Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki monarşik, teokratik ve feodal düzene karşı kuruldu. Bu nedenle 29 Ekim 1923 sadece bir cumhuriyetin kuruluşunu değil, bir devrimi de temsil eder.
Cumhuriyet halk yönetimi demektir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’ni Padişah yönetemez; Türkiye Cumhuriyeti’ni Halife yönetemez; Türkiye Cumhuriyeti’ni Ulema yönetemez; Türkiye Cumhuriyeti’ni dini cemaat lideri yönetemez; Türkiye Cumhuriyeti’ni feodal toprak ağası yönetemez. Türkiye Cumhuriyeti’ni halk yönetir.
Oysa bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni, kendisini Padişah, Halife ve Ulema sanan bir Başbakan yönetiyor. Bu nedenle, Mustafa Kemal Atatürk’ün Osmanlı İmparatorluğu’na karşı verdiği mücadele, bugün Recep Tayyip Erdoğan’a ve AKP’ye karşı veriliyor.
Çünkü Erdoğan yasama, yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrılığı ilkesine ve düşünce özgürlüğüne inanmıyor; Erdoğan kendisini Padişah sanıyor! Çünkü Erdoğan laiklik ilkesine inanmıyor; Erdoğan kendisini Halife ve Ulema sanıyor!
Bu nedenle Cumhuriyet bugün büyük bir direniş mücadelesi veriyor. Cumhuriyet’e tahammül edemeyen AKP hükümeti ise, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı AKP’siz kutlamak isteyen yüzbinlerce, milyonlarca insanın önüne engel çıkartıyor, Atatürk heykellerine çelenk bırakılmasını önlüyor, yürüyüş yapmak isteyenleri baskı altına alıyor, yürüyüşçüleri taşıyan otobüslerin il ve ilçelerden çıkışlarını engelliyor, yürüyenlerin üzerine biber gazı ve tazyikli su sıkıyor!
Kapitalizme karşı yapılan 1 Mayıs yürüyüşlerindeki manzaraların aynısını, artık Cumhuriyet yürüyüşlerinde görüyoruz! Anti-kapitalist olmak AKP’ye göre nasıl suçsa, Cumhuriyet’i savunmak da suç, laikliği savunmak da suç! Osmanlı modeli Orta Çağ anlayışı dışında her şey suç, provokasyon ve terör!
29 Ekim 2012 bir kırılma noktasıdır! Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman Cumhuriyet Bayramı’nda halk bu kadar baskı altında tutulmamıştır!
Bu ne cesaret, bu ne cüret!
Cumhuriyet’in temel ilkelerini benimseyenler, belli başlı noktalara çelenk bıraksalar, Mustafa Kemal’e saygılarını ifade etseler, Anıtkabir’e yürüyüş yapsalar ne olacak?! Bu korkaklık nedir böyle?! Erdoğan ve AKP, yasakla, biber gazıyla, tazyikli suyla, copla, tekme tokatla, bariyerle Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkabileceğini mi sanıyor?! Türkiye Cumhuriyeti hangi mücadelelerle kurulmuş, Erdoğan’ın ve AKP’nin bundan haberi var mı?
Erdoğan bir de utanmadan, “Cumhuru (halkı) dışarıda bırakan bir idare Cumhuriyet olamaz” biçiminde bir açıklama yapmış. Çünkü Erdoğan’a göre, kendisine oy veren %50 halktır, kendisine oy vermeyen %50 ise halk değildir!
Kim halkçı, kim elitist?! Kim bütünleştirici, kim bölücü, ayrıştırıcı ve hizipçi?!