08 Mart 2024

Kılıçdaroğlu: Herhangi bir partinin ötekileştirilmesini kabul eder miyim, Burcu Köksal'a böyle konuşması talimatını verdiğim alçak bir iftira

"Ne böyle bir talimat verdim, ne de böyle bir yakınım vardır. Fatih Portakal bunu açıklamak zorundadır. Açıklamıyorsa yalan haber ürettiğini ben söyleyeceğim"

Kemal Kılıçdaroğlu

Taksim'de bir toplantıdayım. Telefonum çalıyor. CHP'nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismini görünce izin isteyip dışarı çıkıyorum. Doğrudan konuya giriyor:

"Sizin de yazılar yazdığınız T24'te televizyon yorumcusu Fatih Portakal'ın bir gece evvel, Afyonkarahisar adayı Burcu Köksal'ın konuşmasıyla ilgili beni de içine kattığı sözlerle ilgili bir haber var. Bununla ilgili bir söyleyeceğim olacak."

Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini aktarmadan önce kısa bir hatırlatma. Partinin Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Köksal "seçildiğimde belediyenin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak" demişti. Bu duruma CHP Genel Başkanı Özgür Özel "sürçülisan" demiş, Köksal sözlerinin arkasında durmuş, partinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Köksal için "ya kendine başka iş bulacak ya da başka parti" diye konuşmuştu. Bu gelişmeler üzerine gazeteci Fatih Portakal televizyonda Köksal'ın sözleriyle ilgili şöyle bir yorum yapmıştı:

"Ben bunun bir talimatla yapıldığını düşünüyorum. Açık açık net ismini de söyleyeyim Kılıçdaroğlu'nun yakınındaki isimlerden biri. Birazdan bir görüntü de ekrana getireceğim. Özgür Özel'in de kendisini Kılıçdaroğlu'yla arasını bozmak istemediği için aday gösterdiğini tahmin ediyorum. Talimatı kanıtlayamam ama Kılıçdaroğlu'ndan geldiğini bile düşünüyorum. Bak bu kadar da net konuşuyorum. Çünkü ben de net konuşmayı seven bir insanım. Çünkü Kılıçdaroğlu; onun için önemli olan İmamoğlu'nun kaybetmesi. Kılıçdaroğlu 1 Nisan'dan sonrasının hesaplarını yapıyor. Ama özellikle İstanbul'un kazanılıp kazanılmaması çok daha önemli. Partinin içerisinde böyle insanlar da var ama bu insanlara yurttaş olarak tepki verenler de var."

"Fatih Portakal bunu açıklamak zorundadır"

Gelelim Kılıçdaroğlu'nun söylediklerine:

"Fatih Portakal, Burcu Köksal'ın DEM Parti ile ilgili sözleri söylemesi için benim talimat verdiğimi, yakınımdaki isimlerden biri vasıtasıyla bunu yaptığımı söylüyor. Bakın açıkça çağrı yapıyorum: Bu yakınımda olduğu ya da böyle bir cümle kurulmasını söylenen isim kimse açıklanması gerekir. Böyle bir cümlenin sarf edilmesini söyleyen kişi alçak ve şahsiyetsiz bir kişidir. Ne böyle bir talimat verdim, ne de böyle bir yakınım vardır. Fatih Portakal bunu açıklamak zorundadır. Açıklamıyorsa yalan haber ürettiğini ben söyleyeceğim."

"Ne yazık ki aleyhime kasıtlı yalan bir haber yapılıyor"

"Bir kez daha açıkça söyleyeyim: Burcu Köksal'a böyle konuşması yönünde talimat verdiğim alçak bir iftiradır. Benim yakınımdaki her kişi şunu çok iyi bilir. Ben CHP'nin tüm belediye başkanlarının başarısını isterim, bu benim en büyük dileğim. Ne yazık ki aleyhime kasıtlı yalan bir haber yapılıyor. Aleyhimde yapılan kasıtlı yalan haberlere ve iftiralara ne yazık ki ben alışığım ama daha vahimi bu sefer ki operasyonda yıpranan sadece ben değilim, Cumhuriyet Halk Partisidir. Ben bana yapılana kan kusar kızılcık şerbeti içtim der susarım ama partime gelecek en ufak bir zarar varsa kimse beni susturamaz ve sindiremez. Sonucu ne olursa olsun..

"Genel başkanlığım sırasında ötekileştirmeye karşı mücadele etmedim mi?"

Kılıçdaroğlu'na Burcu Uysal'ın konuşmasıyla ilgili ne düşündüğünü soruyorum:

"Benim DEM ya da herhangi bir partinin dışlanması ile ilgili bir görüşü, sözü savunmam mümkün olabilir mi? Genel başkanlığım sırasında ötekileştirmeye karşı mücadele etmedim mi? Genel başkanlığım sırasında yerel yönetimlerde temel ilkelerimiz başlıklı tüm teşkilata yollanan yedi maddeyi hatırlıyor musunuz? Bunun birinci maddesi neydi? Yönettiğiniz belediyede hemşerilerinizi inançları, kimlikleri, yaşam tarzları itibariye ötekileştirmeyiniz. Tüm vatandaşları kucaklayınız. Bunu ilke edinmiş, ilk madde yapmış bir kişi böyle bir ötekileştirmeyi kabul eder mi?"

