24 Mayıs 2020

Kader ayırsa bile TikTok’ta buluşuruz

Siz bakmayın TikTok'un türlü türlü yaftalanmalarına. Bazı şeylerin sosyal, kültürel veya ekonomik, hiçbir ayrım yapmadan insanoğlunu etkisi altına aldığını görmedik mi?

Ne kadar çok itilip kakıldı TikTok… Kitlesine yukarıdan bakanlar, içeriğini boş bulanlar, 15 saniyesine burun kıvıranlar. Ama dünya çapında 800 milyon aktif kullanıcısının olması bize bir şeyler anlatıyor olabilir mi acaba? (Bu arada, neredeyse bir o kadar kişi de, kullanmasa da AppStore ve Google Play üzerinden uygulamayı indirmiş.) Kimilerinin "Bir arkadaşa bakıp çıkacaktım" bahanesiyle içine düştüğü bir bağımlılık, kimilerinin ise başlı başına var oluş sebebi. Belki bir de şu karanlık günlerde, kafa dağıtmayı sağlayan bir eğlence malzemesi…

Bir virüsle gündemimize oturan Çin, bu yazıda bambaşka bir şekilde karşımızda. Evet, sosyal medya alemine hükmetmeye başlayan ülke olarak. Sadece TikTok değil, TikTok'u önceleyen ve yine aynı şekilde ülke sınırlarını aşarak büyük Batı'da popülerlik kazanan Musical.ly ve kitlesi daha çok Uzak Doğu ile sınırlı kalan Douyin de Çin'den çıkmıştı. Kültürel anlamda Doğu'nun Batı'yı etkisi altına almaya başladığının bir kanıtı belki de…

Önce Douyin vardı

TikTok da 2017 yılında, Douyin'i çıkaran şirket ByteDance tarafından piyasaya sürülüyor. Aslında iki uygulama da aynı sayılır ama farklı server'lar üzerinden dünyaya bağlanıyorlar; Çin'deki sansür kısıtlamalarını aşmak için. ByteDance 2018 yılında Musical.ly'i de satın alınca işin boyutları da katlanarak artıyor. Musical.ly daha çok müzik, daha çok ses kaydı, daha çok eğlence demek çünkü. ABD'de de bu sayede popülerliği artıyor TikTok'un. Musical.ly ile birleşme Ağustos 2018. TikTok'un ABD'de en çok indirilen uygulama olması ise Ekim 2018. (Evet, sadece iki ay.)

Bu arada TikTok istatistikleri, bu uygulamadan yayılan videolar gibi insanı içine çekiveriyor. O kadar süratli ve baş döndürücü bir yükseliş var ki… Mesela 2019'da, tüm dünyada WhatsApp'tan sonra en çok indirilen uygulama olmuş. Ayrıca etkileşim konusunda "büyükleri" Instagram ve Twitter'ı da ciddi bir şekilde solluyor. Evet, yükselişi çok hızlı oldu ama kullanıcı sayısı açısından TikTok hâlâ Instagram'ın arkasında; Instagram'ın 2018 itibariyle 1 milyon aktif kullanıcısı olmuştu. O yüzden bu yüksek etkileşimi, sadece kullanıcı sayısı üzerinden yorumlamak pek doğru değil. İçerikler ve kullanıcılar arasındaki ilgi ve gönül bağının bir göstergesi diyelim biz buna. Ortaya kayıtsız kalması mümkün olmayan içerikler çıkıyor belli ki… Bu arada emojiler, dijital hediyeler derken uygulamanın aylık geliri 3.5 milyon dolar civarında. Fazla değil belki; Facebook gibi kullanıcılara reklam verdirmeye yönelik bir stratejileri yok çünkü. O açıdan bedava indirilen bir uygulama için, yine de iddialı sayılır.

Gençler, gençlerimiz

Önce gençlerin arasında yayılıyor TikTok. "Genç" dediklerimiz, hep kafalarda sorularla karşılanan Z kuşağı ve hatta onların da küçükleri. (X, Y, Z derken alfabe bitti demeyin, Z'nin ardından Alfa çocukları geliyor son sürat.) TikTok kullanıcılarının yüzde 41'i, 16-24 yaş aralığında. ABD'de ise ergenlerin (teenage yani, 13-18 yaş arası) yüzde 49'u TikTok kullanmış. (İstatistiklere feci kapıldığımızın sinyallerini vermiştik yukarıda.)

