13 Ağustos 2023

Bilgi tapınakları: Dünyanın en güzel kütüphaneleri (III) | İskenderiye Kütüphanesi; kuruluştan çöküşe

"İskenderiye Kütüphanesi" ismiyle her ne kadar genellikle Mısır'ın Büyük İskender tarafından kurulmuş olan İskenderiye kentinde yer alan tek bir kütüphaneden bahsedildiği sanılsa da, aslında bunlar bir dizi ayrı kütüphane yapısını kapsar

Kayıp Kütüphaneler–3 

İskenderiye Kütüphanesi – Kuruluştan Çöküşe[1]

İskenderiye Kütüphanesi, "Assassin's Creed" (Suikastçının İnancı) video oyun serisinde çizildiği gibi miydi acaba?[2]

Kayıp Kütüphaneler dizisinde, sonunda geldik kadim tarihe damgasını vurmuş ünlü "İskenderiye Kütüphanesi"ne. Baştan açıklanması gereken nokta, bu isimle her ne kadar genellikle Mısır'ın Büyük İskender tarafından kurulmuş olan İskenderiye kentinde yer alan tek bir kütüphaneden bahsedildiği sanılsa da, aslında bunların bir dizi ayrı kütüphane yapısını kapsamasıdır. Özetle sıralamak gerekirse:

* İlki ve en büyüğü "Kraliyet Kütüphanesi"dir. Büyük İskender'in komutanlarından biri iken, onun ölümünden sonra ortaya çıkan mücadeleler ertesi "firavun" unvanı da alarak MÖ 3. yüzyıl başlarında varlığı 300 yıl sürecek Ptolemaios Krallığını (Hanedanını) kuran I. Ptolemaios Soter barışçıl bir karaktere sahipti, bilim ve edebiyata son derece düşkündü. Onun baştan aşağı imar ettirerek döneminin en ünlü başkenti haline getirdiği İskenderiye kıyısında yarattığı en önemli eser ise "Mouseion"[3] adı verilen muazzam bir araştırma kurumu (Müze) ve konumuz, bunun ögelerinden biri kütüphaneydi. Kütüphanenin aynı zamanda kopyalama, tercüme ve yayım bölümleri de vardı. Müze bünyesinde kütüphane dışında botanik bahçesi, hayvanat bahçesi, rasathane, otopsi yoluyla insan vücudunun incelenmesi için anatomi salonu ile fizik, kimya, tıp, astronomi, matematik, felsefe, edebiyat ve fizyoloji birimleri yer almaktaydı. Zamanımızdaki üniversite kampuslarına çok benzer bir yapılaşmadan bahsediyorum. Gerçi bu kurumu çok büyük maddi kaynaklar tahsis ederek kurmaya girişen I. Ptolemaios Soter'dir ama kütüphane, başta oğlu II. Ptolemaios Philadelphus olmak üzere ancak kendisinden sonra gelen Hanedan mensuplarının gayretleriyle zaman içinde büyüyecek, en parlak döneminde kütüphane koleksiyonu, farklı kaynaklara göre 400.000 - 900.000 elyazması papirus rulosuna ulaşacaktır. Söylendiğine göre rulo raflarının bulunduğu bölümün girişindeki alınlıkta "Burada Ruha Şifa Verilir" yazmaktadır. Bu muazzam bilgi deposunu yaratmakta kullanılan papirüs bitkisinin ideal yaşam ortamının Mısır toprakları olması, bunun üzerinde tekel ilan etmeleriyle büyük imkân sağlamıştır.

Alman subay, yazar, çizer Otto von Corvin'in (1812-1886) "İskenderiye Kütüphanesi" gravürü

Diğer kütüphane birimleri ise,

     * Kentin güneybatı kesiminde yer alan, Krallığın hamisi ilan edilen Tanrı Serapis tapınağı Serapeum'da bulunan "Kız Kütüphanesi";

     * Mısır Kraliçesi VII. Kleopatra ile Romalı Jül Sezar'ın oğlu Caesarion'un kitap koleksiyonu;

     * Aynı mekânda sonradan İmparator Hadrianus tarafından kurulan kütüphane;

     * İmparator Claudius tarafından kurulan tarih kütüphanesi;

     * İki hafta önceki yazımda anlattığım şekilde, Mark Antonius'un Bergama Kütüphanesinden getirerek Kraliçe Kleopatra'ya hediye ettiği 200.000 parşömenlik koleksiyondur. "İskenderiye Kütüphanesi" ifadesi bunların hepsini birden kapsamaktadır.

