31 Aralık 2024

2024'ün ardından Çin ekonomisi

2024 yılının bitmesine sayılı günler kalırken yılın en sıcak konularından biri de Çin ekonomisi oldu. Kimi ekonomistler Çin’in tez zamanda batacağını söylerken kimileri de Çin’in artık dünya lideri olduğunu söyledi. Gelin birlikte kısaca bir yılın özetini geçelim, "Ne olacak bu Çin’in hali?" sorusunun cevabını da siz okuyucuya bırakalım

Çin’de asıl olan her yılın 12 farklı hayvan ile temsil edildiği Çin yılıdır. 2024 yılı, Çin takviminde en havalı yılı olan, imparatorluk gücü ve refahın simgesi Ejderha Yılı idi. Hâl böyle olunca da ümitler büyüktü. Sosyal yaşamdan örnek verirsek Çin’de düşen doğum oranları tek Ejderha Yılı’nda artıyor. Buna güvenip yazarınız da Ejderha Yılı’nda çocuk sahibi oldu. Umarım efsaneler gerçektir.

Çin’in gidecek uzun bir yolu var

Son 20 yılda rekorlar üstüne rekorlar kıran Çin ekonomisi, global ekonominin yüzde 17’sine ulaşarak dünyanın en büyük ikinci ekonomisi koltuğunu kaptı. Elektrikli araçlar, cep telefonları, sanal zekâ gibi alanlarda gösterdiği gelişmelerle de dünyada artık bir oyun kurucu haline geldi. Fakat resmin diğer tarafına da bakmakta yarar var.

Çin'in dünya ekonomisindeki payı (%)
Kaynak: IMF

Çin’in bu büyümesi sizi Çin’in artık zengin bir ülke olduğu şeklinde yanıltmasın. Kişi başı düşen gelire göre bakarsak Çin, dünya sıralamasında hâlâ 70. sırada yer alıyor. Eski Başbakan Li Keqiang’ın hatırlattığı gibi 600 milyondan fazla insan aylık 150 doların altında gelire sahip.

Tüm bunlar da yetmezmiş gibi son yıllarda işler iyiye gitmiyor. Büyüme hızı yavaşlıyor, büyümenin ana motorları tekliyor. Düşen büyüme rakamları sadece Çin için değil, dünya ekonomisi için de tehdit oluşturuyor. Son 10 yılda global ekonomideki büyümenin yüzde 30’undan fazlasını Çin yüklenmişti, hâl böyle olunca düşen büyüme rakamları, global büyüme hızında da küçülme anlamına geliyor. Global ekonomiyi sırtlanacak başka bir "babayiğit" çıkmadığından, Çin’deki yavaşlamanın global bir krizi tetiklemesinden korkuluyor.

Çin’in GDP büyüme oranı
Kaynak: IMF

Yılın başına dönersek

Artık resmî olarak ilan edilmese de, 2024’te yüzde 5 büyüme hedefleniyordu. 2010’lardaki hızlı büyüme yerine kalitede büyümeye dikkat çekiliyordu. Büyümenin ilk ayağı, 2023’te az da olsa kıpırdanan tüketim olacaktı. İç tüketimin artışı hem GSYİH büyümesini beslerken hem de yüksek kapasiteli Çinli üreticiler için yaşam suyu olacaktı. Çin’in dünyanın üretiminin yüzde 30’una yakınını yaparken tüketimin sadece yüzde 13’ünü gerçekleştirmesi sürdürülebilir görünmüyordu. Çin’e karşı yüksek ticaret açığı veren ülkeler, hâlihazırda bu durumu eleştirmeye başlamıştı.

İkinci hedef ise emlak krizinin tümden olmasa da kısmen çözülmesiydi. 2023’te ülkenin en büyük emlak firması Evergrande, 300 milyar dolardan fazla bir borç ile –bu miktar Türkiye ekonomisinin yaklaşık üçte birine denk geliyor  batarken 100 milyondan fazla boş ya da tamamlanmamış apartman akıbetini bekliyordu. Hane halkı servetinin yüzde 71’inin emlak, hane halkı borcunun ise yüzde 50’sine yakınının emlak kredi ödemesi olması, emlak krizinin sosyal hareketlenmelere yol açma riskini de beraberinde getiriyordu.

