Türkiye’de demokrasi sözcüğü, demokrasiden anlamayanların ağzında sakız oldu. İnsanların bir türlü anlayamadığı şey şu: İslamcılıktan da, Türkçülükten de, Kürtçülükten de demokrasi çıkmaz!
Etnik kimlik fetişizminin ve din fetişizminin bu kadar yaygın olduğu bir ülkeden demokrasi çıkmaz. Bu kadar basit. Dinin ve etnik kimliğin takıntı haline geldiği bir toplumdan demokrasi değil, çıksa çıksa ilkellik çıkar, çıksa çıksa ilkellerin hakimiyeti çıkar, çıksa çıksa ilkellerin despotizmi çıkar.
Din fetişizmi yapan AKP %50 oy alıyor, etnik kimlik fetişizmi yapan MHP ve BDP %20 oy alıyor. (Türk etnik kimliği üzerinden siyaset yapan MHP %13, Kürt etnik kimliği üzerinden siyaset yapan BDP % 7). AKP+MHP+BDP=%70. Yani din fetişizmi+etnik kimlik fetişizmi=%70! Ne kadar demokratik ve uygar bir tablo!
Böyle bir oran hangi uygar dünyada var? Böyle bir oran hangi demokratik ülkede var? ABD’de var mı? Avrupa Birliği’nde var mı? Japonya’da var mı? Kanada’da var mı? Avustralya’da ve Yeni Zellanda’da var mı?
Din üzerinden ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapan bir siyasi parti hangi demokratik ülkede bu kadar yüksek oy almış? Bir kere bu ülkelerin hepsi din olayını aşmışlar! Bu ülkelerde AKP kadar din üzerinden siyaset yapan bir parti yok! Olsa da varlığı ile yokluğu bir! Bu ülkelerde etnik kimlik üzerinden siyaset yapan parti de yok denecek kadar az, olsa da, varlığı ile yokluğu bir! Fransa’da, Avusturya’da ve Yunanistan’da milliyetçi/ırkçı partilerin durumları dışında, etnik kimlik ve milliyetçilik üzerinden siyaset yapana ciddi bir talep olduğuna dair örnek yok! Kaldı ki bu üç ülkede de oyların büyük çoğunluğunu, din ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapmayan merkez sol veya merkez sağ partiler alıyorlar. ABD’de, Kanada’da, Britanya’da, Almanya’da, Fransa’da, İsveç’te, Norveç’te, Danimarka’da, Finlandiya’da, Hollanda’da, İsviçre’de, Avusturya’da, İspanya’da, İtalya’da, Yunanistan’da, Japonya’da, Avustralya’da, Yeni Zellanda’da din ve etnik kimlik üzerinden siyaset yaparak seçim kazanmak ve iktidar olmak mümkün değil.
Neden? Çünkü onlar bu işleri aşmışlar!
Bırakın demokratik ve gelişmiş ülkeleri, askeri yönetimlerden daha 15-20 yıl önce kurtulan ve ekonomik açıdan gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olan Brezilya, Venezuella, Şili, Arjantin, Peru vs gibi ülkelerde bile din ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapan siyasi partiler seçim kazanamıyorlar ve iktidar olamıyorlar! Neden? Çünkü onlar bile bu işleri aşmışlar!
Bunun da ötesinde, Türkiye’deki 1 Mayıs olaylarına bakın, o bile yeter genel tabloyu özetlemeye. Dünyanın hangi ülkesinde 2013 yılında 1 Mayıs’ta bu olaylar yaşandı? Protestocuların üzerine tazyikli su ile biber gazı sıkan ve onlara meydan dayağı atan, bir genç erkeğin bir gözünü kaybetmesine, bir genç kızın da kafatasının çatlamasına ve komaya girmesine neden olan, gösterilerde Cumhuriyet Halk Partisi’ni, Türkiye Komünist Partisi’ni, İşçi Partisi’ni, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nu temsil eden herkese düşman kuvveti ve terörist muamelesi yapan AKP ve onun faşist polisi mi Türkiye’ye demokrasi getirecek?!
“Ergenekon” ve “Balyoz” gibi fantastik safsatalarla yüzlerce insanı, milletvekillerini, siyasi parti genel başkanlarını, siyasi parti yöneticilerini, akademisyenleri, yazarları, gazetecileri, askerleri hapishaneye gönderen; AKP’yi protesto eden bini aşkın öğrenciyi kodese tıkan; DHKP-C üyesi oldukları gerekçesiyle onlarca avukatı ve sendikacıyı, KCK üyesi oldukları gerekçesiyle yüzlerce avukatı, siyasetçiyi, akademisyeni, yazarı hapishanelerde tutan; “kurunun yanında yaş da yanacak elbette” zihniyetiyle binlerce masum insana hapishanede zulüm uygulayan; onları ailelerinden, sevdiklerinden ve yaşamdan kopartan; uluslararası insan hakları raporlarında Türkiye’yi son yıllarda en alt sıralara sürükleyen AKP mi Türkiye’ye demokrasi getirecek?!
Laikliğe karşı mücadele veren, din ve devlet, din ve hukuk, din ve eğitim, din ve idari yapılanma işlerinin ayrılmasına karşı çıkan, dinlerin ilkel dogmalarını halka zorla dayatmaya çalışan AKP mi Türkiye’ye demokrasi getirecek?!
Laiklik olmadan demokrasi olur mu?! AKP’ye ve onun stepnesi “ikinci cumhuriyetçilere” göre olur! Tarihin akışına bakacak olursak olmaz! Tevrat’a, İncil’e ve Kuran’ı Kerim’e bakacak olursak yine olmaz!
Din konusunun iç yüzünü bilmeyenler, ortalıkta dolaşan yalanlara inananlar, felsefeden ve bilimden anlamayanlar, uygarlık tarihinden haberi olmayanlar, laikliğin önemini kavrayamazlar!
Pekiyi, kapitalizmden demokrasi çıkar mı? Oradan da gerçek demokrasi çıkmaz! Ancak biz daha o aşamaya bile gelemedik! Doğrusu dünya da o aşamaya tam olarak gelemedi. Ancak uygarlık ve demokrasi mücadelesi veren dünya en azından başka aşamaları çoktan geçti!
Biz hala 18. Yüzyıl’da Avrupa’da verilen mücadeleyi veriyoruz! Biz hala 1776 Amerikan devrimi ve 1789 Fransız devrimi aşamasındayız! Biz hala teokrasiyi, monarşiyi ve feodalizmi yenmek ve aşmak mücadelesi içindeyiz!
Mustafa Kemal’i bertaraf etmeye çalışan karşı-devrim süreci aşıldıktan sonra, elbette bir gün sıra Karl Marx’a da gelecek!