16 Kasım 2012

Gündem Oltasına Takılan Çeşitli Balıklar - 3

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve uygarlaşma devrimlerinin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 74. yılında...

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve uygarlaşma devrimlerinin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 74. yılında tüm ülkede anıldı. AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “millet” kategorisine, “halk” kategorisine sokmadığı yüzbinlerce vatandaş İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da ve ülkenin birçok kentinde Atatürk’ü saygı ve sevgiyle andılar. Anıtkabir ve Dolmabahçe doldu taştı; İstanbul, Ankara ve İzmir’de trafik birçok bölgede kilitlendi.

Bu insan yığınları kimdir? Erdoğan’ın ve AKP’nin halk olarak görmediği kitleler! Çünkü ona göre sadece AKP’ye oy verenler halktır! Gerisi ayrıntıdır!

Halk olmayan bu kitleler Atatürk’ü anarken Erdoğan neredeydi? Brunei Krallığı’nı ziyaret ediyordu! Böylece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir Başbakan 10 Kasım kutlamalarına katılmamış oldu! Belki de “İyi ki de katılmamış” demek lazım. Çünkü Erdoğan Anıtkabir’e zaten yakışmazdı. Eğer ruhun ölümsüz olduğu doğruysa, Mustafa Kemal’in ruhu da o gün acıdan ve öfkeden ters yüz olurdu.

Bu yıl 10 Kasım’a ait başka önemli bir gelişme de, CNN Türk televizyon kanalında 10 Kasım günü yayınlanan ve gazeteci Mithat Bereket’in hazırladığı Atatürk belgeseliydi. Bu belgeselde, Atatürk’ün siyasal düşünce yapısı irdelenmiş, okuduğu kitaplar ortaya konmuş, Rousseau, Voltaire ve Montesquieu gibi demokrasinin temel taşı sayılan düşünürlerden ve filozoflardan nasıl etkilendiği anlatılmıştır. Bu düşüncelerin neler olduğu çok kısa geçilmiş olsa da, yine de Atatürk’ün entelektüel kimliğinin vurgulanması açısından, çok önemli bir belgeseldi bu. Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Araştırma Merkezi’nin de bu belgeselin oluşmasında çok önemli bir katkısı vardı.

Belgeselde ağırlıklı olarak Avrupalı uzmanların, tarihçilerin ve araştırmacıların  görüşlerine yer verilmiş. Dikkat çeken ilk nokta şuydu: Bu kişilerin hepsi Atatürk’e büyük bir saygı ile yaklaşıyorlardı ve yorumlarında onu ilerici bir lider olarak tanımlıyorlardı. Atatürk üzerine ayrıntılı araştırmalar yapan ve kitaplar yazan yabancı uzmanlar Atatürk’e hayranlar, Türkiye’de televizyonlara çıkan sözde uzman şarlatanlar ise Atatürk’e düşmanlar! Türkiye bu günlere de geldi.

Bir yabancı uzman, Atatürk’ün, Cumhuriyet’in 10. Yılında yaptığı konuşmaya dikkat çekti ve Avrupa’da faşizmin ve işgalci bir zihniyetin yükselişe geçtiği yıllarda, Atatürk’ün dünyada barıştan, uygarlıktan, laiklikten, halkçılıktan, devrimlerden, eğitimden, bilimden, sanattan ve kültürden söz ettiğini vurguladı.

Erdoğan ise geçtiğimiz haftalarda, iktidarının 10. yılında, yandaşlarına masallar anlatmaya devam etti! Anti-laik, dinci sivil diktatörlüğünü nasıl kurduğunu, temel insan haklarını nasıl ihlal ettiğini, düşünce ve basın özgürlüğünde Türkiye’yi 10 yılda dünyanın en alt sıralarına nasıl indirdiğini, yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler dağılımı ilkesini nasıl ihlal ettiğini, yargıyı ve medyayı nasıl kendi emrine soktuğunu, başkanlık sistemi tartışmasıyla, padişahlığını nasıl nihai bir aşamaya getirmek istediğini tabii ki anlatmadı.

