15 Eylül 2009

Tiyatro Kurultayı'na doğru

Eylül ayı, hafif esintileri ve yağmur kokusuyla birlikte, kendimizi uzakta kaldığına inandırmaya çalıştığımız anıları da beraberinde getiriyor.

Sonbaharın her birimiz için farklı anlamlar taşıdığı şüphesiz. Bana hep yeniliklerle karşılaşmayı, canlanmayı, yaz boyunca depoladığımız enerjiyi harcamayı, güzel başlangıçlara adım atmayı ifade etmiştir.

Bu yıl da, t24’ün yayın hayatına başlaması bu önyargımın ve belki beklentimin haklı olduğunu işaret etti. Sizin için de bu yeniden buluşmamızın heyecan verici olmasını ve fikirsel zenginlik getirmesini dileyelim.

Eylül ayı, hafif esintileri ve yağmur kokusuyla birlikte, kendimizi uzakta kaldığına inandırmaya çalıştığımız anıları da beraberinde getiriyor.

Kimimize yaz sonunda canlanan alışveriş merkezlerini, yüksek bütçeli filmlerin geleceğini duyuran sinemaları, kıyafet ve bronzluk yarışına girilen sosyete kantinleriyle her daim festival havasını soluyan kampüsleri çağrıştırırken, kimimize de cop yiyerek uzaklaşılmak zorunda kalınan üniversite kapılarını, mahkeme duvarlarını, parmaklıkları anımsatıyor.

Bir dönemin dinamik, duyarlı ve düşünen gençlerinin kısıtlanan özgürlükleri, alınan hakları bir yana eleştirel düşünmeden uzaklaştırılan bir nesil yaratma politikasının işe yaradığını görüyoruz.

İşte tam da bunları daha yakından anımsadığımız bir günde, 12 Eylül’de, bu parçalanmışlığa bu ayrıştırılmışlığa bir cevap oluşturabilecek bir kurultay düzenleniyor. Daha önce birkaç kez farklı gündemlerle düzenlenen Türkiye Tiyatro Kurultayı’nda bu kez tiyatro alanında faaliyet gösteren tüm tarafların, tarafkirliklerini kapıda bırakarak sadece eleştirme değil değiştirme gücüne de kavuşarak bir “çatı örgütlenmesi” kurma yönünde görüş birliğine varması amaçlanıyor.

Amatör ve profesyonel tüm tiyatro kurumlarının, toplulukların, kaynaklarını tiyatro sanatının gelişimine yönelik faaliyetlerde kullananların ve tiyatro sanatına emek verenlerin hem mesleki haklarını savunabilmeleri, hem sansür ve yasaklamalara karşı yönetmelikler ve hukuki düzenlemeler konusunda yaptırıma gidebilmeleri, hem de sanatın lüks tüketim olarak konumlandırılmasını yadsıyarak toplumun temel ihtiyacı olduğu algısını kabullendirebilmeleri için, 12 Eylül Cumartesi günü saat 11:00’de Şişli Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan kurultayda el ele vermelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum.

t24’deki bu ilk yazımın tamamiyle bağımsız bir yayından, tiyatronun tam bağımsızlığını hedefleyen bir örgütlenmeyi duyuran içerikle çıkması bana ayrı bir haz veriyor. Sanatsever okuyucularımızın da aynı hazzı www.tiyatro-kurultayi.org adresinden kurultaya destek mesajlarını paylaşarak yaşayacaklarını umuyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

Bir Avuç Gökyüzüne Bakış

Bir avuç insan; iki bin de olsak beş bin de… Yanında, yamacında, arkasında değil resmen karşısında ise sayıyla ifade edilemeyecek ölçüde bir büyüklük; bir zihniyet…

'Deliler gösteriyor körlere yolu'

Geçen Cumartesi akşamı Kocaeli Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun davetlisi olarak az sayıda eleştirmen dostumuzla İzmit’e Kral Lear’ın galasına gittik

Sanatçı muhafız olmaz

Klasik müzik dünyasında besteciliği ve konser piyanistliğiyle haklı bir üne sahip bir sanatçımız Fazıl Say

"
"