13 Aralık 2020

Ülkemizdeki COVID-19 aşısı-2: BNT162b2 / Pfizer-BioNTech mRNA aşısı

Aşılar bir halk sağlığı önlem paketinin bileşeni; maske, mesafe, hijyen, kapalı ortamlara kalabalıktan kaçınma ve bu ortamları temiz hava ile sık havalandırma. Hâlâ bunlardan vazgeçebilecek durumda değiliz

Aşı konusu önemli.

Başta halk sağlığı olmak üzere tüm hekimler üzerine titriyoruz. Bu nedenle, bu yazılar tefrikaya dönebilir. Şöyle bir kurgum var: Geçen hafta inaktif aşılar, bu hafta mRNA, gelecek hafta viral vektör aşıları ve sonra da yeni yılda aşılama yol haritası…

Öncelikle "BNT162b2" adından başlayalım. 10 Aralık'ta NEJM dergisinde Faz 3 çalışması ilk verileri yayımlandı. Bu derginin güzel bir özelliği var. Çalışmanın sonuçlarını hem kısa özet şeklinde veriyor, hem de üç dakikalık bir video ile görselleştiriyor. İşte videoda sunucu her seferinde BNT162b2, yani "bientivansikstubitu" dedikçe, aklıma hep Star Wars geldi. "Neydi o robotun ismi?", dedim; ama bir türlü çıkaramadım. Allahtan, Cuma günkü asistan dersimizde, İsmail hemen hatırladı adlarını: R2-D2 (artuditu) ve C-3PO(sitiripio). Hatırladınız değil mi sizde?

BNT162b2, Pfizer-BioNTech mRNA aşısı olarak da biliniyor.

Sorular ve yanıtlara başlayalım mı?

Soru 1. Pfizer-BioNTech mRNA aşısı nasıl işliyor?

Bu konuyu 16 Kasım 2020 tarihli yazımda uzun uzun anlatmıştım; o yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Soru 2. Bu aşı ile ilgili gelişmeler neler?

Bu aşı ile ilgili olarak farklı ülkelerde devam eden çalışmalar var. Bunlardan en önemlisi erken kullanım izinlerine dayanak verilerin sunulduğu çalışma. Faz 3 çalışmasının ilk sonuçları NEJM dergisinde 10 Aralık'ta yayımlandı. Yani, Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Danışma Kurulunun görüşünü açıkladığı tarihte. Bu değerlendirme sonrasında, FDA tarafından ABD'nde Erken Kullanım İzni onaylandı.

Ama malum, İngiltere vatandaşlarına aşı yapmaya başlamıştı bile. İngiltere, bu aşıya 2 Aralık'ta Erken Kullanım İzni verdi. Böylece bu aşıyı erken izinle onaylayan ve sonra da uygulayan ilk ülke oldu. Böylece, klinik denemelerin başlamasından sadece yedi ay sonra bir aşıya erken kullanım izni verilmiş oldu.

Işık hızında bir süreç yaşandı. Zaten BioNTech'in aşı geliştirme programlarının adı da bu: "Işık hızı."

Bu hafta 91 yaşını dolduracak olan Margaret Keenan ilk aşı uygulanan kişi olarak tarihe geçti ve kendi deyimi ile "erken bir doğum günü hediyesi" aldı.

FDA, 12 Aralık'ta Erken Kullanım İzni ile ilgili 29 sayfalık bir açıklama paylaştı. Bu açıklamada, aşının uygulanacağı grup 16 yaş ve üzerindekiler olarak belirtiliyor. Çalışma da bu gruptaki verileri açıkladığından beklenilen bir durum. Bunun dışında, uygulama ve dikkat edilmesi gereken hususlar belirtiliyor.

Burada aşının prospektüsü var. Merak ettiklerimizin çoğuna yanıt veriyor.

Pfizer-BioNTech aşısı, aynı dönemde Birleşik Arap Emirlikleri ve Meksika'dan erken kullanım izni aldı. Ve daha da çarpıcı olarak, Kanada'da ve Suudi Arabistan'da tam olarak onaylandı. Yani erken kullanım değil, aşının onay süreci tamamlandı.