II. Ptolemaios İskenderiye Kütüphanesinde Tevrat'ı İbraniceden Yunancaya tercüme eden Yahudi bilgelerle sohbette. (1672 tarihli Baptiste de Champaigne eseri tablo Versay Sarayı koleksiyonundadır).

Nasıl elde edilmiş bunca eser?

En başta Ptolemaios'un o zaman bilinen ve ulaşılabilen dünyanın her yönüne, ceplerini para doldurarak gönderdiği gezgin memurların satın aldıkları gelir. Bunlara verilen talimat yazılı ne bulurlarsa, niteliği ve konusu ne olursa olsun satın almaları şeklindeydi. Bunların sadece orayı burayı dolaşarak, onun bunun evine girip çıkarak kitap topladıkları sanılmasın. Mesela MÖ 5. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Atina'da ve Rodos'ta kitap piyasası oluşmuştu, kitapların kopyaları yazılmakta ve satılmaktaydı. Aynı şekilde  MÖ 4. yüzyılda Antioch'un (Antakya) kitap kopyası üretiminde büyük bir merkez haline geldiği, yazarların çoğatılmak için kitaplarını oraya gönderdikleri bilinmekte. Bunlara ilaveten, o devirlerde gezici kitapçıların da olduğunu, o kent senin bu kent benim dolaşarak kitap sattıklarını belirtmek gerekir.

İkinci yöntem, Kralın yayınladığı bir emirle (kanun diyelim), kimin elinde olursa olsun, Mısır topraklarında yaşayan ya da kara/deniz sınırlarından giren her kişinin eşyalarının aranması sonucu bulunacak her kitaba el konulması, kütüphaneye getirilmesi, orada görev yapan büyük sayıdaki yazıcı eliyle kopyasının yazılması, ardından orijinali kütüphanede kalırken kopyasının sahibine iade edilmesiydi.

Nihayet kütüphane koleksiyonunun böylesine büyümesini sağlayan son kaynak da, sadece kütüphane değil, döneminin en muazzam bilim ve araştırma merkezi niteliğine kavuşan Museion'a sayısız ünlü filozof, yazar, bilim adamının gelmesi, orada çalışması ya da ders vermesi sayesinde, bu bilgelerin yanlarında getirdiği eserlerin kütüphaneye eklenmesidir. Nitekim bu nitelikteki önemli bir kaynak, I. Ptolemaios Soter'e danışmanlık yaparak, yol göstererek kütüphanenin kurulmasında büyük rol oynayan, Aritoteles'in beş önemli öğrencisinden biri sayılan Atinalı hatip/filozof Demetrius'un gelirken yanında getirdiği Aristoteles ve onun halefi olan Theophrastos'un kütüphanelerindeki kitapların kopyaları olmuştur.

Modern İskenderiye Kütüphanesi girişinde bulunan Demetrius heykeli[4]

Matematik bilgini, geometrinin kurucusu Öklid (Eukleides), mekanik bilimci Arşimet (Archimedes), tıp bilimci, anatominin babalarından Herofilos, coğrafya biliminin temellerini atan, astronom Eratosthenes, filozof, matematikçi ve astronom Hypatia, matematikçi, astronom, müzik teorisyeni Batlamyus, tıbbın babası sayılan Hipokrat gibi isimler ve daha niceleri farklı zamanlarda, bu kütüphanede çalışmışlar, ders vermişleri, orada eserlerini yaratmışlar.

Kütüphanenin müdürlüğüne ilk atanan,  Homer'in ve diğer Yunan lirik şairlerinin şiirlerini günümüzde dahi kabul gören şekilde toparlayıp bir araya getirmesiyle tanınan Efesli Zenodotus. Ayrıca, yazar adına göre alfabetik olarak kitap sıralamasını tarihte ilk kez uygulayan da Zenodotus. Onun ardından göreve atanan Rodoslu Apollonius ise, herkesin bildiği Jason ve Argonotlar'ın yolculuklarını anlatan, çok geniş tarihi bilgi içeren ve Homer'in destanlarının stilinde kaleme alınmış "Argonautica" başlıklı epik manzumeyi yazan kişi. Bir tarihte Apollonius'un istifaya zorlandığı ve Rodos'a göçtüğü anlaşılıyor da nedenleri muğlak. Bu "Argonautica"nın ilk taslağının tepkiye karşılandığından bahsediyor bazı kayıtlar mesela. Zaten eseri Rodos'ta tamamladığı kesin.