Fatih Portakal aynı zamanda CHP Kurultay'ında Burcu Köksal'ın görüntülerini de yayınlamış ve "Kılıçdaroğlu ekibinin önemli üyelerinden biri" demişti. Kılıçdaroğlu bu konuda da şunları anlattı:

"Benim genel başkanlığım sırasında önerim üzerine dört kişi seçildi. Grup başkanı Özgür Özel ve Grup Başkan vekilleri olarak da Burcu Köksal, Ali Mahir Başarır ve Gökhan Günaydın. Siz diğer üçünü söylemeyip sadece Burcu Köksal'ı anlatıyorsunuz. Ben gazetecilerin özgürce haber, yorum, eleştiri yapmasını her zaman destekledim. Ama işin içine yalan, iftira, önyargı girdiğinde bunu sorgulamak benim görevimdir… Birilerinin çıkarı için yalan haberi doğru haber olarak vermek benim bildiğim gazetecilik ilkelerine de ahlaka da aykırıdır."

CHP'nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri böyle…

Ne olmuştu?

Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal, 6 Mart'ta Afyonkarahisar Seçim Koordinasyon Merkezi açılışında yaptığı konuşmada, "Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları, DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak" dedi.

Köksal'ın bu açıklamasına gelen tepkilerin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Uşak mitinginde konuyla ilgili, “Dil sürçmesi yaşandı. Afyon Belediyesi de Uşak Belediyesi’nin kapıları da herkese açık" ifadelerini kullandı.
Köksal ise X hesabından yaptığı paylaşımla, mitingdeki sözlerinin arkasında durdu; “Ben Suriyeliler amasız fakatsız lakinsiz Afyonkarahisar’dan göndereceğim diyorum, Akp mevcut işçileri çıkaracak PKK’lıları işe alacak diyorlar; ben emeklilere 4 ay doğalgaz ve Afjet konusunda destek vereceğim diyorum, belediyeyi DEM’lilerle yönetecek diyorlar; rantsal dönüşüm değil garip gurabaya bedelsiz ev yapacağım diyorum, gizli kapılar ardında demlilerle görüşüyor diyorlar. Açık ve net Afyonkarahisarı demlilerle ve hüdaparlılarla yönetmeyeceğim… Net…."

CHP ise kurumsal X hesabından yaptığı paylaşımda, partinin konuyla ilgili görüşlerine açıklık getirerek, “Türkiye'yi kimlikler üzerinden ayrıştıran kutuplaştırıcı siyasetin karşısında" tüm halkı kapsayan ve kucaklayan bir siyasetin kurulacağı belirtti; “Bugün yönetmekte olduğumuz ve 31 Mart 2024'ten itibaren yönetmeye başlayacağımız tüm belediyelerimizin kapıları herkese sonuna kadar açık olacak, tek bir yurttaşımız dahi kimlikleri nedeniyle haklarından ve kamu hizmetlerinden yoksun bırakılmayacaktır."
DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık ise X hesabından Köksal'a yanıt vererek, "Bizim belediyelerimizde kapımız herkese açık" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da Bakırköy Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingde yaptığı konuşmasında “Ben CHP'liyim ama ben bu partiye, bu partililere değil, bu şehrin her insanına hizmet ediyorum; her siyasi görüşten olan insanına. Öyle, 'ben belediye başkanı olursam, şu partilileri belediyeye almam, şu partililer hariç şunlarla görüşürüm, diyen ya kendine başka bir iş bulacak, ya da başka parti bulacak onu söyleyeyim" ifadelerini kullandı.

Tepkilerin arından Köksal, sosyal medya hesabından konuya ilişkin olarak yeni bir paylaşımda bulundu; “Seçim süreci boyunca söylediğim gibi AKP’nin yalanlarına iftiralarına montaj videolarına karşı söylemim nettir. Belediye Başkanı olduğumda belediyeyi DEM ve HÜDA-PAR ile yönetmeyeceğim. Belediye başkanı olduğumda belediyenin kapısı etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan bu ülkeyi seven bu ülkenin birlik bütünlüğünü savunan herkese ardına kadar açık olacaktır" dedi.

 

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kalabalık bir yalnızlığın içinde, toplumsallığın çöküşü

Türkiye’nin durumunu dünyanın genelindeki ‘beyin çürümesini de kapsayan’ kalabalık içindeki yalnızlık olarak düşünebiliriz. Bu durumdan çıkışın yolu ortak değerler, acılar, mutlukları elbette demokrasi ve hukukun içinde yeniden anlamlandırmadan geçiyor

Dışarıdaki ‘özgüven’ içeriye ‘baskı’ olarak yansıyor, 2025 özgürlükler konusunda çok zor yıl olacak

Suriye’de oluşan yeni rejimin riskleri, oluşabilecek sıkıntıların faturasının Türkiye’ye yazılması ihtimâli olsa da şu an itibarıyla Erdoğan, Fidan ve Kalın dünyadaki pek çok ülkenin de Suriye’deki gelişmeler konusunda referans aldığı-ciddiye aldığı en önemli üç isim

Hastaneye götürülürken MS hastası Tayfun Kahraman’a yapılan ve ‘soruşturma izni’ verilmeyen eziyetin görüntüleri!

Cezaevi aracı içinde acı çektirilen bir MS hastası Tayfun Kahraman; sen eziyetin resmini yapabilir misin Abidin?

"
"