Üçüncü hedef ise teknolojik üretim kapasitesinin artırılmasıydı. Xi Jinping’den alıntı yapacak olursak, “yeni üretici güçler (新质生产力)" yani yüksek teknolojili ürünlerin, büyümenin ana kaynaklarından biri olması hedefleniyordu. Ayrıca Çin, olası bir Tayvan krizi durumunda dışa bağımlı kalmak istemiyordu. 2023 yılındaki Çin ekonomik büyümesinin yüzde 40’ı temiz enerjiye bağlı endüstrilerden geliyordu ve 2024’te bu trendin devam ettirilmesi hedefleniyordu.

Yıl biterken hedeflere ulaşılabildi mi?

Bir kısmına evet, bir kısmına hayır diyebiliriz. Çin ekonomisi yıla hızlı başlayıp ilk çeyrekte yüzde 5,3 büyüdü, fakat ilerleyen aylarda büyüme hızı düşmeye başladı. Büyüme rakamları ikinci çeyrekte yüzde 4,7’ye, üçüncü çeyrekte ise yüzde 4,3’e geriledi. Son çeyreğe geldiğimizde, merkez hükûmet ekonomiyi canlandırmak için tabiri caizse tüm tuşlara basmaya başladı. 1 trilyon doları geçen bir destek paketi devreye alındı.

Hükûmeti bu kadar telaşlandıran aslında sadece azalan rakamlar değil, aynı zamanda kronik sorunların derinleşerek devam etmesi. Tüketimin Çin ekonomisindeki düşük payı yıllardır bilinen bir konu. Toplam Çin ekonomisi içinde tüketim yüzde 39 iken bu rakam Avrupa’da yüzde 50, Amerika’da ise yüzde 70 seviyesinde gerçekleşiyor.

Çin halkı tasarrufu seven, parasını kara gün için saklamayı tercih eden bir halktır. Bunun tarihî bir geçmişi olmakla birlikte düşük sosyal devlet harcamaları ve emeklilik maaşları da halkı tasarrufa teşvik ediyor. Üstüne bir de milyon dolarlara ulaşan emlak fiyatları eklenince tasarruf yapmak kaçınılmaz hale geliyor.

Bu yılın ilk 10 ayında çok değişen bir şey olmadı. Perakende sektörü geçtiğimiz yıla göre sadece yüzde 3,7 büyüdü. Bu büyümede devletin eylül ayında otomotiv ve elektronik gereçler için açıkladığı destek paketinin de etkisi oldu. Düşük tüketim piyasalarda deflasyon korkusu getirdi; enflasyon tüm yıl boyunca sıfıra yakın seyretti.

Üretici fiyat endeksinde ise durum daha vahimdi. Üreticiler artan rekabet ortamında kârlarından feragat edip fiyatlarını düşürmek zorunda kaldılar. 2024’ün ilk 10 ayında, Çinli sanayi şirketlerinin kârlarında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 4,3’lük bir düşüş yaşandı.

Düşük tüketim, düşük enflasyon, artan ihracat

Çin’deki düşük tüketim tüm dünyayı etkiliyor. Üreticiler fazla kapasitelerini dünya pazarlarına çok rekabetçi fiyatlarla sunmak zorunda kalıyor. Bu durum, yerel üreticilerin kapanmasına ve dünya genelinde işsizlik oranlarının artmasına neden oluyor. Sadece ABD’de son 20 yılda yaklaşık 4 milyon pozisyon Çin’e kaydı ve üretim sektörü büyük bir çöküş yaşadı. Trump’ın iktidara gelişinde ve tüm dünyada sağın yükselişinde, Çin’deki düşük tüketim ve yüksek üretim kapasiteleri etkili oldu. Çin’in ilk 11 aydaki ihracatı yüzde 5,4 artarken, DTO tahminlerine göre 2024’te dünya toplam global ticareti sadece yüzde 2,7 artacak. Bu da demek oluyor ki Çin’in dünya ihracatındaki payı bu yıl daha da artıyor.

Yıllara göre ihracat değişimi
Kaynak: IMF

Çin’in ihracatı artarken ihracat ülkeleri değişiyor, toplam ihracatı içerisinde Avrupa Birliği ve ABD’nin payı gün geçtikçe azalıyor. 2023’te, Çin ilk kez Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) ülkelerine, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Japonya'nın toplamından daha fazla ihracat yaptı. 2024’ün ilk 11 ayında BRI ülkelerine olan ihracat yüzde 8 artış gösterdi. Ancak BRI ülkeleri genel olarak gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerden oluşuyor ve bu ülkelerdeki üreticilerin Çinli üreticilerle rekabet etmesi pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle yerel üreticilerin sesi giderek daha çok çıkmaya başladı. Güneydoğu Asya ülkeleri şimdiden Çin’den gelen ucuz ürünlere ekstra vergi ve kota uygulamaları başlattı. Çin elektrikli araçlarına ABD'nin başlattığı vergi uygulaması, Avrupa Birliği, Brezilya ve Türkiye’nin katılımıyla genişledi.