Aslında genç kitlenin bu kadar kapılması şaşırtıcı değil. Çünkü bolca oyun ve kendini kanıtlama alanı sunan bir yer burası. Müzik, dans, lip sync ve türlü türlü yetenek şovları… Süresi 15 saniye olsa da (artık uygulamada 60 saniyelik videolar da dönüyor) içinde tüm bunları barındıran bir video yaratmak gerçekten zahmetli bir iş. Bir de tabii, "diğerleri"nin arasından sıyrılma, farklı olma çabası da var. Videolar için özel yerler seçiliyor, absürt anlar yaratılıyor, hele bir de işin içinde challenge (TikTok'taki "challenge"lar için, "meydan okuma gerektiren zorlu figürler diyebiliriz) varsa, belki günler öncesinden alıştırma yapmak gerekiyor; sil-ekle derken ince ince edit'ler yapılıyor. Yani 15 saniyede çok şey anlatmasanız bile, çok şey göstermeniz lazım ki sizi izleyenleri tam 12'den vurasınız. Bu da o kısacık videoların aslında ne kadar büyük emek gerektirdiğini gösteriyor. Zaten kullanıcılar günde ortalama 50 dakikalarını TikTok'ta geçiriyorlarmış. Artık başkalarını mı izliyorlar, yoksa hünerlerini sergilemek için kendi videolarını mı çekiyorlar, orası bilinmez…

Farklı bir yaş grubu

TikTok'un Türkiye'de yayılışı ise enteresan oldu. "Enteresan" çünkü yaş ortalaması" dünya normalleri"nin çok çok üstünde olan "beklenmedik" kullanıcıları da oldu TikTok'un. Orta yaş ve üstündekiler arasındaki bu yaygınlığı elbette şaşırtıcı. İçerikler ise Türkiye'de genellikle biraz daha farklı bir trendi takip ediyor. Komiklik var işin içinde ama tuhaflıklar ve bu tuhaflıkları daha da tuhaf kılma çabası da söz konusu. Yani evet, başka ülkelerde pop şarkıları eşliğinde playback yapan çocuklar varken bizde de eşine, dostuna, komşusuna şakalar yapan "amcalar", "teyzeler" var. (Bu arada, TikTok'un ciddi bir güvenlik sorunu var. 13 yaş sınırı olsa da bu konuda sağlam bir denetimi yok; bu açıdan çocuk istismarı konusunda tehlike oluşturuyor.)

Sosyokültürel açıdan da Türkiye'de uygulama farklı bir şekilde kategorize ediliyor. Facebook, Instagram ve Twitter'ın geniş kitlelerinin karşısında, TikTok'un Türkiye'deki kullanıcıları (bu konuda bir araştırma olmasa da bu algı çok tekrarlanıyor) alt-orta sınıfa ait görülüyor, bu da farklı tanımlarla yaftalanan bu uygulamanın popülerliğini de yine sadece bu sınıfla kısıtlıymış gibi gösteriyor.

"-mış gibi" dedik ama Türkiye'nin dünyada uygulamayı en çok indiren üçüncü ülke olması, konu karşısında emin bir şekilde konuşmamıza engel. (Bu arada birinci ülke Hindistan, ikinci ülke ABD.) TikTok'un Türkiye'de 23,2 milyon takipçisi var, yani Türkiye'nin dörtte biri, hatta daha fazlası. Bu kadar geniş bir kitleye ulaşmış bir uygulamayı sosyokültürel anlamda yorumlayabilmek incelikli bir araştırma gerektirir. Zira gizli gizli takip edip o kadar görünür olmayan kullanıcıları da var. Yine de bu imaj yerleşmiş gibi gözüküyor.

Biraz kafa dağıtalım

Bu imajı ise karantinanın teslim aldığı korona günleri bozacak gibi.

Okulları kapanmış, evlere tıkılmış ergenler için sonsuz bir eğlence fırsatı sunuyor tabii TikTok. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da böyle. Tekli veya aile boyu yapılan zorlu dans figürleri, edit harikası komediler derken milyonların katkısıyla kafa dağıtan eğlenceli içeriklerle doluyor TikTok da. Yoğun stres altında geçen günler için harika bir çözüm. Gençler üzerindeki bu eğlendiren (ve belki de yatıştıran) etki büyüklere de yansıyor olmalı. Dediğimiz gibi, çekilen videolar artık aile boyu olmaya başladı. Bulaşıcı bir etkisi var, orası kesin.

