02 Haziran 2024

Son şampiyon: Bodrumspor

Eğer Bodrumspor taraftarıysanız mutlaka sizi her sene bir final maçı bekliyor

Bu satırların sahibinin hayallerini bir zamanlar Cemil Turan olmak süslüyordu. 

İnanmazsınız şu yaşımda hâlâ rüyalarımı süsleyen anılarım beni geçmişe öyle götürüyor ki uyandığımda bir rüyanın nasıl bu kadar gerçek olabileceğine şaşırıp kalıyorum. 

Çocukluk ve gençlik yıllarımın futbolsuz geçmeyen zamanları beni profesyonel seviyeye getirmiş olmasına rağmen; ben bir türlü futbolu yönetenlerin mantalitesiyle mutlu olamıyordum ve nihayet hiç bırakamam sandığım spor yaşamıma çok genç sayılabilecek bir yaşta son vermiştim. 

Saklamama gerek yok, sevdiğim bu spor dalının içinde söz sahibi olan yapıyla kesintisiz süren mental geçimsizliğim devam ediyor. 

Ben her şeyi bilirim gibi değil bu geçimsizlik, biraz ilke ve kurumsallıkla ilgili daha çok.

Fakat bu düşüncelerim ve tüm itirazlarım saklı kalmak koşuluyla; Bodrum FK'nın sporcusundan yöneticisine, teknik kadrosundan taraftarına kadar göz ardı edilemeyecek bu büyük başarısı adına bir yazı yazmamak haksızlık olurdu.

Profesyonel futbol yaşamımdan vazgeçtiğim yıllarda, içimde henüz dizginleyemediğim futbol tutkumun yeniden alev aldığı bir dönemde (yaklaşık otuz yıl önce), amatör futbola dönerek şampiyonluğu kucaklayıp üçüncü profesyonel lige çıkan kadrosunun oyuncularından biri de ben olmuştum Bodrumspor'un.

Eğer Bodrumspor taraftarıysanız mutlaka sizi her sene bir final maçı bekliyor.

Giriş cümlelerime bakınca biraz garip gelebilir ama maç izlemeyi çok sevmiyorum, bu nedenle, favori tek takımım Bodrumspor, her sene onun bir final maçını izleyince tüm sezon gözünüzün önünden film şeridi gibi geçiyor.

Neredeyse son 10 – 12 yıldır bu böyle, Süper Amatör Kümeden başlayarak devamlı şampiyonluklar yaşadı ve bir üst lige çıktı. Bu sportif anlamda sonuç odaklı gerçek bir başarı hikâyesi.

O yıllarda Bodrum Belediyesi Bodrumspor'du adı, şimdi ise Bodrum FK.

Bazı arkadaşlarımın da dikkatinden kaçmamış... Sakaryaspor'la oynanan süper lig final maçının ardından takımın tek patronu Fikret Öztürk: "Takımın dört sene önce çok borcu vardı, biz de satın aldık, önce ikinci ligden birinci lige, şimdi de süper lige çıktık" diye bir açıklama yaptığında ki Bodrum FK'nın günümüze kadar gelmesinde pay sahibi olan başarı hikâyesini bilen ve emeği olanları önemseyen biri olarak salt bir borç – alacak ilişkisi üzerinden yapılan bu ilk açıklamayı duymuş ve anlamlı bulmamıştım.

Belli ki OPET'in de ortağı olan Sayın Öztürk'ün böyle bir günde daha hazırlıklı, daha duygulu ve Bodruma karşı daha samimi cümleler kurmasını bekleyen sadece ben değilmişim.

Neyse, canlı yayın kazası diyelim ve tebrik edelim kendisini, bu başarıdaki en büyük pay, hakikaten Fikret Bey'e ait çünkü.

* * *

Birkaç yıldır final maçlarında izlediğim sahaya takım kaptanı olarak çıkan Kenan'dan da biraz söz etmek istiyorum. 

Genelde bu tip oyuncuyu pek sevdiğimi söyleyemem, kolektif olan bu oyunda bencillik bazen çok şey kaybettirebiliyor ki öyle net birkaç pozisyonda daha müsait arkadaşlarına yine pas atmadı.