Soru 3. Aşı nasıl uygulanıyor?

Aşı iki doz (0. ve 21. gün) olarak kas içine uygulanıyor. İki doz arasında en az üç hafta olması isteniyor. Koldaki deltoid denilen omuz başındaki kas kullanılacak.

Soru 4. Aşının saklanma koşulları nelerdir? Bu koşullar ülkemizde sağlanabilir mi?

Aşının ana maddesi olan mRNA molekülleri oda sıcaklığında hızla parçalanıyor. Bu nedenle, Pfizer, aşıların canlı kalması için -70 derecede taşınabilmesini sağlamak için kuru buz, termal sensörler ve GPS izleyiciler içeren özel kaplar imal etti. Aşı, flakonlar halinde geliyor. Her flakon, her biri 0.3 mililitre olan 5 doz içeriyor. Yani, her flakonla beş enjeksiyon yapılabilir. -70 dereceden alınan flakonun önce normal buzdolabında yani 2-8 derecede çözmek gerekiyor. Bu haliyle, buzdolabında 5 güne kadar (120 saat) saklanabiliyor. Çözüldükten sonra da oda sıcaklığına gelsin diye, yani yaklaşık 25 derece 30 dakika boyunca oda sıcaklığında kalması gerekiyor. Şişelerdeki madde seyreltilmeden önce oda sıcaklığına ulaşmalı ve bu ısıya ulaşınca da 2 saat içinde seyretme işlemi yapılmalı. Seyreltme için, çoğumuzun tuzlu serum diye bildiğimiz yüzde 0.9 izotonik sodyum klorür çözeltisi, ya da kısaca izotonik denilen bir sıvı kullanılıyor. Önemli bir konu da, seyretilmiş aşının en fazla altı saat içinde kullanılması gerektiği. Bu nedenle İngiltere'de özel etiketler hazırlanmışlar. Flakonu açan ilk kişi, bu etiketin üzerine aşının atılması gereken tarih ve saati yazıyor. ABD ise seyreltildiği zamanı yazıyor. Basit gelebilir; ama çok önemli detaylar. Bu tip uygulamaları yakından takip etmeliyiz. Bize gelince örnek olsun diye…

Peki, bize gelirse biz bu koşulları sağlayabilir miyiz?

Elimizde hazır dolaplar yok elbet. Uygulamaya başlayan ülkelerde de yoktu.

Bunun planlamasının yapılması gerekiyor. Elbette bunun bir ek maliyeti olacaktır.

Bir de uygulama sürecini planlamak gerekli. Örneğin İngiltere aşılamayı belirli merkezlerde yapıyor. Çok büyük soğutucu depo alanları oluşturulmuş ve birkaç büyük merkezde ilk evre risk grubu aşılıyor. Bu işleyişi de sıkıca izlemek gerekli. Bu aşıyı kullanacak diğer ülkeler için bir tür pilot uygulama. 

Soru 5. Pfizer-BioNTech mRNA aşısı, güvenilir mi, etkin mi?

mRNA aşısına ilk onayı veren İngiltere, ciddi alerjik reaksiyonlara yatkın kişilerin tedaviden kaçınmasını tavsiye etti. Erken aşılanan iki İngiliz sağlık çalışanı, ciddi alerjik reaksiyonlar geliştirdi. Geçenlerde Dr. Fauci, alerjik reaksiyonlar gibi nadir, ciddi yan etkilerin bazen bir aşı yaygın olarak dağıtıldıktan sonra ortaya çıktığını, çünkü klinik bir araştırmadan çok daha fazla insana ulaştığını, çünkü bazılarının sağlık sorunları veya genetik profillerin şiddetli reaksiyonlara onları duyarlı hale getirdiğini, söyledi. Bu nedenle aşılar genel nüfusa açıldıktan sonra bile izlenir.

Alerjik reaksiyonlar, aşıların durdurulmasına yönelik bir tavsiyeye yol açmadı. Bunun yerine, şiddetli alerjik reaksiyonlara yatkın kişilerin aşıyı almamaları veya şiddetli bir reaksiyon meydana gelmesi durumunda yakınlarda tıbbi yardım almaları için hazırlıklı olmaya dikkat çekildi.

