19 Mart 2024

Putin, Büyük Katerina'nın tahtına göz koydu

Putin altı yıllık yeni başkanlık dönemini tamamlarsa Rusya'da komünist rejimin gaddar lideri Joseph Stalin'in 21 yıl iktidarda kalma rekorunu kırmış olacak. Ama bununla yetinmeyip Rusya'nın efsanevi kraliçesi Büyük Katerina'nın en uzun süre tahtta kalma rekoruna da gözünü dikmiş görünüyor Putin

Rusya Devlet Başkanlığı seçimini, sandık çıkış anketine göre oyların yüzde 87,8'ini alan Vladimir Putin kazandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Pazar günü sonuçlanan başkanlık seçiminde oyların yüzde 87'sini alarak tahtını korumuş oldu. Putin'e rakip olabilecek bir adayın seçime katılması bile kolay değil bugünün Rusyası'nda.

Putin kendisine gerçekten rakip olabilecek tek kişi olarak gördüğü Aleksey Navalni'yi yıllarca hapishanelerde süründürdükten sonra seçim günü yaklaşırken Navalni'nin tutulduğu hapishanede ölmesine daha doğrusu öldürülmesine seyirci kaldı.

Navalni'nin ölümü "talihsiz olay"

Putin, Pazar günü seçim zaferi sonrasında yaptığı ilginç açıklamada, Navalni'nin Rusya'ya geri dönmemek koşuluyla başka bir mahkûmla takas edilmesi konusunda temaslar sürerken, "talihsiz bir olay" sonucunda hayatını kaybetmiş olduğunu açıkladı ve "hayatta böyle şeyler olabiliyor" dedi.

Tabii kimse inanmadı bu masala. Bir zamanlar Putin'in yakın çevresinde yer alırken sonra Putin'le bozuşan milyarder işadamı Prigozhin'in uçağının birkaç ay önce Moskova yakınlarında yere çakıldığı da henüz unutulmamıştı.

Göstermelik rakibe bile izin verilmedi

Putin daha önceki seçimlerde göstermelik de olsa kendisine rakip olacak adayların seçime katılmasına izin veriyordu. Ben de 30 Ocak'ta bu köşede yayımlanan yazımda, bu yılki seçimde Putin'e karşı aday olma cesaretini gösteren Boris Nadeshdin'in özellikle savaş karşıtı seçmenlerin ilgisini çekerek, seçime katılmak için gerekli 100 bin oyu toplama yolunda mesafe aldığını ve Batı medyasının ilgisini çektiğini belirtmiştim. Sonunda toplanan imzaların bir kısmının kurala uymadığı bahane edilerek Nadeshdin'in seçime katılmasına izin verilmedi ve Putin elini kolunu sallayarak beşinci kez Rusya Devlet Başkanı oldu.

Putin'i gözü Katerina'nın rekorunda

Putin altı yıllık yeni başkanlık dönemini tamamlarsa Rusya'da komünist rejimin gaddar lideri Joseph Stalin'in 21 yıl iktidarda kalma rekorunu kırmış olacak. Ama bununla yetinmeyip Rusya'nın efsanevi kraliçesi Büyük Katerina'nın en uzun süre tahtta kalma rekoruna da gözünü dikmiş görünüyor Putin.

Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açması Batı dünyasında büyük tepki çekti ve Rusya'ya karşı ağır ekonomik yaptırımlar uygulandı, Rusya'nın Batı'daki finansal varlıklarına erişmesine engeller getirildi ve ticareti baltalandı.

Rusya, NATO ile savaşa girer mi?

Putin'in Batı'nın bu tavrına cevabı ise bir yandan petrol ve gaz silahını kullanırken diğer yandan savunma sanayinde yeni bir atılıma girişmek oldu. Savaş sürerken askeri araç-gereç – silah üretiminde yapılan hamleler ekonomiyi ayakta tuttu. Bu gelişmenin Rusya-Ukrayna savaşının sürmesine yol açacak bir faktör olabileceğini de unutmamak gerekiyor.

