26 Mayıs 2024

Başkan oluru'yla kapalıyız!

İnanın bana siyasetle sanat arasında platonik olmaktan öteye bir türlü varamayan bir ilişki var. Ali Bey'in ilk başkanlık refleksinde de açıkça anlaşılıyor ki durum bundan farksız; ne sevdiği belli ne sevmediği

Aslında hafta şahane başlamıştı. Halit Abi aramış ve "Hadi Göcek'teyiz Veli Kaptan da burada, birkaç gün kalıp döneceğiz sen de gel" demişti. 

Tutana aşk olsun, ben de Burcu'nun oluru'yla onca işin arasında resmen koşarak gittim Göcek'e.

Dünyanın gerçek birer harikası olan ve Akdeniz'e kucak kucak uzanmış koylarımıza gire çıka geçen o birkaç gün çok güzeldi.

Döner dönmez ise Göcek'teyken T24'te okuduğum can sıkıcı bir habere ilişkin yazmak istedim.  

Tarsus Belediyesi Şehir Tiyatrosu, yeni belediye başkanı Ali Boltaç'ın oluru (!) ile fiilen kapatılmıştı.

Kadrolu sanatçıları ise çay ocağı, nikah salonu, park bahçe vs gibi yerlere gönderilmişti.

Ne görgüsüzlük dedim içimden ilk, sonra "Bir garezi mi vardı acaba" diye düşündüm yeni başkanın, böyle "çok kişisel hareketler" olabiliyor çünkü başkanların. 

Gerekçe, borçlu olarak devraldığı belediyede tasarruf tedbirleri alıyormuş yeni belediye başkanı. 

Konu basında yer alınca zorunlu olarak ama ilginç bir açıklama yapıyor Tarsus Belediye Başkanı:

"Tarsus Şehir Tiyatrosu'nun faaliyetlerinde bazı zorunlu düzenlemelere gitmek durumunda kaldık. Sanatçılarımızı belediyemizin diğer birimlerinde geçici olarak görevlendirdik. Tiyatro Şube Müdürlüğünün kapatılması gibi bir durum şu an için kesinlikle söz konusu değildir." 

Bu cümle de "şu an kapatmadık" anlamı çıkan bölüme on puan veriyorum, niyeti bozmuş da zemin arıyor gibi geldi bana başkan Ali Boltaç. 

Ya siz, başkanın açıklamasının son paragrafındaki şu bölüme kaç puan verirdiniz: 

"Tarsus'un kültürel ve sanatsal zenginliğini korumak ve geliştirmek adına var gücümüzle çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz."  

İnanın bana siyasetle sanat arasında platonik olmaktan öteye bir türlü varamayan bir ilişki var. Ali Bey'in ilk başkanlık refleksinde de açıkça anlaşılıyor ki durum bundan farksız; ne sevdiği belli ne sevmediği.

Tiyatronun Genel Sanat Yönetmeninin, Veterinerlik Hizmetleri Müdürlüğü Köpek Bakım ve Islah Evi'ne gönderildiğini okuduğum sırada Göcek'te Bedri Rahmi Eyüpoğlu Koyu'nu daha yeni geride bırakmıştık. 

Biraz daha düşündüm haberde yazılanlar üstüne ve kendi kendime dedim ki: "Bu atamaları normal karşılamamızı bekleyen Sayın Başkan, belediye değil tiyatro yönettiğini sanıyor olmalı, yoksa neden atamaları birer rol dağıtımı gibi yapsın ki?" 

Bu noktada başkana tavsiyem, tiyatro sanatçılarının her kılığa ve kişiliğe bürünmelerinin rol icabı olduğunu diyelim ki unuttu ancak onlar için gerçek hayatta nasıl olsa "çaycı da olur nikah da kıyarlar" gibi bir anlayışa sahipse, bu konuda tekrar iyice bir düşünmesi yerinde olur. 

Daha geçen haftaki yazımda tiyatronun bir kent, bir halk ve de bir ülke için sadece bir tiyatro olmadığını anlatmaya çalışmıştım

Yerel seçimler öncesinde ise kendimce bazı konulara dikkat çekmek isterken aslında pazar yazıları için çok da uygun olmayan o yazıların birinde "Bir belediye başkanının karakteri o kentin kaderidir" derken tam da Tarsus Belediyesi örneğine benzer şeylerden söz ediyordum. 

Düşünsenize ikisi de CHP'li ve halef selef olan bir belediye başkanı tiyatro kuruyor diğerinin ilk işi, bismillah o tiyatroyu kapatmak oluyor...

İşte salt bu gibi nedenlerle yerel yönetimler tecrübelerimde, başkanlık oluru ile başlayan her yazının devamını görmeden endişelendiğim çok olmuştur. 

Son söz olarak, Tarsus Belediyesi Şehir Tiyatrosu umarım en kısa zamanda yeniden "Ve perde" diyerek izleyicisiyle buluşur.

Eyvallah. 

Bu arada başkan Ali Boltaç'a kararını yeniden gözden geçirmesine yardımcı olacak bir belgesel önerim var: 

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Yaz aşkım Mazı ayakta!

Bugün ormanları, yarın o ormanlarla kucaklaşan kıyılarını tek dişi kalmış bir canavarın kursağından nasıl geri alacağız çiğneyip yutkunmadan ve kalanı yüzümüze tükürmeden?

Efes Selçuk’ta bir zaman!

Onca gidiş, onca yıkım, onca gözyaşı içinde yaşıyoruz ya hayatımızı, inanın yazmak kadar bir yumruk ya da en yakışanından sinkaflı bir küfür sallamak arasında ne edeceğini bilemiyor insan!

The Bodrumcup; Hızır’ın eyvallahı yok!

Düşünsenize günümüz teknolojisinin ürettiği en iyi teknelerin de katıldığı the Bodrumcup’ta geleneksel tekniklerle Mustafa Özkeskin tarafından sadece bu yarış için inşa edilen ‘Hızır’ geliyor ve gelir gelmez üç yıl üst üste hem de genel klasmanda şampiyon oluyor

"
"