05 Mayıs 2024

Bilgi tapınakları | Dünyanın en güzel kütüphaneleri (XXII): Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi

Millet Kütüphanesi koleksiyonunda 2,5 milyondan fazla basılı kitap, 15 bine yakın derginin yaklaşık 2,5 milyon nüshası, 750 bin e-kitap, 7 milyon e-tez mevcut. Günümüzde dünya yüzünde kütüphanecilik alanında kullanılan en yeni teknolojiye sahip ve dünyanın farklı noktalarındaki 217 veritabanına erişim sağlıyor. Bu sayede bir milyona yakın e-kitap, 7 milyon e-tez, 120 bine yakın e-dergi okuyucunun hizmetinde

Geldim bu dizinin sonuna. Kuşkusuz dünyanın başka, ele almadığım ülkelerinde, kentlerinde de "en güzel"ler arasına girecek pek çok kütüphane var ama çok uzayan bu yazı dizimi kendi ülkemizin başkentinde, hem de "en güzel ve en büyük"le sonlandırmamın doğru olacağını düşündüm. O zaman buyrun "Millet Kütüphanesi"ne.[1]

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi – Beştepe, Ankara

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi – Ankara (Foto:T24)

Günümüzde Beştepe olarak adlandırılan bölgede bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde, ön tarafta, Alparslan Türkeş Caddesi ile Söğütözü Caddesi köşesinde yükselen Millet Kütüphanesi 125.000 m2'lik kapalı alana, aynı anda 5.500 kişilik oturma kapasitesine sahip devasa bir yapı. Beştepe adının nereden geldiğini bilmeyenler için açıklamış olayım, 1940'lı yıllarda bu alanda gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda farklı çaplarda ve yükseklikte beş büyük tümülüsün keşfine dayanır. Böylece bu alanın Antik Çağda Orta Anadolu'da çok geniş bir bölgede yaşayan Frigler zamanında bir nekropol alanı olduğu anlaşılmıştı.

2015 yılında çalışmalarına başlanan ve 20 Şubat 2020 tarihinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından büyük bir törenle açılan Millet Kütüphanesi Türkiye'nin en büyüğü ve 7 gün 24 saat kamuya açık. Bugüne kadar 5 milyonu aşkın okuyucu ve ziyaretçiye hizmet verdiği açıklanan kütüphane, bir önceki yazımda bahsettiğim "Derleme Kanunu"nda 2017 yılında yapılan değişiklikle "Derleme Kütüphanesi" statüsüne kavuşturulmuş. Bu yazı dizimi takip eden okuyucularım bu ifadenin "yasal depo" anlamına geldiğini, yani ülkede basılan her kitabın belli sayıda kopyasının gönderilmesi mecburiyeti ile ülkenin ulusal belleğini oluşturduğunu bileceklerdir.

Kütüphanenin koleksiyonuna geçmeden önce bir nebze mimarisinden bahsetmek isterim. Aynı zamanda çeşitli salonların oturma kapasitelerini ve her birinde bulunan eser sayısını da vereceğim.

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi mimarisi

Kütüphanenin mimarı aynı zamanda Külliye'nin de mimarı olan, Brüksel'de yerleşik Vizzion Architects ve Vizzion Europe'un kurucusu Şefik Birkiye. Başta Brüksel olmak üzere Belçika'da kamuya ve özel kuruluşlara ait sayısız yapıda ve dünyanın çeşitli ülkelerinde de pek çok yapıda imzası bulunan bir mimar.

Kendisi, Kütüphanenin mimarisini "...Orta Anadolu'nun bünyesinde barındırmış olduğu binlerce yıllık yapıtlardan devralınmış Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde bulunan biçimlerin ve bileşimlerin bir sentezi..." olarak tarif ediyor, tasarımın oluşum prensibinin küp, silindir ve kubbe gibi bazı geleneksel şekilleri esas aldığını belirtiyor.