Ancak bu durum belli ki FDA Danışma Kurulunda çok konuşulmuş. İki farklı görüş oluşmuş. İlki, her aşıda böyle bir risk var ve bu durum yönetilebilir. İkincisi ise, bu konudaki belirsizliğin güçlü alerjisi olan herkesin aşı yaptırmaktan caydırılabilir. Bu nedenle olsa gerek, danışma kurulunun da üyesi olan Dr.Paul Offit, o gruptaki güvenliği doğrulamak için yaygın alerjisi olan kişilerde, örneğin yumurta veya yer fıstığıyla ilgili küçük bir çalışma yapılmasını önerdi. Dikkate alınması gereken bir öneri.

Bu hafta sosyal medyada da çok yer alan bir yan etkisi daha konuşuldu aşının. Yüz felci geçiren insanların fotoğrafları ile. Gerçekten de aşıyı alanlar arasında bu durumda dört vaka vardı. Bell felci, yüzdeki bazı kasları geçici olarak zayıflatan bir durum ve hepsi de aşı kolunda ortaya çıkmıştı. Ancak FDA, Bell felcinin bu sıklığı genel popülasyonda beklenen bir sıklık olduğunu ve aşı ile ilişkilendirmek üzere kanıt olmadığını belirtti. Üstelik bundan etkilenen katılımcılarından birinin hastalık geçmişi de vardı.

Bir aşı onaylandıktan sonra, ister tam onay ister sadece erken kullanım için olsun, doktorlar yasal olarak bu tür semptomları bildirmekle yükümlüdür. Bununla ilgili izleme sistemleri COVID-19 için özelleştirilmeli ve önemle takip edilmelidir.

Aslında bu hafta içerisinde, önce Kanada ve sonra da ABD'nde yaygın aşılama başlayacak. Her iki ülke de aşı sonrası yan etkileri iyi izleyecek ülkeler. Bu nedenle, İngiltere deneyimi ile birleşince önümüzde aya kalmadan birçok yeni şey daha güvenli söylenebilir hale gelecek.

Yine de bu ön bilgiler, bir aşıda izlenen nadir yan etkilerin diğerinde olmayacağı umuduyla, birden fazla aşı çabasını desteklemenin önemini ortaya koyuyor.

Gelelim, aşının prospektüsünde yer alan ve elbet faz çalışmalarına dayanan yan etki bildirimlerine.

Bu aşının, klinik çalışmalarda, gözlenmiş yan etkileri arasında enjeksiyon yerinde ağrı (yüzde 84.1), yorgunluk (yüzde 62.9), baş ağrısı (yüzde 55.1), kas ağrısı (yüzde 38.3), titreme (yüzde 31.9), eklem ağrısı (yüzde 23,6), ateş (yüzde 14,2), enjeksiyon yerinde şişlik (yüzde 10,5), enjeksiyon yerinde kızarıklık (yüzde 9,5), bulantı (yüzde 1,1), halsizlik (yüzde 0,5) ve lenfadenopati (yüzde 0,3) var. Tüm bunlar, birçok aşı uygulamasında rastlanılabilecek ve kolay tolere edilecek yan etkiler gibi duruyor. Bu nedenle ateş düşürücü kullananlar çok yüksek değil.

Bir önemli konu; gebeler, emzirenler ve çocuklardaki güvenliği ile ilgili veri de henüz yok

Aşının etkinliği çok yüksek bulunmuş çalışmalarda. Faz 3 klinik çalışmada belirtili Covid-19 enfeksiyonu geliştirme riskini yaklaşık yüzde 95 oranında azalttığı gösterilmiş.

Ancak bu çalışmalar yüzlerle sınırlı enfeksiyon geçiren kişilerin verilerine dayanıyor. Bu kadar az sayılar için, yaşlılar için ne kadar etkili, şişmanlar için ne kadar ya da özel bir hastalığı olanlar için söylemek çok zor. Bu grup içinde erken veriler en çok yaşlılar için ümit verici. Bu da risk grubunu düşünürsek belki de müjdeli bir haber. Bu nedenle olsa gerek, hem İngiltere'de hem de ABD'nde aşı danışma kurulları önce sağlık personeli ve bakım evinde kalan yaşlılar.