Emlak piyasasının toparlanıp toparlanmayacağı

Emlak piyasasının toparlanıp toparlanmayacağı, yıla başlarken en çok merak edilen konulardan biriydi. Yılın ilk yarısında düşüş hızlanarak devam etti. Şubat ayında, ülkenin en büyük emlak şirketlerinden biri olan Country Garden’ın borçlarını ödeyemediği için iflası istendi. Yılın ilk yarısında yeni emlak satışları, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 20’ye yakın bir düşüş gösterdi. Düşen ev satışlarıyla beraber ev fiyatlarında da düşüş devam etti. Haziran ayında ev fiyatları geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 4,5 azaldı. Çin’de evin barınma işlevinin yanı sıra taşıdığı sembolik ve finansal anlamları daha önce konuşmuştuk. Hâl böyle olunca devlet, yılın ikinci yarısıyla beraber emlak piyasasını canlandırmak için harekete geçti.

Bu kapsamda;

- Mortgage faizlerinde indirime gidildi.
- İkinci ev alıcıları için peşinat gereksinimi yüzde 25’ten yüzde 15’e düşürüldü.
- Boş evlerin sosyal konutlara dönüştürülmesi için yerel hükûmetlere talimat verildi ve bunun için merkez hükümet tarafından 42 milyar dolarlık bir kaynak ayrıldı.

Kasım ayında, bu kapsamlı destek paketinin ilk meyveleri görülmeye başlandı. Yeni ev fiyatları bir önceki aya göre sadece yüzde 0,1 düşüş gösterirken ev satışlarında geçen yılın aynı dönemine göre 2024’te ilk defa artış görüldü.

Çin’in teknolojik atılımı

Son başlığımız belki de en ilgi çekici konu olan Çin’in teknolojik atılımı olacak. Çin’le ilgili inovasyon yetenekleri hakkında sıkça söylenen bir söz vardır: “Çin, 0’ı 1 yapamaz ama 1’i 1000 en hızlı Çin yapar". Ancak artık Çin, 0’dan 1000’i yapabilir konuma gelmeye başladı. Yeni birçok teknoloji ve inovasyon artık Çin’den geliyor.

Amerika’nın Çin konusunda en büyük korkusu da buradan kaynaklanıyor: 20'nci ve 21'inci yüzyılda elinde tuttuğu teknoloji liderliğini Çin’e kaptırmak. Bu korku haksız değil, çünkü birçok veri bu endişeyi destekliyor.

2023 yılında, Çin’in yaptığı ihracat içinde yüksek teknoloji ürünleri yüzde 23’e ulaşmıştı. Yüksek teknoloji ürünleri bu yıl da hız kesmeden büyüyor. Ekim ayında, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre;

- Elektrikli araç üretimi yüzde 49 arttı.
- Endüstriyel robot üretimi yüzde 33 arttı.
- Çip üretimi yüzde 12 arttı.

Bu veriler, Çin’in teknolojik yeniliklerde ne kadar hızlı ilerlediğini açıkça gösteriyor. Çin, artık yalnızca var olan teknolojileri kopyalamakla kalmıyor, aynı zamanda yeni teknolojilerin doğduğu ve geliştirildiği bir merkez haline geliyor.

Çin otomobil marketinden son haberler

Çin, geçtiğimiz yıl dünyanın en büyük otomobil ihracatçısı koltuğunu Japonya’dan kapmıştı. Bu yıl ise arayı hızla açıyor. İlk 10 ayda, Çin’in toplam araç ihracatı yüzde 22 artış gösterdi. Araç ihracatının yaklaşık yüzde 75’i, sanılanın aksine, içten yanmalı motorlu araçlardan oluşuyor.

Çin’in toplam yıllık araç üretim kapasitesi 50 milyon adede yakın ve bu kapasitenin büyük bir kısmı içten yanmalı araçlar için tasarlanmış durumda. Ancak Çin’de iç pazarda içten yanmalı araçların satışı hızla daralıyor. Bu yılın ilk 10 ayında içten yanmalı motorlu araç satışında yüzde 20’lik bir daralma yaşandı ve bu durum birçok üretici için atıl kapasite anlamına geliyor. Ekim ve kasım aylarında, ilk defa elektrikli araç satışları içten yanmalı araç satışlarını geçti. 2024 sonunda tüm dünyada gerçekleşmesi beklenen 16 milyon adet elektrikli araç satışının 12 milyonunun Çin’de yapılması öngörülüyor.