Bir başka önemli gündem maddesi de, terör örgütü PKK’nın hapiste olan liderlerinden Şemdin Sakık’ın, Ergenekon davasında gizli tanık olarak dinlenmesinin ortaya çıkması oldu. Şöyle bir dava düşünün ki, hiçbir somut kanıt olmaksızın terörist olmakla suçlanan gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, siyasetçiler; terörist olduğu tescillenmiş bir katilin gizli ifadesine göre yargılanıyorlar!

Türkiye’de kaç gazete, kaç televizyon kanalı bu işin üzerine gitti?!

Haber, AKP’nin yarattığı yapay gündemlerin altında ezildi gitti; ufak bir ayrıntı olarak kaldı!

Biraz dünyaya da açılacak olursak ve bu bağlamda AKP’nin zavallı halleri için bir değerlendirme daha yapacak olursak: Çin Komünist Partisi, geçtiğimiz hafta kongresini yaptı ve hem partinin, hem de Çin’in yeni liderlerini seçti. Çin’in demokratik bir ülke olmadığı, ülkede birçok insan hakları ihlalinin olduğu bilinen bir gerçek. Çin bu konuda Türkiye ile yarışan ülkeler arasında. Ancak Çin’in bir özelliği daha var ki, o da şu: Çin dünyada, ekonomisi en fazla büyüyen, büyüme hızı en yüksek olan ülkelerden bir tanesi.

Malum Erdoğan da, büyüme hızı ekonominin tek göstergesiymiş gibi, Türkiye’nin büyüme hızıyla sık sık övünür; Türkiye’nin dünyada büyüme hızı en yüksek ülkelerden birisi olduğunu vurgular. Fakat Çin Komünist Partisi Kongresi’nde, yönetimi yeni lidere devreden eski lider Hu Jintao, kongrede yaptığı açılış konuşmasında, bu büyüme hızıyla uzun uzun övünmek yerine, gelir dağılımındaki dengesizliğe ve yolsuzluklara dikkat çekti, sosyalist ilkeler çerçevesinde, bu durumun mutlaka düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.

Çin ekonomisi Türkiye’den çok daha büyük bir ekonomi; Çin dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden bir tanesi. Ona rağmen, Çin’i bu noktaya getiren liderlerden birisi, bununla övünüp, gelir dağılımı ve yolsuzluk sorununu kamufle edeceğine, aksine, bu sorunu ön plana çıkartıyor, görevi üstlenecek yeni liderlere de yol gösteriyor.

AKP ise, bir yandan kapitalizmin, bir yandan da görgüsüzlüğün, şark kurnazlığının ve aldatmacanın kölesi olarak yoluna devam ediyor!

Türkiye’de ekonomik büyüme hızı yükseldiğinde, büyüyen halkın ekonomisi mi, yoksa belli başlı grupların ve şirketlerin ekonomisi mi, bunu kimse sorgulamıyor!

Vatandaşı ve medyayı dinle, gelenekle, yolla, köprüyle, kavşakla, tünelle, inşaatla uyutma operasyonu devam ediyor!

 

Yazarın Diğer Yazıları

Mağduru oynayan zalimler

Türkiye’nin seçimle iktidara gelen padişahına karşı yürütülen protesto gösterilerine katılan vatandaşlara, terörist muamelesi yapılmaya devam ediliyor

Darbeci Erdoğan

Erdoğan da şu anda, Mısır’daki darbeyi sert ve sistematik bir biçimde eleştiren dünyadaki nadir liderlerden birisi haline geldi

Gezinin sonuçları ve yararları

İstanbul’da Gezi Parkı’nda başlayan ve daha sonra tüm ülkeye yayılan, AKP hükümetini ve Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto gösterilerinin üç büyük yararı oldu...

"
"