25 Haziran 2024

Ekonomide diyalog yolu açıldı mı?

Ortaya çıkabilcek en büyük tehlike, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ve Sayın Erdoğan’ın ekonomiyi siyasetin aracı olarak kullanma alışkanlığını sürdürmesi olabilir

Mehmet Şimşek-Yalçın Karatepe

Türkiye ekonomisinin yönetiminde belirleyici konumda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile CHP’nin gölge ekonomi bakanı olarak takdim edilen Prof. Dr. Yalçın Karatepe arasında dün yapılan uzun görüşme sonrasında, Prof. Karatepe’nin medya mensuplarına yaptığı açıklamaların önemli bir bölümünü dinleme fırsatını buldum, dün bu yazıyı yetiştirmeye çalışırken.

Prof. Karatepe, mevcut iktidarın yıllara yayılan partizanca icraatını geniş bir çerçevede değerlendirirken, bugün şikayet konusu olan ve muhtemelen iktidara oy kaybettiren uygulamaların, yanlış politikaların kaçınılmaz sonucu olduğunu da anlattı. Karatepe, bu politikalarla ve uygulamalarla yola devam etmenin önümüzdeki dönemde ekonomideki çıkmazları derinleştireceğine de dikkat çekti.

Prof. Karatepe’nin bu önemli noktalara dikkat çekerken, önümüzeki dönemde iktidar ile muhalefet arasında yapıcı bir diyalogun kurulabilmesi için yapılması gerekenleri saymaya gerek duydu mu, doğrusu hatırlamıyorum ama bu izlenimi edinmediğimi söyleyebilirim.

Öte yandan, Sayın Şimşek’in Karatepe’nin eleştirilerine nasıl cevap verdiğini de duymadım. Bütün bunları dinledikten sonra geleceğe dönük bir değerlendirme yapmanın daha yararlı olacağını düşünüyorum.

Bu tabloda ortaya çıkabilcek en büyük tehlike, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ve Sayın Erdoğan’ın ekonomiyi siyasetin aracı olarak kullanma alışkanlığını sürdürmesi olabilir. CHP’nin de bu yola girmek istemesi de benzer bir sonuç verebilir.      

Osman Ulagay kimdir?

Osman Ulagay, İstanbul'da sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Robert Kolej Lisesi'ni ve daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşen Robert Kolej Yüksek Okulu'nun ekonomi bölümünü bitirdi.

İngiltere'de, Manchester Üniversitesi'nde "Kemalizm ve Ulusal Kalkınma" konulu tez çalışmasıyla siyasal bilimler dalında master derecesini aldı. İngiltere'de bulunduğu dönemde Cumhuriyet gazetesine gönderdiği "İngiltere Mektupları" ile gazeteciliğe ilk adımını atan Ulagay, Türkiye'ye döndüğünde Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini sürdürdü. 1981'de Ekonomi Servisi Şefi olarak Cumhuriyet'te çalışmaya başladı, ekonomi sayfasını yönetmenin yanı sıra, haftalık söyleşilerle ve köşe yazılarıyla ekonomi gazeteciliğinin gelişme sürecine katkıda bulundu.

1992 yılında Cumhuriyet'ten ayrıldıktan sonra köşe yazarı olarak Sabah gazetesine geçti. Köşe yazarlığını 1993'ten itibaren Milliyet gazetesinde sürdürdü.

2013 yılında Dünya gazetesinde ekonomi yazılarına başladı. Bir dönem T24'te de yazdıktan sonra Mayıs 2016'da, 24 yıl aradan sonra Cumhuriyet gazetesine döndü, ancak kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu süreçte Dünya gazetesindeki yazılarına devam etti.

Osman Ulagay, gazete yazılarının yanı sıra çok sayıda kitap çalışmasına imza attı. "Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi" adlı kitabıyla 2001 yılında Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü'nü kazandı.

Kitapları

- Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi

24 Ocak Deneyimi Üzerine

Özal Ekonomisinde Paramız Pul Olurken Kim Kazandı Kim Kaybetti?

Özal'ı Aşmak İçin

Enflasyonu Aşmak İçin

- Krize Adım Adım / Günah Sayılan Kehanet

Aklınla Uçur Beni

Küreselleşme Korkusu

Quo Vadis? Küreselleşmenin İki Yüzü

- Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği

- Hedefteki Amerika / 11 Eylül Şoku

Tepki Cephesi / Piyasa İmparatorluğuna Karşı AB-Türkiye Yol Ayrımı

AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu

- Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak

Türkiye Kime Kalacak / Başbakan'ın Yazdırdığı Kitap

- Dünya Trump'a mı Kalacak?

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

AKP'nin ve Erdoğan'ın geleceği tartışılıyor

Bu gidişatın AKP'nin hatta bir sonraki aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi geleceğine gölge düşürecek boyutlar kazanmasından endişe duyanlar arasında Erdoğan'ın yakınındaki kimselerin de bulunduğu ve rahatsız olmaya başladığı söyleniyor

AKP yandaşlar cennetinde "normalleşme" korkusu

Yandaşlar cennetinin nimetlerinden yararlanmış olanların "normalleşmeyi" önlemek için her şeyi göze almaları beklenebilir. Destekledikleri parti yani AKP, iktidarı ele geçirince devletin sahip olduğu olanaklardan yararlanarak kur garantili ihaleleri kapmaya, ormanları ve değerli arsaları ele geçirip malikanelere çevirerek sınıf atlamaya alışan büyük taahhüt ve inşaat şirketlerinden söz ediyorum. İktidarın ve yandaşlarının "normalleşme"ye hiç sıcak bakmamaları da gayet doğal bu nedenle

Sen ne efsunkâr imişsin ey demokrasi

Galiba küreselleşmenin ve dijital devrimin dönüştürdüğü bir dünyada çoğulcu demokrasinin de ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. Bunu erken kavrayan ülkeler ve liderler geleceğe damga vurabilir belki de

"
"