İskenderiye'de Eratosthenes coğrafta dersi verirken. (Barok dönem İtalyan ressam Barnardo Strozzi eseri - Montreal Güzel Sanatlar Müzesindedir.)

Yukarıda adını andığım polimat Kireneli Eratosthenes ise kütüphanenin üçüncü müdürü olmuş. Dünyanın çevresini birkaç yüz kilometre hatayla ölçen, ilk kez matematiği coğrafyaya uygulayan ve coğrafyayı bir bilim dalı haline getiren zat. Onun zamanında geçen ilginç bir hikâyeye yer vermek istiyorum bu noktada:

Dönemin Kralı III. Ptolemaios Euergetes, Eatosthenes'in önerisi üzerine Atinalılardan üç büyük Antik Yunan oyun yazarı Eshilos, Sofokles ve Euripides'in eserlerinin orijinallerini ödünç almak ister. Atinalılar eserleri göndermeye razı olur ama kendilerine 15 "talent" yani 450 kg ağırlığında değerli madenin teminat olarak verilmesini isterler. Kral bunu kabul eder. Eserler İskenderiye kütüphanesine getirilir ve orada en kaliteli papirüsler üzerine kopyaları çıkarılır. Sonra ne olur dersiniz? III. Ptolemaios orijinallerin muhafazasını emredip bu kopyaları Atina'ya göndertir, onca değerli maden için de "Sizin olsun!" der. Öylesine güçlüdür ki Ptolemaios Krallığı, gıkını çıkartamaz Atina! Buyrun size İskenderiye Kütüphanesinin akıllara ziyan zengin koleksiyonunun bir parçası daha! Nitekim bu Kral hazretleri döneminde kütüphane koleksiyonu öylesine büyümüş ki, artık raflarda yer kalmayınca ek bina olarak yukarıda andığım Serapeum Tapınağındaki "Kız Kütüphanesi" inşa edilmiş.

III. Ptolemaios Euergetes'in resmini taşıyan altın sikke

Müdür Eratosthenes ölmüş mü, artık ne olduysa, Kralın bu göreve tayin ettiği bir sonraki kişi Bizanslı Aristofanes olmuş. Onun dönemi tarihte kütüphanenin en olgun çağı olarak anılıyor; edebi eleştirinin geliştiği, kütüphanede bu yönde sayısız eser üretilmesiyle zirveye ulaştığı dönem. Öte yandan bizzat Aristofanes'in o güne kadar düz metin gibi art arda cümleler halinde yazılı "şiir"i mısralara dönüştürerek günümüzdeki halini veren kişi olduğunu da kaydedelim.

Bu listenin devamına bakınca, kütüphanede iki kişinin daha  müdürlük yaptığını görüyoruz. Biri silik bir karakter olan başka bir Apollonius; geçelim onu. Sonuncusu ise dilbilimci Semadirekli Aristarchus. Bu zat da bilimsel açıdan çok başarılı olmuş. Kendisi gerek nesir gerek nazım tarzda büyük eserler kaleme alırken, "Hypomnemata" olarak bilinen, başta Homer'inkiler olmak üzere büyük klasik eserlerin yorumlanması yöntemini geliştiren bilge olarak tanınıyor. Herodot'un "Tarihler"i üzerine Aristarchus'un papirüslere yazdığı yorumlar günümüze kadar gelmiş.

Derken... İşe siyasetin karışmasıyla, İskenderiye Kütüphanesi tepetaklak olacaktır.

Çöküş ve Yıkılış[5]

Mısır'da tahtta bulunan VII. Ptolemaios Neos Philopator ile onu öldürüp VIII. Ptolemaios Physcon olarak tahta çıkacak kişi arasındaki taht kavgası sırasında, kütüphanenin altıncı müdürü Semadirekli Aristarchus ve onun döneminde kütüphanede ve Museion'da çalışmalarını sürdüren, ders veren bilgeler, önceki krala destek vermiş olmaları nedeniyle MÖ 145 yılında topluca ülkeden sınır dışı edilir. Aristarchus Kıbrıs'a sığınır, diğerleri ise Akdeniz etrafındaki çeşitli kentlere yerleşir. İlginçtir, bunlar zaman içinde İskenderiye diyasporasını oluşturacak, gidip yerleştikleri yerlerde büyük eserler vermeye devam edeceklerdir. Bu olaydan sonra İskenderiye Kütüphanesi müdürlüğü gözden düşer, önemli bir makam olmaktan çıkar. 