Artık hayranlarıyla daha çok iletişim kurma çabalarından dolayı mı yoksa onlar da karantinadan sıkıldığı için mi bilmiyoruz, ünlüler arasında da giderek yayılıyor TikTok. Z kuşağının takip ettiği Bella Hadid, Hailey Bieber, Chiara Ferragni gibi ünlüler, Instagram'da ful fors aktif olsalar da TikTok'ta çok görülmüyorlardı, hatta hesapları bile yoktu. Şimdi artık sürekli oradan içerik paylaşıyorlar. Korona günlerinde "influencer olmak ne demektir" dersi veren İtalyan influencer Chiara Ferragni, Instagram'da takipçilerini katlayarak artırırken, Twitter'da da 1 milyondan fazla takipçiye ulaştı.

Mirah Carey ve Jennifer Lopez gibi divalar da burada. Hatta Jennifer Lopez'in kocası Alex Rodriguez ile Drake'in Nonstop adlı şarkısı eşliğinde yaptığı challenge o kadar popüler oldu ki, diğer platformlarda da sıkça paylaşılmaya başladı. Bu arada challenge'ın adı da Flip the Switch.

Geçtiğimiz haftalarda sinema aleminin divalarından Jane Fonda da TikTok hesabı açtığını duyurdu. "Yok artık" diye karşıladık koskoca Barbarella'yı.

O kendisiyle özdeşleşmiş egzersiz hareketlerini yaparak karşılıyordu izleyicilerini. (80 küsur yaşında olduğuna kim inanır…) Biz izlemeye devam ederken beklenmedik bir yerden vuruyor bir sonraki sahnede: "İnternet bir sürü egzersiz videosuyla dolu, ben size bunları size göstermeyeceğim" diyor ve tüm takipçilerini dünyayı, doğayı kurtarmaya ve defalarca göz altına alındığı o iklim krizi eylemlerine kendisiyle birlikte evde devam etmeye çağırıyor. Genç kitlelere nereden ve ne şekilde seslenmesi gerektiğini çok iyi biliyor belli ki. (Bu arada paylaştığı ilk videonun başında, bu çok genç kitlenin kendisini tanımıyor olabileceğini kabul ederek, "Beni Google'da aratın" diyor; kendiyle bu kadar barışık olması zaten belki de onu bu kadar karizmatik yapan.) 

Karanlık düşünceler, yüreğinizi sıkıştırarak sizi teslim alacak gibiyse eğer belki de birkaç TikTok videosunu peş peşe bünyeye indirerek teselli bulmaya çalışabilirsiniz. Hem hiç ummadığınız bir anda müziği son ses açmış evde o zorlu hareketleri büyük bir ustalıkla yaparken buluverirsiniz kendinizi. Siz bakmayın TikTok'un türlü türlü yaftalanmalarına. Bazı şeylerin sosyal, kültürel veya ekonomik, hiçbir ayrım yapmadan insanoğlunu etkisi altına aldığını görmedik mi?


(Bu yazı ilk olarak Dadanizm'de yayınlanmıştır.)

Yazarın Diğer Yazıları

Moda dünyasının ipliğini pazara çıkaran Instagram hesabı: Diet Prada

Bunların hepsi belki de bir tür pazarlama stratejisi olarak zorunluluktan sahipleniyor markalar tarafından ama bu "zorunluluk" bile büyük bir kazanım. Diet Prada gibi, moda bekçileri sayesinde...

'Black Lives Matter' hashtag'i, siyah kareler ve sosyal medyada bir ayaklanma

Black Lives Matter hareketine destek olmak için dünya çapında sosyal medyada yapılan paylaşımlar, bir noktadan sonra hareketin eylemlerine köstek olmuş olabilir mi? Peki sadece "siyahiler değil, tüm hayatlar önemlidir" diyen "All Lives Matter" sloganındaki sorun nerede? Ya da "iyi niyetli" gibi gözüken ama içselleştirilmiş bir ırkçılığın bas bas bağırdığı paylaşımlarda anlaşılmayan ne? İnsanlık yine sosyal medyada ağır bir sınavdan geçiyor…

Ergenlik ömür boyu: Günümüz dünyasında yetişkin olma çabası

Durun ve "Annem-babam benim yaşımdayken neredeydiler, ne yapıyorlardı" diye düşünün. (Karantinada olmadıkları kesin, şimdilik o noktaya takılmayın, büyük resme bakın!) Onların sizin yaşlarınızdayken olduğu noktaya varmak, 10 yıllık planlarınız içerisinde bile kendine pek yer edinememişse, bu yazıda bazı ortak dertlerde buluşacağız demektir.