Kütüphaneye Külliyenin Sergi Salonu yapısı ile ortak meydandan giriliyor. Daha ana giriş kapısından başlayarak yapının her tarafı beyaz, tabanları ve taçları mavi, altın halkalı sütüunlar üzerinde yükseliyor. Bunları kullanarak mimar kadim Mısır'da, Yunan ve Roma'da sık sık rastlanılan tapınak ya da meclis binalarının verdiği abide etkisini yaratmayı amaçlamış. Yüksek sütunların bilginin yüceliğini ifade ettiğini, kullandığı renklerle bütüne bir sihir etkisi yaratmak istediğini belirtiyor. Kütüphanenin her tarafında, içte dışta, bu sütunları farklı boyutlarda kullanmış Birkiye.

Kütüphanenin ana girişi

İçeriye girilince duvarları ahşap kaplı çok büyük bir karşılama salonu çıkıyor okuyucunun karşısına. Buradan, okuyucuların dinlenme ve bekleme için kullanabildikleri 400 kişilik oturma kapasiteli Divan Salonuna geçiliyor; rahat, huzur veren bir yapıya sahip.

Divan salonu

Buradan zemin kattaki farklı kütüphanelere geçiliyor. Şöyle bir sıralamak gerekirse, 705 m2'lik alanda 74 kişilik oturma kapasitesine sahip, 12 bin kitaplık Gençlik Kütüphanesi; 1.061 m2'lik alanda 197 kişilik oturma kapasitesine sahip, 25 bin kitaplık Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi; 1.800 m2'lik alanda 209 kişilik oturma kapasitesine sahip, 10 bin görsel-işitsel materyali, 4 dijital odası ve 12 bireysel izleme/dinleme kabini bulunan, içten 2 katlı Ses ve Görüntü Kütüphanesi; 1.123 m2'lik alanda 193 kişilik oturma kapasitesine sahip, 1.550 güncel dergi ve gazete bulunduran, aynı zamanda 120 ülkeden, 60 dilde 7.000'in üzerinde dergi ve aynı gün erişim imkânı bulunan günlük gazeteler ve bu yayınların 90 günlük arşivlerine tam sayfa özgün baskısıyla erişme imkânı sağlayan dokunmatik ekranlara sahip Süreli Yayınlar Salonu. Bunlara ilaveten 174 kişilik yemek salonu bu katta yer alıyor. (Bu arada, binanın 6.katında 408 kişilik diğer bir yemek salonu ile 74 kişilik pastane, 74 kişilik dinlenme alanı ve seminer salonları bulunduğunu da belirtmeliyim.)

Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi
Ses ve Görüntü Kütüphanesi

Kütüphanenin farklı katlarına ulaşım, 6'sı panoramik olmak üzere 23 asansörle sağlanıyor. Yapının birinci katında idari ofisler bulunuyor, doğal olarak genelde asansörler bu katta durmuyor.

4 bodrum katı var ki, bunlar şu fonksiyonlara tahsis edilmiş:

- 1. ve -2. katlarda Eğitim Merkezi ve atölyeler bulunuyor,

- 2. katta ayrıca 150 kişilik Davet Salonu, 500 kişilik oturma kapasiteli Konferans Salonu, 8 adet farklı boyutlarda toplantı odası, 897 m2'lik alana sahip Selçuklu Müze ve Sergi Salonu ve 600 m2'lik alana sahip Çok Amaçlı Anadolu Salonu,

- 3. katta depolar,

- 4. katta ise eski kitapların onarıldığı Kitap Şifahanesi ve ciltlerin yapıldığı Mücellithane yer alıyor.

Konferans Salonu

İkinci kata çıkıyoruz ve nisbeten alçak kapılardan geçerek (bu alçaklık özellikle girilecek mekânın yükseklik etkisini artırmak amacıyla tasarlanmış), devasa yapının tam ortasında, kuşkusuz ilk görüldüğünde herkesi büyüleyen merkezi salona, binanın "kalb"ine ulaşıyoruz: 16 sütunun taşıdığı, 33 metre yüksekliğindeki ikili kubbenin altında bulunan, doğal ışıkla aydınlatılan, 3.469 m2lik "Cihannümâ Salonu".[2] "Kalp" ifadesi Birkiye'ye ait. Şöyle anlatmış: "Mecazi anlamda, burası mimari eserin kalbidir. Kütüphanenin bütün bölümlerini bir araya getirmek ve kütüphaneye bilginin sonsuzluğu duygusunu ve fikrini vermek için buradadır."