Kaynak: Automobility

Çin’deki bu değişimin sürücü koltuğunda ise yerli markalar var. Çinli markalar, Çin pazarındaki paylarını sadece 2 yıl içinde yüzde 47’den yüzde 67’ye çıkardı. Bu yükselişin faturası ise Batılı otomobil üreticileri için oldukça ağır oldu. Özellikle GM ve VW, çok ciddi satış ve kâr kayıplarıyla yüzleşti. Çin’den gelen kârlar sayesinde döndürdükleri düşük kârlı Batı fabrikalarını artık taşıyamaz hale geldiler ve VW, Almanya’daki fabrikalarından bir kısmını kapatma kararı aldı.

Çin’in elektrikli araç üretme konusundaki başarısı, sadece hızına değil, aynı zamanda pil üretiminde liderliğine ve pil ekosistemini kontrol etmesine borçlu. Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli araç batarya üretiminde dünyanının en önemli oyuncular konumunda. Ayrıca elektrikli bataryaların kritik madenlerinin işlenmesinde de Çin, yüzde 50’den fazla bir paya sahip. Çin’in Afrika ve Latin Amerika’da madenleri de bulunuyor.

Çin, yenilenebilir enerji üretiminde tartışmasız dünya lideri konumunda. 2023 yılında, toplam güneş paneli kurulumlarının yüzde 53’ü Çin’de yapıldı. Yenilenebilir enerjiye olan toplam yatırım ise 600 milyar doların üzerinde gerçekleşti. Ülkenin toplam kurulu güç üretim kapasitesinin yüzde 50’sinden fazlası yenilenebilir enerjiden geliyor. Hedef, yüzyılın ortasına varmadan fosil yakıtların toplam enerji üretimindeki payını tek haneli oranlara düşürmek.

2023 Solar panel kurulum global payı
Kaynak: The Wire China

Yıl biterken…

2025 yılı, bilinmezlerle dolu bir yıl. Trump’ın Amerika’da yeniden seçilmesi, bilinmezlikleri daha da artırıyor. Gelebilecek yeni vergiler, artan ticaret savaşları, Tayvan sorunu ve üstüne bir de içeride yaşanan ekonomik durgunluk, 2025 yılını daha da zorlaştırıyor.

Yeni yıl, Yılan Yılı; akıl ve bilgeliği temsil ediyor. Umarım yeni yıl, adına yakışan bir şekilde sorunların akıl ve bilgelikle çözüldüğü bir yıl olur.

Yazımızı “Xin Nian Kuai Le” ile bitiriyoruz. Yeni yılda görüşmek üzere!

Onur Türkmen kimdir?

1982 yılında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana’da tamamladı, ODTÜ Makine Mühendisliği’ni 2005 yılı sonunda bitirdi. 2011 yılından bu yana, 10 yıldan uzun süresi Şanghay’da olmak üzere, Asya’da yaşamaktadır. Bu dönemde işi gereği Çin'in, küçük kasabaları da dahil birçok yerini görme ve günlük hayatını gözlemleme şansı oldu. En acı hotpot’ını tatma, en sert baijiu’sunu (pirinç rakısı) içme şansını elde etti. İngilizce ve Çince bilmektedir. Uluslararası bir şirkette yöneticilik yapmakta ve aynı zamanda TÜSIAD Şanghay Network Koordinatörlüğü görevini sürdürmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Çin, yeni Japonya mı olacak?

Çin ve Japonya kültürel ve demografik olarak birçok benzerlik taşıyor. Her iki toplumda da insanlar paralarını harcamak yerine tasarruf etmeyi tercih ediyor; Amerikan toplumu gibi elde avuçta ne varsa harcamıyorlar

Çin borsaları neden uçuşta?

Çin borsalarının toplam değeri Çin GDP’sinin yüzde 60’ına yakın iken bu oran Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde 200'ün üstüne çıkıyor

Hayalleri gerçek yapan firma BYD!

BYD, bu duvarları aşmak için dünyanın dört bir köşesinde yeni fabrikalar kuruyor, bunlardan biri de malum, Türkiye’de açılacak

"
"