Üç yıldan beri ilk kez Londra'dayım. Geçen Cumartesi Londra'ya uçarken üç yıl önce genel seçim arifesindeki İngiltere'de karşılaştığım unutulmaz tabloyu hatırladım. Muhalefetteki İşçi Partisi iyi hazırlanmış, kapsamlı ve ayrıntılı bir reform programıyla iktidara talip olduğunu açıklamıştı Londra'ya vardığım gün. Tırmanan gelir eşitsizliğini azaltmaktan herkese hızlı internet erişimi sağlamaya kadar uzanan, iddialı bir manifestoydu bu. Ancak seçmen kitlesini yakalayacak ve etkileyecek şekilde tasarlanmamıştı bu program, iyi anlatılamadı ve etkili olamadı. Seçime giden Türkiye'de de dikkate alınması gereken bir ders belki de.
İktidardaki Muhafazakâr Parti'nin lideri Boris Johnson ise kampanya boyunca tek bir sloganı tekrarladı, "Brexit'i gerçekleştireceğim" vaadiyle seçmeni yanına çekmeyi başardı. Brexit sayesinde İngiltere Avrupa Birliği'nden çıkarak ferahlayacak, yeniden dünyaya liderliğine oynayan bir ülke haline gelecekti.
Johnson bu sloganla İşçi Partisi'ni hezimete uğrattı ama şimdi üç yıl sonra her bakımdan çok daha kötüye gitmiş bir İngiltere var karşımızda. Johnson istifaya mecbur oldu, partisi hâlâ iktidarda fakat durumu hiç de parlak değil, muhalefetteki İşçi Partisi'ne oy vereceğini beyan edenlerin oranı yıllardan beri ilk kez yüzde 50'nin üzerine çıktı. Brexit vaadinin İngiltere'ye hiçbir şey kazandırmadığı, tersine çok şey kaybettirdiği giderek daha iyi anlaşılıyor.
Eksperlere göre in 2023 tahminleri
Bunları düşünerek Londra'ya adım atar atmaz The Economist dergisinin "2023'te Dünya" başlığıyla yayımlanan yıllık özel sayısı geçti elime. Dergiye şöyle bir göz atınca "Süpertahminler" anketi dikkatimi çekti. The Economist'in "eksperler" diye tanımladığı tahmin üstatlarının belirlediği 2023'ün en önemli olayları arasında Türkiye'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi de yer alıyordu ve eksperlerin yüzde 71'i seçimi AKP adayının kazanacağını tahmin ediyordu.
Sorulan sorulara verilen cevaplar arasında en dikkate değer bulduklarım şunlar oldu:
Soru: IMF'ye göre dünya ekonomisi 2023'de ne kadar büyüyecek?
Cevap : yüzde 1.5 ile yüzde 3 arasında (yüzde 62), yüzde 0 ile yüzde 1.5 arasında (yüzde 20), yüzde 3.0 ile yüzde 4.5 arasında (yüzde 15), yüzde 0'ın altında (yüzde 2.0), yüzde 4.5'den fazla (yüzde 1.0)
Soru : 2023'de Türkiye'da yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimini AKP'nin adayı mı kazanır?
Cevap: Evet (yüzde 71), Hayır (yüzde 29).
Soru: IMF'ye göre Çin ekonomisinin 2023'deki büyüme hızı ne olacak?
Cevap: yüzde 3.5 ile 5.0 arasında (yüzde 58), yüzde 2 ile yüzde 3.5 arasında (yüzde 26), yüzde 5.0 ile yüzde 6.5 arasında (yüzde 14), yüzde 6'dan fazla (yüzde 1), yüzde 2'den az (yüzde 1).
Soru: İngiltere'de 1 Ocak 2024'ten önce genel seçim olur mu?
Cevap: Evet (yüzde 10), Hayır (yüzde 90).
Soru: Vladimir Putin 1 Ekim 2023'den önce Rusya Federasyonu Başkanlığı görevinden ayrılmış olur mu?
Cevap: Evet (yüzde 5), Hayır (yüzde 95)
Soru: Rusya ile Ukrayna aralarındaki savaşı sona erdirme konusunda ne zaman bir anlaşmaya varabilir?