Cihannüma Salonu

Yukarıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi, kubbeyi çevreleyen alınlıkta "O KALEMLE YAZMAYI ÖĞRETENDİR. İNSANA BİLMEDİĞİNİ ÖĞRETENDİR" yazılı. Bu, Kuran'ın 96. Suresi olan Alak Suresinin 4. ve 5 âyetlerinin mealidir.  yansıtıyor. 16 sütuna gelince, Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 Türk devletini temsil ediyor. Sanırım bu yüksekliği, yüceliği tam olarak hissetmek için salonun tam ortasında yer alan, kütüphanenin tüm dünya ile ilişkisini simgeleyen küreye mümkün olduğunca yaklaşıp, gözlerinizi yukarıya çevirmeniz gerekli. Şudur karşılaştığınız nefes kesici görüntü:

Bu dairesel Cihannüma Salonu, görüldüğü üzere âdeta bir atrium ve çevresinde zemin katın dışında 4 kat daha yükseliyor. Bunların arasında 3. ve 5. katlarda farklı koleksiyonlar yer alıyor. 3. ve 4. katlardaki okuma salonları 1.328 kapasiteli ve ayrıca 300.000 kitap da bu katlardaki raflarda. Bunların dışında okuma salonlarında 32 adet grup çalışma odası ve 8 adet dinlenme alanı bulunmakta.

Geniş alanlı tabana, yani zemin kata gelince: Her biri sekizer kişilik çalışma masalarında 224 kişiye yer var. Kütüphane koleksiyonunun 200.000 kitabı da bu katta sıralanmış. Bunların arasında Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Genel Müdürlüğü ile yürütülen ortak mesai ardından sağlanmış, 123'den fazla ülkeye ait, 126 farklı dilden kitap da bulunuyor. Gerek çalışma masalarının gerek kitap raflarının yapımında kullanılan ahşabın kalitesine diyecek yok. Aslına bakılırsa, bu ifadem binanın tamamındaki rafların hepsi için geçerli.

Buraya kadar anlattıklarımın dışında kütüphanenin bünyesinde iki salon daha var. Bunlardan biri, iki katındaki toplam 3.862 m2'lik alanda 630 kişilik oturma kapasitesine ve 20.000 kitaplık bir koleksiyona sahip olan Araştırma Kütüphanesi. 20 adet grup çalışma odası da var. Akademik çalışmalara kaynak sağlayan araştırma ve belge içerikli bilimsel kitaplar bu bölümde yer alıyor.

Bahsetmem gereken son bölüm ise, kütüphane yerleşiminin en arka tarafında, âdeta bağımsız bir yapı gibi inşa edilmiş, yine kubbe ile örtülmüş, iki katlı, toplamı 1.700 m2'ye ulaşan, etrafına 8 adet grup çalışma odası sıralanmış ve 226 kişilik oturma kapasitesine sahip Nadir Eserler Kütüphanesi.

Nadir Eserler Kütüphanesi

Tahmin edileceği gibi bu kütüphane bünyesinde yer alan ve sayısı 70.000'e varan nadir esere fiziki olarak ulaşmak mümkün değil. Bunlar kapalı raflarda muhafaza ediliyor, ancak sürdürülen yoğun dijitalleştime projesi ile şu anda tamamına olmasa bile büyük bölümüne araştırmacıların hizmetine sunulmuş bilgisayarlarla ulaşmak mümkün.

Nadir Eserler Kütüphanesinin tam olarak yerini ve şeklini gösterebilmek amacıyla Millet Kütüphanesinin arka yönden çekilmiş bir fotoğrafını koymayı uygun gördüm. En arkada, ileriye doğu uzanan, kubbeli yapı Nadir Eserler Kütüphanesi.

