31 Mayıs 2013

Kafası Kıyak Ayyaş Adam

Halkın %50’si tarafından seçilmiş olan Padişah-Halife-Ulema Recep Tayyip Erdoğan, “alkol düzenlemesi” kamuflajı altındaki içki yasağını savunurken..

Halkın %50’si tarafından seçilmiş olan Padişah-Halife-Ulema Recep Tayyip Erdoğan, “alkol düzenlemesi” kamuflajı altındaki içki yasağını savunurken, “kafası kıyak bir nesil istemiyoruz” ve “iki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasanın sizin için neden reddedilmesi gerekiyor?” biçiminde iki açıklama yaptı.

Bu açıklamalardan çıkan sonuç şudur: Artık yasaların bir kısmı dinlerin emirlerine göre yapılacak! Bunun anlamı da şudur: laiklik ilkesi artık Türkiye Cumhuriyeti’nde resmen olmasa da, fiilen ortadan kalkmıştır!

Bu açıklamalardan çıkan soru da şudur: İki tane ayyaş kimdir?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk rakıyı çok sevdiği için, yaşamının belli bir döneminde rakıyı düzenli ve yoğun bir biçimde içtiği için, rakının neden olduğu siroz hastalığından genç bir yaşta öldüğü için, ayrıca Osmanlı İmparatorluğu döneminde var olan içki yasaklarını ve sınırlamalarını kaldıran kişi olduğu için, Padişah-Halife-Ulema Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ü kast etmiş olabilir mi?

Atatürk’ün kurduğu ve ilk Genel Başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi, son derece haklı ve doğal olarak, Padişah-Halife-Ulema Erdoğan’ın bu açıklamasına büyük tepki verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın bu ifade ile kimi kast ettiğini açıklamasını istedi, bunu açıklamazsa namert olduğunu, Başbakan’ın densiz ve ruh sağlığı yerinde olmayan bir insan olduğunu, diktatör bir siyasetçi olduğunu söyledi. Ayrıca CHP Milletvekilleri de TBMM’de, “iki ayyaş” ile kimin kast edildiğini soran bir soru önergesi verdiler.

AKP ise bu tepkilere ve sorulara AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik vasıtasıyla yanıt verdi. Çelik, ürkek ve ezik bir biçimde, bu açıklamanın sözün gelişi yapıldığını, bu ifadeyle belli bir kişinin veya kişilerin kast edilmediğini savundu.

Bir tarafta Osmanlı İmparatorluğu’nda geçerli olan monarşik, teokratik ve feodal düzeni yıkmaya çalışan devrimci bir insan, öteki tarafta Osmanlı’nın çürümüş ve ilkel zihniyetini 21. Yüzyılda hortlatmaya çalışan bir kişi!

Bir tarafta anti-emperyalist bir mücadelenin simgesi olan Kurtuluş Savaşı’nı başlatan, yöneten ve kazanan, bunun arkasından da Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bir insan, öteki tarafta bu tarihi başarıların simgesi olan 19 Mayıs ve 29 Ekim kutlamalarını sınırlayan ve yasaklayan, İstanbul’un fethi ve Muhammed’in doğum günü kutlamalarından büyük haz alan bir kişi!

Bir tarafta halkın egemenliğini kurmaya çalışan, güçler ayrılığı ilkesini devreye sokmaya çalışan, bu çerçevede saltanata, padişahlığa, monarşik düzene son veren ve onun anti-tezi olan cumhuriyeti, yani halktan gücünü alan yönetim biçimini kuran  bir insan, öteki tarafta yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığını yok eden, yargıyı kendi emrine sokan, kendisi gibi düşünmeyen yazarları, gazetecileri, siyasetçileri, akademisyenleri, sanatçıları, öğrencileri, askerleri “terörist” ve “darbeci” iftirasıyla ve “dine hakaret” suçlamasıyla hapishaneye atan, halkçılık ile popülizmi birbirine karıştıran, demokrasiyi sadece sandık kurmak sanan, temel insan hak ve özgürlüklerine saygısı olmayan bir kişi!

Bir tarafta hilafeti kaldıran, din ve devlet, din ve eğitim, din ve hukuk, din ve idari yapılanma işlerini ayıran, dini inanç ve ibadet özgürlüğünü bu koşullara bağlı olarak sağlayan, dini referanslarla siyaset yapmayan, başka bir deyişle laiklik ilkesini temel bir ilke olarak benimseyen bir insan, öteki tarafta, neredeyse her kararı ve siyasi söylemi dini referanslara göre belirleyen, devlet içinde dinci kadrolaşma gerçekleştiren, “ulemaya sormak lazım” diyen, dini gerekçelerle zinayı hapisle cezalandırmaya kalkan, alkolü yasaklayan, sanatçıları, yazarları, düşünürleri hapishaneye atan, İmam Hatip okullarını yaygınlaştırarak din temelli eğitim veren, diğer okullarda da din eğitimini zorunlu kılan bir kişi!

Bir tarafta kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan, kadınların örtünme zorunluluğunu kaldıran, kadınları çalışma ve eğitim yaşamına katan bir insan, öteki tarafta kadınların başını örten, üç çocuk saçmalıklarıyla kadını eve kapatmaya çalışan bir kişi!

Bir tarafta toplumu bilime ve felsefeye açan bir insan, öteki tarafta evrim teorisini devletin en büyük bilimsel araştırma kurumlarından birisi olan TÜBİTAK’ta yasaklayan, üniversitelerdeki ve liselerdeki felsefeyi ilahiyata ve dine indirgemeye çalışan bir kişi!

Bir tarafta ülkeyi sanata açan, müzik, heykel, resim, tiyatro, edebiyat gibi alanlardaki eksikleri gidermeye çalışan bir insan, öteki tarafta heykelleri yıkan, tiyatroları kapatan, kitapları yasaklayan bir kişi!

Kafası kıyak ayyaş adam kim acaba?!

Kim ayık, kim sarhoş?!

Bunun cevabını tarih ve insanlık verecek!

 

Yazarın Diğer Yazıları

Mağduru oynayan zalimler

Türkiye’nin seçimle iktidara gelen padişahına karşı yürütülen protesto gösterilerine katılan vatandaşlara, terörist muamelesi yapılmaya devam ediliyor

Darbeci Erdoğan

Erdoğan da şu anda, Mısır’daki darbeyi sert ve sistematik bir biçimde eleştiren dünyadaki nadir liderlerden birisi haline geldi

Gezinin sonuçları ve yararları

İstanbul’da Gezi Parkı’nda başlayan ve daha sonra tüm ülkeye yayılan, AKP hükümetini ve Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto gösterilerinin üç büyük yararı oldu...