Soru 6. Aşıya bağlı bağışıklık ne kadar sürecek?

SARS-CoV-2 virüsüne karşı bağışıklığın ne kadar süreceği bilinmiyor. Bunun beklenip izlenmesinden başka bir yolu yok.

Aşı yapıldıktan sonra, bu kişileri izleyip, zaman içinde bir protokol dahilinde geçirecekleri enfeksiyonlarını ve antikor seviyeleri gibi bir grup değerlendirme yapmak gerekiyor. İşte o zaman aşının ne kadar süre koruyacağı ile ilgili daha gerçekçi sonuçlara ulaşabiliriz.

Bir de, bu aşıyla ilgili aslında Almanya'da devam eden çalışmada bir kolunda tek doz denemesi tanımlanmış çalışma protokolünde. Tek dozun getireceği faydayı görmüş araştırmacılar elbette. FDA raporunda tek bir koronavirüs aşısı dozunun, COVID-19'a karşı bir miktar koruma sağladığı belirtiliyor. Pandemi ortamında tek doz aşı olabilse… Nasıl hızlı ve nasıl bir kapsayıcılık sağlanırdı! Ama, kesin karar vermek için erken olduğuna karar verilmiş. Şu anda elimizde olan aşıyı iki doz yapmak gerekiyor.

Soru 7. Aşılar COVID-19'un bulaşmasını engelliyor mu?

Cevaplanamayan bir diğer soru ise, denemeleri insanların ciddi şekilde hastalanmasını ve COVID-19'dan ölmesini engellediğini gösteren aşıların, ilk etapta insanların enfekte olmasını ve daha da önemlisi virüsü başkalarına bulaştırmasını engelleyip engellemediğidir. Aşıların bulaşmayı muhtemelen azalttığına dair erken kanıtlar var gibi görünüyor diyenler var. Örneğin Dr. Fauci, aşıların enfeksiyonu engellemese bile virüs seviyelerini düşük tuttuklarını ve bulaşmayı önleyebileceklerini söyledi.

Bu konu çok zor bir konu araştırma tasarımı ile değerlendirmek için. Pfizer'ın, bilim adamlarının gelecekteki çalışmalarda hastalık bulaşmasını değerlendirmenin yollarını aradıklarını ile ilgili bir açıklaması var. Şimdilik, sadece AstraZeneca ve Oxford Üniversitesi aşı çalışmasının bu konuyla ilgili verisi var. Henüz yayımlamadılar. Haftaya bu konuda ne bilgi bulabileceğime bakacağım.

Soru 8. Aşılar arası geçiş yapılabilir mi?

FDA'in bir önemli uyarısı da aşılar arasında geçişle ilgili. Önerisi net, bu konuda veri olmadığından, başladığınız aşı ile bitirin diyor. Bir doz Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısı aldıysanız, ikincisini de aynı ürünle yapmayı tavsiye ediyor. Bu konu, Moderna aşısı ile gündem gelmiş ABD'de elbette.

Ama, daha yüksek düzeyde bağışıklık elde etmek için mevcut aşıların çeşitli takvimlendirmesini bir kokteyl gibi uygulamayı düşünen bilim insanları var. Bu uygulamanın bağışıklığı güçlendireceği hipotezi için çeşitli dayanaklar da sürüyorlar. Bilim, gözlem ve hipotezle başlar malum. Bekleyelim görelim nasıl bir deney düzeneği önerecekler ve yapabilirlerse ne elde edecekler...

Soru 9. Kitle bağışıklamaları virüsün mutasyonuna yol açabilir mi?

