"Rekolte" tarım alanında kullanılan bir kelime, bir terimdir. Yıl sonunda alınan (herhangi bir ürünün) hasadını anlatır. Tarımsal bir terim olmakla birlikte, bir "metafor" olarak, eğitim alanında da, öğrenci niteliğini anlatmak için, kullanılabilir: "Öğrenci rekoltesi bu yıl beklendiği gibi çıkmadı" derseniz ne demek istediğinizi herkes anlar. Sonuçta elbette bir "ortalama" vardır ama yıldan yıla daha parlak öğrenciler, daha durgun öğrenciler çıkabilir karşınıza.
Epidemi, pandemi, online falan derken yaptığım ilk sınavda neye uğradığımı şaşırmıştım. Çok kötüydü sonuçlar. Değişen koşullarda, her yıl neyi, nasıl anlatıyorsam gene aynı şekilde vermiştim dersi. Ama "rekolte" kötüydü, dikkat çekecek derecede kötü! Böyle de devam etti.
Nedir bu durum? Neden böyle oldu? Uzun düşüncelere dalmanın gereği yok. Birdenbire önüme çoğu "tembel" bir sınıf gelmiş olamaz; bu yıl "anlayışı kıt" öğrenciler gelmiş olamaz -zaten hoca arkadaşlara sorunca, onların da kendi öğrencileriyle aynı durumda olduklarını anlıyorsunuz. Farklılık derslerin "online" yapılmasında ve sonuç bu! Onun için bu yıl yeniden "yüz yüze" eğitime geçilmesine bayağı sevindim. Sevinmiştim. Ama bu sefer de başımıza deprem çıktı; gene "online"a dönüyoruz. Sebep: Öğrenci yurtlarına depremzedeler yerleştirilecekmiş!
Bu nasıl bir karar? Kararı veren kim? Bu kararı vermek üzere kimseye danışmış mı? Adına "Başkanlık Sistemi" denen yeni düzenimizde "karar" verecek bir kişi var: Cumhurbaşkanı. Onun da herhangi bir karar için herhangi birine danışmak gibi bir alışkanlığı yok. Zaten o kararlarını danışarak filan gecikmeden versin diye getirilmiş bu "sistem". Zaten sorunları onun kadar iyi bilen de yok.
Şu yıllarda üniversite öğrencisi olmak talihsizliğine uğramış gençler zaten yeterince eksik kalmış durumdalar. Bu yılın geri kalan kısmının da bu şekilde geçmesi ortada "nitelik" namına bir şey bırakmayacak. Şaka maka, bir öğrenci kuşağını feda ediyoruz, demektir. Bu konuda bu kadar cömert davranabileceğimiz bir "ihtiyat akçesine" sahip miyiz?
Kaldı ki, bu kararın sonuçlarının "depremzedeler" için de olumlu bir yanı olacağını sanmıyorum. Öğrenci yurdunun yapısı buraya taşınacak ailelerin ihtiyaçlarına uygun mu? Örneğin iki, üç ailenin aynı koğuşa yerleştirildiğini gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Birçok kişinin söylediği gibi yurtlara değil de otellere yönelmek çok daha akılcı bir çözüm değil mi?
Tabii başka birçok pratik sorun çıkacaktır. Birkaç kişi bir araya gelip bir ev kiralamış öğrenciler olabilir-"olabilir" değil, vardır. Şimdi bunlara "Okul mokul yok! Haydi evinize!" diyoruz. "İtibar"dan tasarruf olmuyor ama "nitelikli öğretim"den tasarruf etmenin bir sakıncası yok.
Böylece karar verildi. Basında okuduğumuza göre öğrencileri bu gibi durumlarda görmeye alışık olduğumuz nazik yaklaşımlarla yurtlarından kovalamaya da başladılar. Yani asayiş berkemal, sorun yok.