07 Haziran 2021

MASAK’ın Sezgin Baran Korkmaz kronolojisinin anlattıkları...

Suskun kalan Adalet Bakanı, MHP Lideri ve Cumhurbaşkanı, nasıl olsa konuşulur, biter diye düşünüyorlarsa…Yanılıyorlar…Mutlaka araştırılmalı, soruşturulmalı…

Tam açılımı Mali Suçları Araştırma Kurulu. (MASAK). Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı çok kritik bir kuruluş. Kritik çünkü internet sitesindeki anlatımıyla vizyonu ve misyonu şöyle:

Vizyon:

Suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanıyla etkili bir şekilde mücadele ederek etkin bir ekonomi ve güvenli bir toplum oluşmasına katkıda bulunan öncü bir kurum olmaktır.

Misyon

Aklama ve terörün finansmanı suçlarının önlenmesi ve tespitine yönelik olarak; politika oluşturulması ve düzenleme yapılmasına katkıda bulunmak, hızlı ve güvenilir bir şekilde bilgi toplamak ve analiz etmek, araştırma ve inceleme yapmak, elde edilen bilgi ve sonuçları ilgili makamlara iletmektir.

 Buraya kadar güzel. Vizyon-misyon harika. Peki ya olanlar? Sezgin Baran Korkmaz olayı, yaşananlar, özellikle kronoloji çok çarpıcı. Kara para aklama iddiasıyla itham edilen Korkmaz için 2020’nin eylül’ünde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın isteğiyle hem soruşturma açılmış hem de tüm mal varlıklarına el konulması talep edilmişti. Ardından MASAK inceleme başlattı. (Ahmet Şık’ın T24’te 0cak ayında yayınlanan A’dan Z’ye Sezgin Baran Korkmaz dosyası detayları öğrenmek isteyenler için çok önemli bir kılavuz.) 

O tarihten itibaren yaşananların kronolojisi ise şöyle:

 5 Kasım 2020: MASAK Savcılığa gönderdiği raporda Sezgin Baran Korkmaz’ın faaliyetleriyle ilgili suç işlendiğine dair bulgu olmadığını belirtti.

 6 Kasım 2020 : Raporun ertesi günü İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca Korkmaz’ın malvarlıklarına el koyma kararı kaldırıldı.

8 Kasım 2020: Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak istifa etti.

10 Kasım 2020: Lütfü Elvan , Hazine ve Maliye Bakanı oldu.

17 Kasım 2020:  Korkmaz’ın yurtdışı yasağı kaldırıldı.

27 Kasım 2020: Korkmaz hakkında soruşturma, mallarına el koyma ve yurtdışına çıkma yasağı kararı alan, ardından jet hızıyla bu kararları kaldıran İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın başındaki isim İrfan Fidan Yargıtay’a üye seçildi. (Oranın kapısından girmeden Yargıtay’ın bir grup üyesinin oyuyla Anayasa Mahkemesi’ne üye oldu.)

28 Aralık 2020:  MASAK Savcılığa yolladığı ikinci raporda suç unsuruna rastlandığını belirtti.

Ama bu arada Sezgin Baran Korkmaz 5 Aralık 2020 günü Türkiye’den ayrılmıştı. Orgazine suç örgütü lideri Sedat Peker’in Pazar günü yayınladığı son video ile yeni iddialar ortaya attı.

Yurtdışına çıkmadan bir gün önce İçişleri Bakanlığı’na çağrılarak ’45 milyon TL’lik bir işinsanı alacağından ‘yukarının’ isteğiyle vazgeçmesinden ‘soruşturma haberinin’ verilmesine.

Şu ana kadar ‘geçmişte kimi yerlerde işbirliği yaptığını söyleyen-bilinen açık tanık’ ifadesine bakarak harekete geçmeyen savcılar… Suskun kalan Adalet Bakanı, MHP Lideri ve Cumhurbaşkanı, nasıl olsa konuşulur, biter diye düşünüyorlarsa…Yanılıyorlar…Mutlaka araştırılmalı, soruşturulmalı…

Yazarın Diğer Yazıları

Gezi ve Kürt barışı bir tahterevalli midir, iktidar CHP ile DEM’i ayrıştırmada başarılı mı?

İktidar CHP ile DEM’i aslında yan yana durabilecekleri konularda ayrı saflarda-noktalarda tutmak istiyor. Şunu herkes itiraf etmeli. Muhalefetteki partiler konulara kendi taraflarından bakarak ‘ötekinin yaşadıklarına’ sesini daha kısık çıkarıyor

Tayfun Kahraman'dan '1000 gün' mektubu: Hasrete ve acılara karşı umuda sarıldık, umarım AYM'nin kararıyla bu çileler son bulacak

"Tutsaklıkta geçen 1000 günde çok şey yaşandı. Dışarıdaki yaşam alanları daralırken tüm bunları daracık bir koğuştan izlemek, ailemizin biriktirdiği anıları fotoğraflardan takip etmek zorunda kaldım"

2 kilometre arayla 2 farklı alandan ‘demokrasi’ notları: Ana muhalefete yargı atağı büyüyor, 28 Şubat’taki ikna odalarının benzeri Boğaziçi’nde kuruldu

Tüm CHP için bir tanım yapmak gerekirse belki de ilk başlanması gereken yer parti içine konuşmak-parti içi rekabet-dedikodu yerine memleket ile ilgili konularda artık ayrımsız yan yana durarak ortak demokrasi mücadelesini yürütmek-büyütmek. İmamoğlu’nun “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz”i partililere bir birlik çağrısı olarak da okunabilir

"
"