17 Mayıs 2020

Sokrates, soru sorma ve Covid-19 bağışıklık sertifikaları

Bireyin çalışma hakkı ile halk sağlığı arasındaki denge ve etik boyutu konularında düşünmeye gereksinimiz var

Yaşar Kemal'in "Bir Ada Hikâyesi" dörtlemesinin kahramanı "Poyrazimu" teknesi ile suyun üzerinde yol alırken denizde yansıyan ışığı büyük usta öyle bir anlatır ki, kitabı okurken sizin de gözlerinizi alır o ışık. Bugün Ege'nin bir sahil köyünde, Ildırı'da denize bakarken o ışığı tekrar gördüm. Tekrar diyorum; çünkü o ışığı ilk gördüğümde yıllar önce başka bir Ege sahilinde koluma girmiş sevgili bir dosta kitap okuyordum. Dostum, görme engelliydi.

"Sokrates'in Ölümü"ydü o gün bitirdiğimiz. Kitap eski, konu her daim günceldi. Platon kitabında hocası Sokrates'in Yunan tanrılarını reddettiği ve gençleri sorduğu sorularla yoldan çıkarıp yozlaştırdığı gerekçesi ile yargılanmasını ve ardından ölüme mahkûm edilişini anlatır. Soru sorduğu ve sorularıyla başka seçeneklerin de olabileceğini akıllarına getirttiği için.

O zaman hazır olun.

Sorularımı soracağım.

İyi sorular olup olmadığına sizler karar verin.

COVID-19 ile ilgili "Bağışıklık Sertifikası"nı1 duyduğum ilk anlardı. Bir aydan fazla olmuştur. Arka arkaya haberler geldi. Almanya, İngiltere tartışmaya başlamışken, Şili'nin çeşitli sınırlamalarla da olsa uygulamaya başladığını öğrendik.

COVID-19 Bağışıklık Sertifikası, temelde bu sertifikası olan kişinin hastalığa karşı korunmuş ve günlük yaşamına dönmesinin bir hak olduğu ile en çok da iş hayatına dönebileceği düşüncelerini barındırıyor.

Mantıklı geliyor ilk başta. COVID-19'a karşı bağışıklığı olmayan çalışanlar sadece kendilerinin hasta olma riski altında değil, aynı zamanda hastalığı belirtili ya da belirtisiz geçirsinler, toplumda yayılmasını da arttırabilirler. COVID-19'a karşı bağışıklığı olanlar ise, gönül rahatlığı ile işbaşı yapabilirler.

Benzer bir uygulamayı özellikle çocuklara verilen aşı kartlarından biliyoruz. Bir de bazı ülkelere seyahat öncesinde yapılması gereken aşılar ve bunun belgelendirilmesi gereksiniminden. Bunlar çok önemli halk sağlığı uygulamaları. Ancak bahsedilen sertifika ile önemli bir farklılıkları var. Bu belgelerinin hepsi aşının yapılıp yapılmadığı gösteriyor. Hastalık etkeni ile karşılaşılıp karşılaşılmadığını göstermek, hele de bu karşılaşmanın korunmaya, yani bağışıklığa yol açıp açmadığı ve bu bağışıklığın süresi apayrı bir konu.

Öncelikle, bugün itibariyle Dünya Sağlık Örgütü her fırsatta antikor testinin doğruluğuna ilişkin belirsizliğin devam ettiğini söylüyor.2 COVID-19'a karşı bağışıklığın ne kadar etkili olduğu ve ne kadar süreceği konusunda birçok bilinmeyen var. Sürenin birkaç haftadan bir yıla kadar değişebileceği tahmin ediliyor.

Hal böyleyken şu anda Şili'nin yaptığı gibi antikor testine bakıp bir Bağışıklık Sertifikası vermek ne kadar amaca hizmet ediyor?

Bağışık olduğunu düşünen insanları, işe başlarken ya da okula giderken gereksiz bir güvenle riske de atmış olabilir miyiz?

Ama biliyoruz ki, antikor testleri önümüzdeki günlerde daha güvenilir hale gelecektir. Toplumda serolojik çalışmalar yaparken daha rahat, daha güvenli hissedebileceğiz kendimizi. Peki ya birey düzeyinde olacakları düşünürsek...

  • O zaman bu testleri yaptırıp sertifikasını alanlara mı sadece işe başla diyeceğiz?
  • Bu kişiler istemeseler de gösterilen bir konumda çalışmaya zorlanabilir mi?
  • Peki ya sertifika alamayanlar, onlara ne olacak? İş güvenceleri korunacak mı?