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi koleksiyonu

Yukarıdaki satırlarında kütüphanenin çeşitli bölümlerinde bulunan eser sayılarından bahsettim. Topluca ele alınırsa Millet Kütüphanesi koleksiyonunda 2,5 milyondan fazla basılı kitap, 15 bine yakın derginin yaklaşık 2,5 milyon nüshası, 750 bin e-kitap, 7 milyon e-tez mevcut. Günümüzde dünya yüzünde kütüphanecilik alanında kullanılan en yeni teknolojiye sahip ve dünyanın farklı noktalarındaki 217 veritabanına erişim sağlıyor. Bu sayede bir milyona yakın e-kitap, 7 milyon e-tez, 120 bine yakın e-dergi okuyucunun hizmetinde. Tahmin edileceği gibi evinizdeki bilgisayarınızdan da kütüphanenin kaynaklarına ya da bağlantı sağladığı yurtdışı kaynaklara ulaşmak mümkün.

Kütüphane koleksiyonunda bulunan kitaplar; derleme, bağış, devir, mübadele (değişim) ve satın alma yoluyla temin edilen basılı ve elektronik formdaki yayınları içeriyor. Ülkemizin önemli entellektüelleri arasında bulunan 20 kişinin özel koleksiyonları kütüphaneye bağışlanmış ve her biri kendisi için ayrılmış olan özel bölümlerde muhafaza ediliyor. Bunların tam listesine şu adresten ulaşabilirsiniz:

Kütüphaneye ulaştığınızda danışma masalarına başvurarak beş dakika içinde üye olabileceğiniz gibi bu işi e-devlet üzerinden de (1 yıl süreli olarak) gerçekleştirebilirsiniz. Bu üyelik size fotokopi, iç ödünç, veri tabanlarına erişim ve benzeri hizmetlerden faydalanma imkânı sunuyor. Okuma salonlarında yer alan otomatlardan ücretsiz olarak çay-kahve ve su alınabildiği gibi, yemek salonlarında günde iki kez gene ücretsiz çorba-ekmek, geç saatlerde de kek ve çay servisi var.

Kütüphanenin kendi yayınından öğrendiğime göre, bünyesinde bulunan bilgi kaynakları modern kütüphanecilik anlayışına göre uluslararası standartlar çerçevesinde oluşturulmuş. Bu doğrultuda kataloglamada RDA-Kaynak Tanımlama ve Erişim (Resource Description and Access) kataloglama kuralları uygulanırken, sınıflamada hem Kongre Kütüphanesi (Library of Congress) hem de Dewey Onlu Sınıflama Sistemi (Dewey Decimal Classification System) kullanılmaktaymış.

Buyurun, tüm kaynaklarıyla ülkemizin en büyük kütüphanesinin güncel durumunu kendi web sitesinden izleyin.


[1] Bu yazıdaki bilgilerin temel kaynağı "Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi" başlığını taşıyan, 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı yayınıdır. (Erişim adresi: mk.gov.tr) İçeriğinin kullanımı için Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığından gerekli izin alınmış ve verdikleri destekle güncellenmiştir.

Aksi belirtilmedikçe bu yazıda yer alan fotoğrafların tamamı değerli sanatçımız İzzet Keribar'a aittir.

[2] Cihannümâ: Tepe köşkü, Osmanlı mimarisinde genellikle kule biçiminde her tarafı camlı oda.

Şefik Onat kimdir?

Şefik Onat, TED Ankara Koleji ve Londra Hendon Grammar School'da lise eğitiminin ardından A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmuştur. 1966 – 1982 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı mensubu diplomat olarak Bakanlıktaki görevlerinin dışında OECD İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Paris), Jakarta ve Islamabad T.C. Büyükelçilikleri, Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğinde (New York) görev yapmıştır. 

1982 – 1983 yıllarında Başbakanlık/Devlet Bakanlığı Özel Danışmanlığında bulunduktan sonra devlet memuriyetinden ayrılmıştır.

1984 – 1995 yılları arasında özel sektörde üç farklı şirkette üst düzey yöneticilik hizmetini takiben, 1996'da TOKI tarafından gerçekleştirilen B.M. HABITAT II Konferansının Konferans Hizmetleri Koordinatörü olarak Türkiye tarihinde yapılan en büyük ve en kapsamlı uluslararası organizasyonun sorumluluğunu üstlenmiştir.