Cevap: 1 Ekim 2024'ten sonra (yüzde 55), 2024 Nisan-Eylül arasında (yüzde 19), 1 Ekim 2023 ile 31 Mart 2024 arasında (yüzde 15), 1Nisan-30 Eylül 2023 arasında (yüzde 9), Nisan 2023'ten önce yüzde 2.
Erdoğan ve Putin ile yola devam mı?
Sorulan sorular arasında ABD ve Avrupa Birliği ile ilgili soru bulunmaması dikkat çekiyor. Bu ankete katılan eksperlerin ağır basan tahminleri doğru çıkarsa İngiltere'de hayli hırpalanan ve zor günler yaşamakta olan Muhafazakâr Parti 2023'te iktidarda kalacak, Türkiye'de Erdoğan ve Rusya'da Putin 'tek adam' saltanatını sürdürecek. Dünya ekonomisinde resesyon yaşanmayacak, Çin ekonomisi de çok ciddi bir yavaşlama yaşamayacak, Rusya ile Ukrayna 2024'te de savaşmaya devam edecek.
Dünyanın bugünkü haline bakarak bu tahminler konusunda yorum yapmak istemiyorum ama dünyanın bugünkü tablosu farklı olasılıkları da akla getiriyor ister istemez. Siyasetten ticarete kadar hemen her alanda "savaş" sözcüğünün çok sık kullanıldığı, büyüyen eşitsizliğin geçim sıkıntısını artırdığı ve İngiltere gibi birçok ülkede yeni tepkilere yol açmasının beklendiği, vaatlerini tutamayan popülist tek adam rejimlerinin vaatlerini tutamayarak kan kaybettiği ve iklim değişikliğinin hafife alındığı bir dünyada 2023'ün yeni krizlere, çatışmalara, çalkantılara ve umutlara yol açması da beklenebilir mi acaba diye düşünmeden edemiyorum.
Osman Ulagay kimdir?
Osman Ulagay, İstanbul'da sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Robert Kolej Lisesi'ni ve daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşen Robert Kolej Yüksek Okulu'nun ekonomi bölümünü bitirdi.
İngiltere'de, Manchester Üniversitesi'nde "Kemalizm ve Ulusal Kalkınma" konulu tez çalışmasıyla siyasal bilimler dalında master derecesini aldı. İngiltere'de bulunduğu dönemde Cumhuriyet gazetesine gönderdiği "İngiltere Mektupları" ile gazeteciliğe ilk adımını atan Ulagay, Türkiye'ye döndüğünde Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini sürdürdü. 1981'de Ekonomi Servisi Şefi olarak Cumhuriyet'te çalışmaya başladı, ekonomi sayfasını yönetmenin yanı sıra, haftalık söyleşilerle ve köşe yazılarıyla ekonomi gazeteciliğinin gelişme sürecine katkıda bulundu.
1992 yılında Cumhuriyet'ten ayrıldıktan sonra köşe yazarı olarak Sabah gazetesine geçti. Köşe yazarlığını 1993'ten itibaren Milliyet gazetesinde sürdürdü.
2013 yılında Dünya gazetesinde ekonomi yazılarına başladı. Bir dönem T24'te de yazdıktan sonra Mayıs 2016'da, 24 yıl aradan sonra Cumhuriyet gazetesine döndü, ancak kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu süreçte Dünya gazetesindeki yazılarına devam etti.
Osman Ulagay, gazete yazılarının yanı sıra çok sayıda kitap çalışmasına imza attı. "Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi" adlı kitabıyla 2001 yılında Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü'nü kazandı.
Kitapları
- Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi
- 24 Ocak Deneyimi Üzerine
- Özal Ekonomisinde Paramız Pul Olurken Kim Kazandı Kim Kaybetti?
- Özal'ı Aşmak İçin
- Enflasyonu Aşmak İçin
- Krize Adım Adım / Günah Sayılan Kehanet
- Aklınla Uçur Beni
- Küreselleşme Korkusu
- Quo Vadis? Küreselleşmenin İki Yüzü
- Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği
- Hedefteki Amerika / 11 Eylül Şoku
- Tepki Cephesi / Piyasa İmparatorluğuna Karşı AB-Türkiye Yol Ayrımı
- AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu
- Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak
- Türkiye Kime Kalacak / Başbakan'ın Yazdırdığı Kitap
- Dünya Trump'a mı Kalacak?
|