MÖ 48 yılında Jül Sezar'ın donanması Kleopatra'nın erkek kardeşi olan XIV Ptolemaios Soter II tarafından İskenderiye körfezinde kıstırılır. Sezar buradan çıkış çaresini kendi donanmasını yakmakta bulur, ancak bunlardan sahile sıçrayan yangın kentin bazı bölgeleriyle kütüphanesinin depolarının ve bir kısmının yanmasına neden olur.

Jül Sezar'ın donanmasıyla birlikte yaktığı İskenderiye[6]

Bazı tarihçiler, önceden bahsettiğim şekilde, ileriki yıllarda Mark Anthony'nin Bergama Kütüphanesinden 200.000 ruloyu İskenderiye'ye getirterek Kleopatra'ya hediye etmesini, Kleopatra'nın kısmen yanmış kütüphaneyi tekrar eski ününe kavuşturmak arzusuna bağlamaktadır. Buna, başta Serapeum'daki "Kız Kütüphanesi" olmak üzere yukarıda kaydettiğim, sonraki yıllarda kurulmasına gayret edilen ve kısmen başarılan diğer kütüphaneleri de ekleyebiliriz. Ama ne gayret gösterilmiş olursa olsun, Akdeniz etrafındaki kentlerde, ülkelerde art arda yeni kütüphaneler kurulurken, İskenderiye'deki çökmektedir. Zaman içinde İskenderiye Kütüphanesi yeni hiçbir eserin yaratılmadığı, sadece eserlerin kopyalarını yazan, hataları düzelten (âdeta editörlük), yorumlar üreten bir merkez olarak anılmaya başlanır.

MS 272'de Roma İmparatoru olan Aurelion kenti kuşatıp, o zaman Mısır'a hakim olan Suriyeli Palmira İmparatorluğunun elinden almaya kalkışır. Aurelion kuvvetlerinin sarayın ve Museion'un bulunduğu bölgeyi yakmasıyla kütüphaneden ne kaldıysa yanmış olmalıdır. Gene de bir şeyler kaldıysa, onların da Roma İmparatoru Diocletianus'un MS 297'deki kuşatması sırasında son kez yok edilmiş olmasına kesin gözüyle bakılır. Bundan sonra MS 642'de Amr bin Âs yönetiminde Mısır'ı ele geçiren Halife Hz. Ömer ordularının İskenderiye Kütüphanesini yakıp yıktığı da zaman zaman iddia edilmiştir ki bunun tamamen bir hurafeden ibaret olduğu başta Bernard Lewis olmak üzere çok sayıda Batılı bilim adamı tarafından belgelenmiştir. Artık yoktu ki yıkılsın!

Haftaya dirilecek Kütüphane!


[1] Bu bölümdeki bilgilerin başlıca kaynakları: Raven, Jamed (Ed.); Kayıp Kütüphaneler, Ketebe Yayınları, İstanbul, Nisan 2023;

https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_destroyed_libraries.

[2] https://assassinscreed.fandom.com/wiki/Library_of_Alexandria?file=ACO_Library_of_Alexandria.jpg

[3] "Müze" kelimesinin kökeni olan "Museion", Yunan Mitolojisinde bilim ve sanatın koruyucusu dokuz "Musa"ya ithaf edilmiş kurum anlamındadır.

[4] Foto: Pakeha;  https://en.wikipedia.org/wiki/Demetrius_of_Phalerum#/media/File:Alexandria18.jpg

[5] https://en.wikipedia.org/wiki/Library_of_Alexandria#Decline;

https://www.bibalex.org/en/Default

[6] https://historicaleve.com/who-destroyed-ancient-library-of-alexandria/

Şefik Onat kimdir?

Şefik Onat, TED Ankara Koleji ve Londra Hendon Grammar School'da lise eğitiminin ardından A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmuştur. 1966 – 1982 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı mensubu diplomat olarak Bakanlıktaki görevlerinin dışında OECD İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Paris), Jakarta ve Islamabad T.C. Büyükelçilikleri, Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğinde (New York) görev yapmıştır. 

