AKP’nin dincilik ve İslamcılık vizyonunun son aşamalarından bir tanesi de alkolle ilgili. Hem Padişah, hem Halife, hem Ulema Recep Tayyip Erdoğan, milli içkinin sadece ayran olduğuna dair fetvasını verdikten sonra, AKP milletvekilleri de alkollü içki tüketiminin “sınırlandırılması” için harekete geçtiler.
Camiye ve eğitim kurumuna 100 metre mesafede olan mekana içki satış ruhsatı verilmeyecek. Eskiden verilen ruhsatlar bundan etkilenmeyecek, ancak ruhsat devri olur veya yeni ruhsat alınması gerekirse, cami ve okul olmayan yer aranacak!
Yani dağın başına gidilecek!
Türkiye’de her yerde mantar gibi cami olduğuna göre, Türkiye, İslam dünyasında, en fazla cami inşa eden ülke olduğuna göre, her köşede mutlaka bir cami olduğuna göre, Türkiye’de okuldan ve hastaneden çok cami olduğuna göre, içkili mekan açmak ve içki satmak için dağın başına gitmekten başka çare yok! AKP diyor ki, “Şehir dışına çık; ortalıkta görünme; dağ başında kendi içki gettolarını kur!”
Sanki tüketilen şey eroin! Anadolu’da, Trakya’da ve dünyanın birçok yerinde binlerce yıldır var olan alkollü içki kültürünü, örneğin şarap kültürünü, rakı kültürünü, bira kültürünü, viski kültürünü, votka kültürünü gettolara sıkıştır; bunları tüketen herkese de kriminal insan, suç işlemiş insan muamelesi yap!
Bu ancak İran gibi, Suudi Arabistan gibi dinci faşist ülkelerde olabilecek olan bir şeydir!
Üstelik Türkiye’de bunu yapanlar aynı zamanda yalancı ve sahtekardır! Neden? Çünkü bunu “sağlığı koruma” adı altında yapıyorlar! Oysa herkes biliyor ki bu Kuran’ı Kerim’deki içki aleyhtarı ayetlerden yola çıkılarak yapılan dinci, İslamcı bir uygulama! İçkiyle ilgili bu faşizan yasal düzenlemeleri yapanlar, sağlık memuru kılığında imamlardır! Böyle oldukları için de yalancı ve sahtekarlardır! Açık açık, “Bu İslam’ın emri, ben bunu yasakladım!” diyemedikleri için ve faşist damgası yemekten kaçtıkları için, “Bu sizin sağlığınıza zararlı, ben bunun tüketimini sınırlandırıyorum” diyorlar!
İmamlar şimdi de karşımıza sağlık uzmanı kılığında çıktılar! Daha önce siyasetçi, öğretmen, öğretim üyesi, bilim adamı, sendikacı, iş adamı, sanatçı, yazar, gazeteci kılığında karşımıza çıkıyorlardı, şimdi de ona sağlık uzmanı kamuflajı eklendi! Dogmatik ve despotik oldukları gibi, maske takmış iki yüzlü, yalancı, sahtekar, pislik insanlar desek daha doğru olur! İslam’da bile böyle bir yalancılık yoktur!
İslam’da yalan söylemek ne zamandan beri sevap haline geldi?! Demokrasiyi, insan haklarını, temel hak ve özgürlükleri, modern hukuku önemsemeyenler, hiç olmazsa İslam dinine baksınlar, dürüstlük ve yalancılık konusunda onu örnek alsınlar! Ama o da yok! Bunların ne olduğu belli değil!
100 metre mesafe içinde cami ve okul varsa içki yok! Örneğin bu 20 veya 30 metre olamıyor, nasıl oluyorsa 100 metre oluyor! Ayrıca satış yapılan yerlerde de korunaklı kapalı alanlarda yapılacak satışlar, içki görünürde ve ortalıkta olmayacak! Sokak arkalarında, köprü altlarında, karanlık yerlerde uyuşturucu kaçakçıları mal alıp satarlar ya, onun gibi bir şey olacak! Ayrıca içki firmaları artık reklam da yapamayacak, sponsor da olamayacak! Dünyanın hiçbir uygar demokratik ülkesinde var olmayan bir uygulama! Ne ABD’de, ne Avrupa Birliği’nde, ne Kanada’da, ne Japonya’da, ne Avustralya’da böyle bir şey yok!
Sağlığa zararlı Mc Donalds, Burger King ve Kentucky Fried Chicken gibi “fast-food” dükkanları ortalıkta satış yapacak, reklam yapacak, ama içki yer altına inecek! Sağlığa zararlı hormonlu meyveler ve sebzeler pazarlarda, marketlerde rahatça satılabilecek, ama içki yer altına inecek! Sağlığa zararlı sigara her yerde ortalıkta satılabilecek, ama içki yer altına inecek! Sağlığa zararlı kola, fanta gibi asitli ve şekerli içecekler ve boyalı sahte meyve suları ortalıkta satılabilecek, ama içki yer altına inecek! Sağlığa zararlı yağlı koyun etleri her yerde satılabilecek, ama içki yer altına inecek!
Neden? Çünkü Kuran’ı Kerim’de ötekilerin aleyhinde ayet yok! Kafa yapısı bu kadar!
İçki nereden kaybediyor? Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olmaktan kaybediyor! İçki Kuran’ı Kerim’den daha eski olduğu için ayetlerin radarına takılmış! Fanta, kola, “fast-food”, sigara, hormon teknolojisi vs Kuran’ı Kerim’den sonra icat edildikleri için onlar kurtarıyor! Tıp bilimi bağlamında kolesterol tespit etme teknolojisi Kuran’ı Kerim’den sonra geliştirildiği için yağlı koyun eti de kurtarıyor! Zaten kurbanlık koyun eti yemek kutsal statüye sahip, tıp bilimi falan dinlemez! İbrahim’in oğlu yerine koyunları bol bol kesebiliriz ve ardından onları hapur hupur yiyebiliriz!
Sonuçta Kuran’ı Kerim’den sonra gelişen tıp biliminin sağlıksız yiyecek ve içecek radarına takılanlar aklandı, Kuran’ı Kerim’in ayet radarına takılanlar suçlandı! Bu durumda, örneğin Hititlerden beri, Antik Yunanlılardan beri Anadolu’da var olan kırmızı şarap radara takılıyor, insan sağlığını yerle bir eden günümüze ait bir sürü yiyecek ve içecek “by-pass” ediliyor! Kafa bu kadar çalışıyor, vizyon bu kadar, ne yapacaksınız?! En büyük referans kaynağı Kuran’ı Kerim! Ne gerek var bilime, akla, mantığa?!
Eskiden kale surlarını aşmaya çalışan işgalcilerin üzerine koca koca kazanlarla kızgın yağlar dökülürdü. Şimdi de, “sınırlama” kamuflajı altında alkollü içkiyi yasaklamaya kalkanların ve laikliği işgal etmeyi marifet sananların üzerine koca koca kazanlarla milli içkilerimizden birisi olan rakıyı dökmek lazım! Bu, yumurta atmaktan daha iyi bir protesto eylemi de olabilir!
Böylece sarhoşluklarından kurtulup, ayılmış da olurlar belki!