Putin'in bu noktaya geldikten sonra ne yapacağı ve kancayı kime ya da kimlere takacağı ise merak ediliyor. Jeopolitik alandaki çekişmenin her geçen gün yeni boyutlar kazandığı ve kutuplaşmanın tırmandığı bir dünyada Rusya ile NATO'nun karşı karşıya gelme olasılığı da soruldu Putin'e seçim zaferi sonrasındaki basın toplantısında.

Bu soruya şu cevabı verdi Putin: "Bugünün dünyasında her şey olabilir."

Osman Ulagay kimdir?

Osman Ulagay, İstanbul'da sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Robert Kolej Lisesi'ni ve daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşen Robert Kolej Yüksek Okulu'nun ekonomi bölümünü bitirdi.

İngiltere'de, Manchester Üniversitesi'nde "Kemalizm ve Ulusal Kalkınma" konulu tez çalışmasıyla siyasal bilimler dalında master derecesini aldı. İngiltere'de bulunduğu dönemde Cumhuriyet gazetesine gönderdiği "İngiltere Mektupları" ile gazeteciliğe ilk adımını atan Ulagay, Türkiye'ye döndüğünde Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini sürdürdü. 1981'de Ekonomi Servisi Şefi olarak Cumhuriyet'te çalışmaya başladı, ekonomi sayfasını yönetmenin yanı sıra, haftalık söyleşilerle ve köşe yazılarıyla ekonomi gazeteciliğinin gelişme sürecine katkıda bulundu.

1992 yılında Cumhuriyet'ten ayrıldıktan sonra köşe yazarı olarak Sabah gazetesine geçti. Köşe yazarlığını 1993'ten itibaren Milliyet gazetesinde sürdürdü.

2013 yılında Dünya gazetesinde ekonomi yazılarına başladı. Bir dönem T24'te de yazdıktan sonra Mayıs 2016'da, 24 yıl aradan sonra Cumhuriyet gazetesine döndü, ancak kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu süreçte Dünya gazetesindeki yazılarına devam etti.

Osman Ulagay, gazete yazılarının yanı sıra çok sayıda kitap çalışmasına imza attı. "Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi" adlı kitabıyla 2001 yılında Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü'nü kazandı.

Kitapları

- Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi

24 Ocak Deneyimi Üzerine

Özal Ekonomisinde Paramız Pul Olurken Kim Kazandı Kim Kaybetti?

Özal'ı Aşmak İçin

Enflasyonu Aşmak İçin

- Krize Adım Adım / Günah Sayılan Kehanet

Aklınla Uçur Beni

Küreselleşme Korkusu

Quo Vadis? Küreselleşmenin İki Yüzü

- Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği

- Hedefteki Amerika / 11 Eylül Şoku

Tepki Cephesi / Piyasa İmparatorluğuna Karşı AB-Türkiye Yol Ayrımı

AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu

- Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak

Türkiye Kime Kalacak / Başbakan'ın Yazdırdığı Kitap

- Dünya Trump'a mı Kalacak?

 

Yazarın Diğer Yazıları

Erdoğan şimdi ne yapacak?

Orta Doğu'nun fena halde karıştığı bir ortamda, 22 yıllık AKP iktidarından bıktığını oylarıyla ortaya koyan seçmenlerin umutları umarız tehlike sinyali olarak algılanmaz ve iktidar halkın dikkatini başka yöne çekmek için sınır ötesi bir maceranın içine sürüklenmez

CHP'nin önü açık ama işi zor

CHP bu yeni konumuyla hemen iktidara gelmiş olmayacak ama en azından ortaya koyacağı teklif ve önerilerle ekonominin bundan sonra nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda iktidara yön gösterebilecek bir konuma gelmiş durumda

Erdoğan’ın erken seçim tangosu ne oldu?

Çaresizlik içinde seçim sonuçlarının AKP için hiç de parlak olmadığını itiraf etmek zorunda kalan Sayın Erdoğan’ın erken seçimi ise ağzına bile almak istemediği görülüyor...