İnsan Hakları İzleme Örgütü [Human Rights Watch (HRW)] de kişilere test yaptırma zorunluluğu ile ilgili etik sorunlara dikkat çekiyor.3 Bağışıklık Sertifikasının insanları test yapmaya zorlama ya da işlerini kaybetme riski ile karşı karşıya bırakabileceğini belirtiyor. Hatta bu tip sertifikaları almak için gelişen talepleri karşılamak üzere sahte sertifikalar için bir kara piyasanın bile oluşabileceğine dikkat çekiliyor. Bağışıklık Sertifikasının sosyal, sivil ve ekonomik faaliyetlere kimlerin katılabileceği ve katılamayacağı konusunda yapay bir kısıtlama getireceği ve özellikle de cinsiyet, etnisite gibi nedenlerle iş hayatı dışında bırakılan kişiler için enfeksiyon aramak için sapkın bir teşvik bile oluşturabileceği söyleniyor.4

Birçok ülke şu anda toplumda ya da sağlık çalışanları gibi belirli gruplarda SARS-CoV-2 antikorlarını test ediyor. Elbette bunları çok değerli buluyor ve destekliyorum. Üstelik kendi mesleğim gereği olsa gerek, özellikle sağlık çalışanları gibi gruplar için bu işin önemini anlıyorum.

Yine de sormadan edemiyorum. Çünkü COVID-19'a karşı bağışıklığı olanların tercih edilmesi, bağışıklığı olmayan çalışanların işyerlerinde yasaklanması ile ilgili yasal yaptırımları, bireyin çalışma hakkı ile halk sağlığı arasındaki denge ve etik boyutu konularında düşünmeye gereksinimiz var.

Denir ki, Sokrates'le birlikte felsefe yeni bir döneme girmiştir. Çok daha ayakları yere basan, gündelik konularla ilgilenen, insan ve toplumu konuşan bir bilim halini almıştır. İşte bu büyük filozofun öğrencisi Platon, bugün New York'ta Metropolitan Sanat Müzesi sergilenen Ressam Jacques Louis David'in "Sokrates'in Ölümü" tablosunda5 hocasının yatağının ucunda yas tutmuş ve sonrasında hocasının öğretilerini günümüze kadar ileten birçok kitap yazmıştır.

İşte o yazdıkları sayesinde biz bugün hâlâ erdem arayışında soru sormaya devam ediyoruz.

Kaynaklar

  1. Immunization Certificate / Immunity Passports
  2. World Health Organization. Immunity passports" in the context of COVID-19. 15.05.2020 tarihinde ulaşıldı.
  3. Human Rights Watch. Should People Without Coronavirus Antibodies Be Second-Class Citizens?. 15.05.2020 tarihinde ulaşıldı.
  4. Phelan AL. COVID-19 immunity passports and vaccination certificates: scientific, equitable, and legal challenges. 15.05.2020 tarihinde ulaşıldı.
  5. Should People Without Coronavirus Antibodies Be Second-Class Citizens?
  6. Jacques Louis David’in Ellerinden Sokrates’in Ölümü. 15.05.2020 tarihinde ulaşıldı.

Yazarın Diğer Yazıları

Sokak hayvanları ile birlikte yaşamak...

Hayvanların bakımı herkesin sorumluluğundadır İnsanlık olarak hadi gelin, gücümüzü kullanıp küçük küçük değişiklikler yapalım. Nazım'ın dediği gibi "yüz bin eli" ile bize dokunan, gölgesinde en güzel klimadan daha çok sıcaktan koruyan güzelim ağaçlarını koruyalım. 1183 yıllık porsuk ağacını kesmemekle başlayalım. Sokağımızdaki bir hayvanın sorumluluğunu üstlenelim. Su ve yemek vermekten öteye onunla bir aile bireyimiz gibi ilgilenelim

Demografik dayanıklılık

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2023 neden hâlâ yapılamadı? Bu büyük araştırma her beş yılda bir bildim bileli yapılır. Daha fazla gecikmeden, hemen gerçekleştirilmelidir

1 Mayıs ve çocuk işçiliği

Dünya çapında her 10 çocuktan birinin çocuk işçiliği yaptığını biliyoruz. Hemen hemen yarısı ise sağlık ve güvenliklerini doğrudan tehlikeye atan tehlikeli işlerde çalıştırılıyorlar. Ülkemizde de halen 700 binden fazla çocuk ekonomik faaliyetlere katılıyor

"
"