31 Mayıs 2023

DEVA ile Gelecek için “çatı parti” fikir egzersizi yapılıyor: Meclis’te “milliyetçi lig”den sonra “muhafazakâr lig” mi?

Bakalım çatı parti konusu fikir egzersizi noktasından fiili hale geçebilecek mi?

AKP’den ayrılan isimlerin kurduğu iki parti Gelecek Partisi ve DEVA’da seçim sonrası yeni yol haritası için yoğun toplantılar yapılıyor. Bu toplantıları genel başkanların kendi parti yöneticileriyle yaptıkları, iki partinin yöneticilerinin birbirleriyle kurdukları temaslar, bu iki partide yer almasa da kendini muhafazakâr olarak tanımlayan her iki parti yönetimini etkileme gücüne sahip isimler diye ayırabiliriz. Buralardaki görüşmelerden çıkan; kimi kaynakların "şimdilik fikir egzersizi" dediği bir nokta da şu: DEVA ile Gelecek Partisi’nin bir çatı parti kurularak birleşmesi.

İki partinin liderleri Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan AKP iktidarları döneminde ekonomi bakanlığından dışişleri bakanlığına hatta başbakanlığa kritik görevler üstlendiler. Kendi deyimleriyle; "Gezi’de yaşananlar" ilk kırılma oldu, "yolsuzlukla-siyasi etikle ilgili" duruşta ayrıştılar, toplum üzerindeki baskının artmasıyla "partileri"nden koptular.  

Her iki lider de tek adam rejimine geçildiği 2017 referandumunda "açıkça evet çağrısı yapmadıklarını" dile getirmişlerdi. Ancak parti kurma süreçlerinde ve muhalefet saflarına geçtiklerinde de; Suriye politikasındaki rollerinden 7 Haziran 1 Kasım arasında yaşananlarda bildiklerini açıklamamaya eleştirilere muhatap oldular.

Özellikle Babacan daha partisini kurmadan "yüzde 10 üzeri alması neredeyse kesin isim" olarak lanse edildi. Ancak hem DEVA hem de Gelecek Partisi ile ilgili kuruluşlarından sonra yapılan anketlerde görülen en yüksek oranlar yüzde 2 ile 4 arasında değişti. Zaten seçimlere Saadet Partisi ile birlikte CHP listelerinden giren bu partiler 2018’de yüzde 22.5 oy alan partiye yüzde 2.5 oranında katkı sağlamışlardı. Tabii kutuplaşmanın bu denli yoğun olduğu ortamda "bir arada durmanın simgesel önemi", CHP’ye oy veremeyen muhafazakâr kitle varlığı, listelerdeki kimi isimlere CHP tabanı tepkisi gibi faktörleri de göz ardı etmemeli.  

Cuma günü başlayacak yeni dönemde Meclis’te grup kurabilmek için gerekli sayı 20. Grubunuz olduğu zaman Meclis’te komisyonlarda da temsil ediliyorsunuz. DEVA’nın 15, Gelecek ve Saadet Partisi’nin 10’ar milletvekili var. Muhalefet içindeki "muhafazakâr partiler" stratejik olarak bir araya gelip grup oluşturabilir. Saadet Partisi’nin DEVA’ya mesafeli olduğunu Gelecek Partisi’ne grup kurma noktasında daha yakın olduğunu söyleyeyim. DEVA Partisi içinden de her iki partiye "daha liberal değerleri savundukları için" karşı çıkanlar var.

Başta yazdığım gibi ana arayış stratejik bir birliktelik değil tek parti haline gelmek. Bu proje daha çok DEVA ve Gelecek’i kapsayacak şekilde tartışılıyor. Her üç partiden görüştüğüm isimler "muhafazakâr değerlere sahip partilerin başta potansiyel anayasa değişikliği süreci Meclis’te ortak bir güç haline gelmelerinin öneminden" bahsediyor. Bu kanattan kritik bir isim ilk olarak Tuğrul Türkeş’in dillendirdiği farklı partilerde de olsa güç birliği yapabilecek "milliyetçi lig" tarifine atıfta bulunarak "iktidarın sınırlarını çizdiği muhafazakâr tanımı dışında bir muhafazakar lig"in önemli olacağını belirtti.

Bakalım çatı parti konusu fikir egzersizi noktasından fiili hale geçebilecek mi?

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sokakta mı uçakta mı lider olunur?

İkisi de önemlidir, ayrı yeri-ağırlığı vardır diyenlere memleketin yakın siyasi geçmişine bakmalarını, liderlerin "irtifa yükseldikçe" sokaktakileri gözden kaçırdıkları, eskisi kadar anlayamadıkları örneklere bakmalarını öneririm

Ahmet Türk: Kobani Davası kararları, Türkiye'nin kardeşliğine, ortak demokratik değerlere darbe vuran bir karardır

"Generallerin serbest bırakılmasına karşı değiliz, aynı güne denk gelmesi düşündürücü"

Selahattin Demirtaş: Bana ceza verildi diye “Benden sonrası tufan” demem, yeter ki demokratik bir çözüm ve barış sağlansın, desteklemekte tereddüt etmeyiz

“Şu anda dışarıda siyaset yapan arkadaşlarımız gibi hepimizin temel hedefi silahsız, şiddetsiz çözümü sağlamaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürtlerin demokratik siyasette mücadele etmelerini ve bu yolla güçlenmelerini, dağa çıkıp silah almalarından daha tehlikeli görüyor…”