18 Mart 2024

Yerel seçimlerde “Sfumato” üzerine

Bize eşitsizliklerimizi düzelten, daha çok gereksinim olanı daha çok önceleyen bir bakış açısına sahip başkanlar lazım.

Resim sanatı ile ilgilenenler “sfumato” tekniğini bilirler. İtalyanca kökenli bir sözcük, bulanık anlamına geliyor. Rönesans’ın en önemli resim tarzlarından birini oluşturuyor. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sını gözünüzün önüne getirin. Meşhur gizemli gülüşü ile gözümüzün içine bakmaya devam eden bu güzel kadın ve onun çevreleyen manzarada, maddelerin sınırları belli belirsiz geçişlerle izlenir, sanki tüm renkler birbirine karışmış gibidir. Zaten bu teknikle ilgili uzmanlar tarafından “duman gibi çizgileri, sınırları olmayan ya da havaya karışıp yok olmaktadır”, deniliyor.

Bornova Anadolu Lisesi

Dün Bornova Anadolu Lisesi ağaçlı yolunda yürürken aklıma bu teknik geldi. O an için bu yol hem çok eski bir tanıdık hem de çok yeni bir yabancı gibiydi. 1976 yılında Hazırlık C sınıfı ile başlayan yedi yıllık okul hayatım boyunca arkadaşlarımla defalarca bu yolda yürüdüğümü hatırlıyorum. Bazen servis sorunları olurdu, bazen erken çıkmak gerekirdi ve zaman zaman da okuldan kaçışlarda bizi Bornova’ya ulaştırırdı. Çoğu zaman hiç araba geçmezdi.  Her iki tarafı yüksek top çamlarla çevrili güzelim yolda yürürken ciğerlerimiz mis gibi hava dolar, yol boyunca kıkırdamalar sürer, pembeleşmiş yanaklarla biterdi.

Dün Bornova Anadolu Lisesi ağaçlı yolunda yürümeye başladığımda bir şeylerin değiştiğini biliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum.

Akşamüstü saat beş suları. Bornova tarafından yola girip kaldırımda yürümeye başlıyorum. İki şeritli yolda sonu görülmez bir araba zinciri. Bu arabaların egzozlarından çıkan duman. Sağda devam eden bir inşaat ve metal koruma duvarından içinden yükselen bir başkası. Belli ki içerde bir şeyler yakılıyor. Her iki yöne giden öğrenciler içine karışıp kayboluyorsunuz. Sanki bir sfumato ustası sizin beden çizgilerinizi yok ediyor.

Tam o anda genzinizin de yanmaya başladığını hissediyorsunuz. Yetmiyor bir de kulaklarınızı da sağır eden kornalar başlıyor.

Burası her gün yüzlerce öğrencinin, öğretmenin ve personelin geçtiği bir yol. Bu yolunda sağı ve solunda Ege Üniversitesinin kampüsü var. Biraz ilerde en büyük alışveriş merkezlerinden biri ve onun da ilerisinde BAL gibi sayısı bilemediğim kadar çok eğitim kurumu. Bu yolu iş ya da okul konumları nedeni ile her gün yürüyen insanlar mutlaka vardır. Yürümese de hemen hepsi yolun kenarında dolmuş ya da servis bekliyorlardır.

Yerel seçimlere az kaldı. Aklımda hep İzmir var. Büyükşehir başta olmak üzere adayların seçim vaatlerini izliyorum. Bu seçimde de ulaşım en önemli başlıklardan.

Ulaşım sadece yol açmak, asfalt dökmek anlamında bakmamak gerekiyor. Ulaşım olanakları sağlanırken oradaki canlı ya da cansız her şeyi bir ekosistem dahilinde düşünmek gerekiyor. BAL yolu eskiden tek şeritliydi. İki şeride çıkarıldı, böylece artan gereksinimi karşılar hale geldi. İşlem tamamdı.

Ama, önce o güzelim top çamlar tek tek öldü. Oysa hava daha kirliydi ve onlar daha da çok lazımdı.

Her geçen gün kullanan sayısı arttı. Arabalara yol yetti, arabası olanlar geçip gidiyorlardı. Oysa dolmuş bekleyenler, arabası olmayan ya da dolmuşa, otobüse parası yetmeyenler, yayalar o yolda, o ortamda her gün yürüdüler, yürümeye devam ediyorlar.

Oysa eminim, yolu kullanan yayaların daha güvenli şekilde yürümelerini sağlayacak bir çözüm bulunabilir. İzmir’in kamu kuruluşlarında, üniversiteleri ve meslek örgütlerinde bu konularda eğitimli insan gücümüz var.

Bize sağlığımızı bozan değil, sağlığımızı koruyan, geliştiren kentler lazım.

Bize eşitsizliklerimizi düzelten, daha çok gereksinim olanı daha çok önceleyen bir bakış açısına sahip başkanlar lazım.

Bize iyilik, güzellik, hoşluk lazım.

İzmirli hemşerilerim, adayların vaatlerine tekrar bir de bu bakışla bakın, lütfen.

Pınar Okyay kimdir?

Prof. Dr. Pınar Okyay, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı başkanıdır. 

Pınar Okyay, 1983'te Bornova Anadolu Lisesinden, 1989'da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden ve 1993'te Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Bölümünden mezun oldu. 

Halk sağlığında epidemiyoloji, sağlık araştırma yöntemleri, araştırma ve yayın etiği, biyoistatistik, kadın sağlığı ve afet ağırlıklı çalışmaktadır. 

Üniversite hastanesi başhekim yardımcılığı, Özdeğerlendirme Kurulu başkanlığı; 2016-18 döneminde Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yönetim Kurulu üyesi; 2018 Kasım 2021 Temmuz döneminde HASUDER'in Yönetim Kurulu başkanlığı yaptı.

Halen HASUDER Toplumsal Cinsiyet ve Üreme Sağlığı ile Afetler Çalışma Gruplarında çalışmaktadır. Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Kurulu TUKMOS ve Halk Sağlığı Yeterlilik Kurulu Denetleme Komisyonu üyesi. 

2020 Nisan -2021 Mayıs tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği görevini yürüttü. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) bünyesinde TTB Halk Sağlığı Kolu başta olmak üzere çeşitli görev gruplarında yer almaktadır. 

Aydın Tabip Odası üyesidir; yönetim kurulu üyeliği yapmıştır; halen TTB Delegesidir. 

Bir kitapsever, gezgin ve T24 İnternet Gazetesi haftalık köşe yazarıdır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Dünya Sağlık Günü 2024: Sağlık, bir insan hakkıdır

Dünya Sağlık Örgütü, bu yılki teması altında yönetimler için bir yol haritası da tanımlamış

Çalışma hayatında üreme sağlığı niçin önemli?

İş dünyasındaki kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlıkları üzerinde kontrole sahip olmaları, bu kadınların daha sağlıklı, daha güçlü ve kişisel ve profesyonel yaşamlarında daha iyi karar verme gücüne sahip olmalarını sağlayacaktır

Karantina Adası

Pandemi bize bulaşıcı hastalıklarla bilimle mücadele etmenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya koydu. Karantina Adası bu bilimsel yaklaşımın bir tanığı olarak orada, haklı gururla duruyor