Türkiye’de, Mustafa Kemal Atatürk’ün adına iş yapan çoktur, ancak Mustafa Kemal Atatürk’ü anlayan kişi sayısı çok azdır. Türkiye’nin en büyük sorunlarından bir tanesi de budur. Atatürk daha iyi anlaşılsa, Türkiye’nin sorunları büyük ölçüde çözülür.

İşte, Atatürk’ün anlaşılmasını sağlayacak çok önemli bir çalışma geçtiğimiz yıl tamamlandı. Kaynak Yayınları, 1998 yılında başlattığı 30 ciltlik bir çalışmayı, 2011 yılında tamamladı. Atatürk’ün Bütün Eserleri adı altında yayınlanan bu 30 ciltlik çalışmada, Atatürk’ün, 1903-1938 yılları arasındaki yazı ve konuşmalarının neredeyse tamamına ulaşmak olanaklı. En azından Kaynak Yayınları’nın ulaşabildikleri kadarına ulaşmak olanaklı.

Daha önce bu yazı ve konuşmaların bir kısmı, dağınık bir biçimde, farklı yerlerde yayınlanmıştı. Ancak bu metinler, bir bütün olarak ve kronolojik olarak, tek bir eserde daha önce hiç yayınlanmamıştı. Bunun da ötesinde, eserde, bugüne kadar hiç yayınlanmamış olan metinler de mevcut.

Son olarak, bu eserde, hatıralara, anılara, ikinci el kaynaklara hiç yer verilmiyor. Bu eserde yer alan tüm metinler, doğrudan Mustafa Kemal Atatürk’ün ağzından ve kaleminden çıkan sözlerden oluşmaktadır. Dolayısıyla bu eser, Atatürk’e ulaşmanın ve Atatürk’ü anlamanın, en güvenilir ve en temel yoludur.

Eserin Genel Yayın Yönetmeni Şule Perinçek’i ve onunla birlikte çalışan onlarca kişiyi gerçekten kutlamak gerekir. Bu eser, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, Atatürk üzerine gerçekleştirilmiş en önemli çalışmalardan bir tanesidir; belki de en zoru ve en önemlisidir.

Keşke bu çalışma, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyet Halk Partisi tarafından gerçekleştirilmiş olsaydı. CHP’li yöneticiler, köşe ve koltuk kapmaca oyunu oynayacaklarına, CHP’nin ilk Genel Başkanı’na ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna daha iyi sahip çıksalardı.

Neyse ki, aslında CHP’nin yapması gerekeni, İşçi Partisi’nin bünyesinde faaliyet gösteren Kaynak Yayınları yaptı ve Türkiye’deki bir büyük eksiklik böylece giderildi.

Artık bu çalışmayı kimin yaptığı ve kimin yapması gerektiği tartışması bir kenara bırakılmalı, bu eser, herkes tarafından temin edilmeli ve okunmalıdır. Örneğin, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine sahip çıkmak iddiasında olan tüm kurumlar bu eseri temin etmelidir. CHP’nin ve İşçi Partisi’nin tüm ilçe ve il örgütleri, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin tüm illerdeki şubeleri, Türkiye’deki tüm üniversiteler ve kütüphaneler, Türk Tarih Kurumu, Atatürk üzerine kurulan araştırma merkezleri bu eseri temin edip, ayrıntılı bir biçimde incelemelidirler.

Aynı şekilde, Atatürk üzerine bilmeden ahkam kesip onu küçümseyenler, onu aşağılayanlar, “ikinci cumhuriyetçi”, Atatürk düşmanı akademisyenler, yazarlar, gazeteciler, yorumcular da, eğer çapları yetiyorsa, bu eseri okumalıdırlar.

Aslında Türkiye’nin tüm il ve ilçelerindeki AKP’liler de bu eseri okusalar çok iyi olurdu; ancak yaklaşık 9000 sayfalık ve 30 ciltlik bu eseri okumaya vakitleri olur mu, onu bilemeyiz.

Atatürk’ün binlerce sayfalık metnini okumak yerine, bu eserin yayınlanmasına öncülük etmiş olan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i hapishaneye atıp onu yıllarca tutsak etmek, onlar için daha kolay ve az zaman alan bir iş olsa gerek!