Aslında soruyu şöyle soruyorlar: SARS-CoV-2, aşıların verdiği bağışıklıktan kurtulmak için evrimleşebilir mi? Bilinmez elbette ama SARS-CoV-2'in grip virüsü gibi çok sık ve etkili mutasyon geçirmediği belirtiliyor. Okuduğum bir haberde, Londra'daki Wellcome Trust aşı başkanı Charlie Weller'in bir röportajı vardı. Öncelikle, SARS-CoV-2 şimdiye kadar oldukça kararlı görünse de, araştırmacıların SARS-CoV-2 izolatlarını değişim belirtileri için izlemeleri gerekeceğini söylüyor. "Devam eden örnekleme ve dizileme ile sağlam gözetim, halk sağlığı üzerindeki herhangi bir potansiyel etkiyi değerlendirmek ve herhangi bir mutasyonu tespit etmek için anahtar olacak," diyor. Belki de hedef alınan diken proteini dışında çalışılarak seçenekleri arttırmak gerekli.

Soru 10. Kendim bu aşıyı yaptırır mıyım?

Geçen hafta da söylemiştim. Güvenilir ve etkin bir aşıyı bekliyorum. Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısı ilk erken kullanım iznini İngiltere'den aldı. Sonra da Amerika'daki FDA'den. Bize gelirse, bizdeki onaylar da tamamlanırsa, elbette yaptırırım.

Peki, denildiği gibi bir aşı dünyayı değiştirecek mi?

Bizi çok rahatlatacak elbette. Dört gözle bekliyoruz.

Ama aşılar bir halk sağlığı önlem paketinin bileşeni. Maske, mesafe, hijyen, kapalı ortamlara kalabalıktan kaçınma ve bu ortamları temiz hava ile sık havalandırma. Hâlâ bunlardan vazgeçebilecek durumda değiliz. Hepsi bir bütün olarak görülmeli.

Bitirmeden, bu hafta içerisinde Reuters aracılığı ile paylaşılan bir fotoğraftan bahsetmek isterim. Fotoğraf Bjoern Kils tarafından çekilmiş.

New York Limanında sabah saatleri olmalı. Sağ üst köşede adası ve özgürlük heykeli. Fotoğrafın sol alt tarafında suyun üzerine çıkmış, salınan görkemli kuyruğunu görüyorsunuz. Bir kambur balina.

Ne güzel bir fotoğraf!

O kadar uzaktan bile heyecanlandım.

Kuyruğunun denize vuruşunu duydum bir an.

O oradaysa hâlâ, biz de devam etmeliyiz.

Yaşamaya devam...

"Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla"
-Nazım Hikmet

Kaynakça

  1. https://www.nature.com/articles/d41586-020-03441-8?utm_source=Nature+Briefing&utm_campaign=597ee8dba8-briefing-dy-20201203&utm_medium=email&utm_term=0_c9dfd39373-597ee8dba8-44448485
  2. https://clinicaltrials.gov/ct2/results?cond=&term=BNT162b2&cntry=&state=&city=&dist=
  3. https://www.fda.gov/media/144413/download
  4. https://www.nature.com/articles/d41586-020-03542-4

https://www.fda.gov/media/144245/download

Yazarın Diğer Yazıları

Sokak hayvanları ile birlikte yaşamak...

Hayvanların bakımı herkesin sorumluluğundadır İnsanlık olarak hadi gelin, gücümüzü kullanıp küçük küçük değişiklikler yapalım. Nazım'ın dediği gibi "yüz bin eli" ile bize dokunan, gölgesinde en güzel klimadan daha çok sıcaktan koruyan güzelim ağaçlarını koruyalım. 1183 yıllık porsuk ağacını kesmemekle başlayalım. Sokağımızdaki bir hayvanın sorumluluğunu üstlenelim. Su ve yemek vermekten öteye onunla bir aile bireyimiz gibi ilgilenelim

Demografik dayanıklılık

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2023 neden hâlâ yapılamadı? Bu büyük araştırma her beş yılda bir bildim bileli yapılır. Daha fazla gecikmeden, hemen gerçekleştirilmelidir

1 Mayıs ve çocuk işçiliği

Dünya çapında her 10 çocuktan birinin çocuk işçiliği yaptığını biliyoruz. Hemen hemen yarısı ise sağlık ve güvenliklerini doğrudan tehlikeye atan tehlikeli işlerde çalıştırılıyorlar. Ülkemizde de halen 700 binden fazla çocuk ekonomik faaliyetlere katılıyor

"
"