Bu konferansın ardından, 1997- 2010 yılları arasında, kendi kurduğu "ASİTANE Etkinlikler" firması eliyle, kamu kuruluşları ya da yerli ve yabancı Birlikler/Dernekler/Şirketlerin çeşitli ulusal ve uluslararası kongre, konferans, tanıtım, özel etkinlik, gösteri organizasyonlarını gerçekleştirmiştir.

Öte yandan, Mimar Prof. Suha Özkan'la birlikte, 2006 yılında tüm dünya mimarlarının çalışmalarını internet ortamında tam eşitlik ilkeleri kapsamında yayınlayabildikleri ve yarıştıkları "World Architecture Community"i kurmuştur.

2010 başından itibaren kendini tamamen emekli ederek eşiyle birlikte Bodrum'a yerleşmiş ve bütünüyle, her zaman özel merakı olan tiyatro ve tarihi roman alanlarında yazmaya yönelmiştir.

Tiyatro yazarı olarak, geçmiş yıllarda TRT'de "Radyo Tiyatrosu" ve "Arkası Yarın" programlarında, özgün + çeviri + uygulama niteliğinde 53 eseri yayınlanmıştır. Günümüze kadar sahne için 6 müzikal/müzikli oyun, 2 sahne oyunu, 5 film senaryosu yazan Onat'ın ayrıca 3 oyun çevirisi vardır.

Yayımlanmış, editörlüğünü yaptığı 2 kitabın dışında, "Son Sultan Abdülhamid" ve "Casuslar İni İstanbul" başlıklı iki belgesel tarihi romanı ve diplomasi dönemi anılarını yansıtan "Diplomasi Dedikleri" başlıklı kitabı bulunmaktadır. ONK Telif Ajansına bağlı bulunan Onat, "T24 Haftalık" ve "EK Eleştiri Kültür Dergisi" yazarları arasındadır.

1943 Ankara doğumlu, evli ve üç çocuk sahibidir. İngilizce ve Fransızca bilmektedir. İngiliz "British Council"ın lisanslı İngilizce hocasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Yenilenen İstanbul’u adımlarken (5): Anadolu Hisarı Müzesi

Anadolu Hisarı, 2021 yılında yakınındaki “Namazgâh”la birlikte “İBB Miras” tarafından tarihinin en kapsamlı restorasyon sürecine alınmıştı. Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023’te “Anadolu Hisarı Müzesi” tabelası altında sosyal mekânları ve kültür-sanat etkinlikleriyle İstanbulluların hizmetine açılmıştı

Yenilenen İstanbul’u adımlarken (4): Yerebatan Sarnıcı Müzesi

Âşık olduğu Perseus’tan onu kıskanan Tanrıça Athena bu saçları yılana çevirmiş ve “Ona kim bakarsa taşa dönüşsün” diye lanetlemiş. Bunun üzerine Medusa’ya ancak ayna tutarak bakan ve yaklaşabilen Persesus onun başını keserek gücünü kendisine katmış. Bu efsane de “Medusa Başı”nın Bizans’ta sütun kaidelerine bakanların taşa dönmemesi için ters olarak yerleştirilmesine neden olmuş...

Yenilenen İstanbul’u adımlarken (3): Artİstanbul Feshane

“İBB Miras” görevlilerinden Y. Mimar Bahar Şahin’in kontrolörlüğünde sürdürülen restorasyon kapsamında binanın temelleri güçlendirilip zemin malzemesi yenilenmiş, özgün su kanalları temizlenmiş, çelik kolonlar, duvarlar onarılmış, güçlendirilmiş, çatı makasları onarılmış ya da yenilenmiş, çatıya titanyum kaplama yapılmış, ahşap doğramalar bütünüyle yenilenmiş ve mevcut depo binaları onarılarak personel odaları, teknik odalar ile depo alanları olarak işlevlendirilmiş, ayrıca dış alanlarda da peyzaj düzenlemeleri gerçekleştirilmiş

"
"