Yaşamın içinde yüreğimizi sıkıştıran müstehzi bir gülümsemeyle kendini belli eden komediler sergilenir, traji komik durumlar devam ederken, tiyatro sahnelerinde şöyle içten bir kahkaha attıracak gerçek komedilere yeterince rastlamıyoruz. Oysa dertlerden, tasalardan bir an olsun uzaklaşmaya, yüreğimizi ferahlatmaya, eşimiz dostumuzla göz göze gelip neşemizi paylaşmaya ne de çok ihtiyacımız var.
Şu an aramızda olmayan Gazanfer Özcan’ın, Tevfik Gelenbe’nin, Hadi Çaman’ın, Nisa Serezli’nin, şimdi sahnelerden uzak olan Nejat Uygur’un temsilcisi olduğu bir komedi geleneği vardı. Şimdi bakıyoruz da popüler olma kaygısıyla değil gerçekten güldürü yapma gayesiyle sanatına sarılan, şaklabanlık yaparak değil metne dayalı durum komedileriyle ve gerektiğinde doğaçlama ama incelikli esprilerle güldürmeyi benimseyen ve bu yolda uzun soluklu çalışma sergileyen sanatçılara pek rastlayamıyoruz.
Tiyatro Kedi’nin geçen sezondan bu yana sahnelediği ve Hakan Altıner’in yönettiği “Pazar Günkü Cinayet” oyununun yukarıda ifade ettiğim gözlemlerime karşın umudumu korumama sebep olduğunu belirtebilirim. Haldun Dormen’in “niye Haldun Dormen?” olduğunu bir kez daha görmeniz için izlemeniz gereken bir oyun “Pazar Günkü Cinayet”. Komedi oyunculuğundaki iç dinamizm, sıcaklık, ekiple paslaşma, sade çizgi, üstlenilen role gösterilen titizlik somut olarak sahne üzerine Haldun Dormen’in performansında ortaya çıkıyor. Füsun Önal’la da çok iyi bir ikili oluşturuyorlar. Füsun Önal’ı sahnede görmeyi özlemişiz. Dormen’den seyretmeye alışkın olduğumuz çok kapılı, girdi çıktılı, tesadüflerin üst üste geldiği, sonunda herşeyin tatlıya bağlandığı Ray Cooney veya Neil Simon imzalı bulvar komedilerinden farklı bir metne sahip olan “Pazar Günkü Cinayet”konusundan ziyade rejisi ve oyunculuk performansıyla öne çıkıyor.
İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda bu sezon sahnelenmeye başlayan Robin Hawdon’ın “Karanlık İşler” adlı komedisi tam da bulvar komedisi türünde bir eser. Broşüründe “Çılgın bir mafya komedisi” olarak tanımlanan ve çok kapılı, girdi-çıktılı, karşılaşmalı bir oyun ama ne yazık ki ortada bulvar oyuncusu yok! Bulvar komedilerinin rejisi deneyim gerektirir, hem cast oluştururken hem de mizansenleri oluştururken özellikle bulvar oyunculuğunun içinde yetişmiş olma gibi bir de özelliğe ihtiyaç vardır. Komedi türünün her nasılsa yutturulacağı düşünülerek görev paylaşımı yapıldığından işin kalitesi de yeterince yüksek olmuyor. Oyunculardan Aydın Şentürk, Özlem Ünaldı ve Tolga Evren’e bu oyunda yazık olmuş.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda geçen sezondan devam eden İstanbul Efendisi ve Tarla Kuşuydu Jülyet dışında yeni sezona bir komedi konamaz mıydı? Şehir tiyatroları bünyesinde Funda Postacı, Erhan Abir, Erhan Yazıcıoğlu, Şükrü Türen, Yıldıray Şahinler ve adını sayamadığım bir sürü değerli oyuncu varken bu sanatçıları sağlam komedilerde sahnede izleme keyfinden niye mahrum kalıyoruz? Tiyatro perdelerini kimin için açıyor?
Anadolu’da belediye tiyatroları halkın beğenilerini göz önünde tutan seçimler yapabiliyorlar. Örneğin yakından bildiğim Adana Seyhan Belediyesi Tiyatrosu on yılı aşkındır geleneksel Türk tiyatrosunun seçkin örneklerinden adaptasyonlara kadar her sezon en az iki komediyle sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Oysa büyükşehirlerde de stand up’lara, skeçlere, parodilere alıştırılan genç kuşağı komedi türünün seçkin örnekleriyle tanıştırma misyonunu birilerinin üstlenmesi gerekiyor.
Komedinin zorluğunu göğüslemekten, halka yaklaşmaktan, çevremizde neşeyi dost edinen insanlar oluşmasına aracı olmaktan korkmayın.