daha fazlası...

Festivallere katıldı, ödüller aldı, kadrosunda ulusal sanatçılarla da çalıştı, ulusal dizi ve sinema filmlerinde yer alan oyuncuları da oldu. İyi günleri olduğu gibi zor zamanlar da yaşadı...