Fakat böyle oyuncular olmadan da futbolun tadının pek çıktığı söylenemez, bir anda ortaya çıkıp tabelayı her an değiştirebilecek bir yetenek Kenan Özer, buna hiç şüphe yok. 

Maç için de bir şeyler konuşmak gerekirse, sahada gördüğüm Sakaryaspor'a göre Bodrum, ilk dakikalardan itibaren kazanmayı isteyen, son ana kadar maçı bırakmayan takımdı.

Komple hareket eden bir takım diyebilirim Bodrum için, ikinci yarının belli bir bölümünü saymazsak her bir oyuncu hiç düşmedi oyundan. Sahada tanımadığım oyuncular daha çoktu, bir maça bakıp takımı tahlil etmek biraz ayıp oluyor ama ne yapayım senede bir maç izliyorum.

Bu tip takımların başarısında teknik direktör kalitesi bence ilk akla gelen olmalı, bir de iki yıl üst üste süper lige çıkmak için final oynadığını düşündüğümüzde İsmet Taşdemir hoca takdiri en çok hak edenlerden biri. 

Gökdeniz Bayraktar, hele Burak Çoban, rakip sahadaki en etkili isimler oldular, Kenan da öyle.

Büyük bir alkış da yeni adıyla Bodrum FK'nın peşini hiç bırakmayan Bodrumspor taraftarına.

Düşünün kar, kış hiçbir şey durduramadı onları yıllardır. Asi Tayfa için önemli olan takımın armasıydı ve takımın adı değişse de armanın peşinden hiç ayrılmadılar.

Son cümlelerim ise iki büyük oyuncuya.

Celal Dumanlı – Erkan Değişmez

Takımın asıl kaptanı Erkan Değişmez, soyadı gibi aynı, geldiği BAL liginden itibaren takımın değişmeyen ve en yararlı isimlerinden biriydi o. En önemlisi de saha içinde ve dışında gerçek "bir futbol beyefendisi" olması.

Diğeri ise Goca Bodrumlu Celal Dumanlı. Celal, genç futbolcular için örnek bir sporcu, bir rol model... 

Bodrumspor'da başladı, her kademe ligde oynadı ve takımıyla birlikte şu anda Süper Lig'e çıkma başarısını gösterdi.

İkisini de gönülden tebrik ediyorum.

Spor kulüplerinin A.Ş olduğu, futbolda tam bir endüstri devriminin yaşandığı günümüzde, Erkan ve Celal'in karakterleri gibi çok özel futbol kariyerleri, benim gibi eski kafalı (!) romantik bir sporcunun gönlünü ferahlatan güzel şeylerden biri. 

Çok eski bir Bodrumspor Marşı'nın nakaratı ile yazıyı da sezonu da kapatalım, yaşa şampiyon:

Bodrumspor, ülkünle sen
Varlığınla bin yaşa

Yeşil Beyaz formanla
Bodrumunla bin yaşa

Eyvallah.

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Şimdi gösteri değil deneyim zamanı: BAB

"Bu etkinlikten izleyicinin beklentisi bir gösteri değil bir deneyim olmalıdır. İzleyici bir atölyeye girer. Durur, inceler. Her atölyede; üzerinde çalışılan eserleri, o üretimi mümkün kılan ortamı, dinginliği, kaosu ve bu bütünün içinden çıkan yaratıcılığı sahiplerinden dinler. Şimdi sanatı yerinde keşfediyor, samimi bir özel alanının parçası oluyor ve kendisi için bir deneyim biriktiriyordur. O yüzden şimdi gösteri değil, deneyim zamanıdır"

Toprağa düşen gözyaşı: Bodrum Cennet Koyu

Yıl dört mevsim olsa da Bodrum'da sadece iki mevsimin, madalyonun iki yüzü gibi yaşandığını düşünüyorum: Biri toprağa düşen gözyaşı gibi diğeri ise insanın yüreğine umut ve mutluluk serpen melodiler ve renkler gibi

Pınarbaşı ile Bodrum Caz Festivali'nin ne alakası var?

Uluslararası Bodrum Caz Festivali, ne zamana ne mekâna sığmayacak kadar çok şey yaşatıyor, çok şey başarıyor.