1982 – 1983 yıllarında Başbakanlık/Devlet Bakanlığı Özel Danışmanlığında bulunduktan sonra devlet memuriyetinden ayrılmıştır.

1984 – 1995 yılları arasında özel sektörde üç farklı şirkette üst düzey yöneticilik hizmetini takiben, 1996'da TOKI tarafından gerçekleştirilen B.M. HABITAT II Konferansının Konferans Hizmetleri Koordinatörü olarak Türkiye tarihinde yapılan en büyük ve en kapsamlı uluslararası organizasyonun sorumluluğunu üstlenmiştir.

Bu konferansın ardından, 1997- 2010 yılları arasında, kendi kurduğu "ASİTANE Etkinlikler" firması eliyle, kamu kuruluşları ya da yerli ve yabancı Birlikler/Dernekler/Şirketlerin çeşitli ulusal ve uluslararası kongre, konferans, tanıtım, özel etkinlik, gösteri organizasyonlarını gerçekleştirmiştir.

Öte yandan, Mimar Prof. Suha Özkan'la birlikte, 2006 yılında tüm dünya mimarlarının çalışmalarını internet ortamında tam eşitlik ilkeleri kapsamında yayınlayabildikleri ve yarıştıkları "World Architecture Community"i kurmuştur.

2010 başından itibaren kendini tamamen emekli ederek eşiyle birlikte Bodrum'a yerleşmiş ve bütünüyle, her zaman özel merakı olan tiyatro ve tarihi roman alanlarında yazmaya yönelmiştir.

Tiyatro yazarı olarak, geçmiş yıllarda TRT'de "Radyo Tiyatrosu" ve "Arkası Yarın" programlarında, özgün + çeviri + uygulama niteliğinde 53 eseri yayınlanmıştır. Günümüze kadar sahne için 6 müzikal/müzikli oyun, 2 sahne oyunu, 5 film senaryosu yazan Onat'ın ayrıca 3 oyun çevirisi vardır.

Yayımlanmış, editörlüğünü yaptığı 2 kitabın dışında, "Son Sultan Abdülhamid" ve "Casuslar İni İstanbul" başlıklı iki belgesel tarihi romanı ve diplomasi dönemi anılarını yansıtan "Diplomasi Dedikleri" başlıklı kitabı bulunmaktadır. ONK Telif Ajansına bağlı bulunan Onat, "T24 Haftalık" ve "EK Eleştiri Kültür Dergisi" yazarları arasındadır.

1943 Ankara doğumlu, evli ve üç çocuk sahibidir. İngilizce ve Fransızca bilmektedir. İngiliz "British Council"ın lisanslı İngilizce hocasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Renkler âlemi (7) | Son durak: Sarı

Sıcak, mutlu, neşeli bir renk sarı. Güven verir, dostluk aşılar, sevecendir. Böyle olunca merhameti, iyimserliği de beraberinde getirir. İç mekânların sarıya boyanması sıcak ve samimi bir hava yaratma amacı taşır. Aynı zamanda, verimliliği ve üretkenliği de olumlu olarak etkiler. Bu özelliği sayesinde, yaratıcı tarafı daha baskın olan kişilerin favori rengi sarıdır

Renkler Âlemi (6) | Mavi diyorduk...

Günümüzde dünyada ticareti 100 milyar dolardan fazla ve her ne kadar mavi kot pantolon denilince akla ilk Amerika gelse de en büyük üç üreticisi Hintli, dördüncüsü Japon, ardından gelen beşinci üretici ise Gaziantepli Sanko Grubu

Renkler âlemi (5) | Mavi: Sükûnet, barış ve huzur

Mavi ya da koyu tonu olan lacivertin aynı zamanda insana güven verdiği bilinir. Saygının, uyum sağlamanın da ifadesidir. Bu nedenle genellikle polis üniformaları mavi/laciverttir. Ciddi olmak gerektiğinde "Laciyi çeker" gideriz. İş görüşmelerinde lacivert giymemiz önerilir. Ama bilmeliyiz ki mavi bir yandan da yalnızlığın, uzağın, melankoninin, hüznün, kırgınlığın, depresyonun, soğuğun, buz gibinin rengi

"
"