03 Şubat 2025

Faiz haram da peki ya vergisi?

Borsa kazançlarından vergi alınması gerektiğini hem Cevdet Yılmaz hem de Mehmet Şimşek defalarca söyledi ama nedendir bilinmez daha sonra ikisi de aynı anda borsadan vergi gündemimizde yok diyebildi. Bu aslında vergilerin politik yapısının bir tezahürüdür

Gerçek kişilerin elde ettikleri gelirler üzerinden gelir vergisi alınır; ev alım-satımından, kira gelirinden, avukatlık, doktorluk gibi serbest meslek kazançlarından, devlet tahvili ve hazine bonosu faizlerinden, kur korumalı mevduatlardan, mevduat faiz gelirlerinden ve daha birçok gelirden.

Elde edilen gelir genel olarak mükellef tarafından vergi idaresine beyan edilerek ödenir; örneğin kira geliri elde eden Kemal Amcanın kendisi, kira gelirini yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan eder ve öder.

Ancak bazı durumlarda geliri elde eden değil de başkası (vergi sorumlusu) vergisini kaynağında keser yani kişiye geliri vermeden önce vergisini keser -ki buna tevkifat ya da stopaj da denilir- ve yine bu kişi tarafından vergi idaresine beyan edilir ve ödenir.

Mevduat faizlerinden elde edilen gelirlerden vergi alma stopaj yöntemiyle yapılır. Örneğin X Bankası vadeli mevduat hesabındaki parasından dolayı 10 bin lira faiz elde eden Sertuğ Bey’e bu para verilmeden önce X Bankası tarafından belli oranda -vadeye göre yüzde 10, 12 ya da 15- vergi kesilir vergi dairesine yine aynı banka tarafından beyan edilip ödenir.

Oranlar hep böyle miydi?

Mevduat faizlerine uygulanan stopaj oranları vadesine bakılmaksızın hep yüzde 15 idi. 2012’li yıllarda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek idi ve her konuşmasında mevduat faizlerinden yapılan yüzde 15’lik vergi kesintisi ile ücretlerden yapılan vergi kesintisini karşılaştırıp adaletsizliği vurguluyordu. Bunun düzeltilmesi gerektiğini de sık sık vurgulayan Şimşek, özellikle ülke vergi sistemimizin Robin Hood Vergi Sistemi olduğunu bunu daha da adil hale getireceğini belirtip duruyordu.

Ücretlerden alınan gelir vergisinin mevduat faizlerinden alınanlara kıyasla daha yüksek olduğunu belirttiği yine bir gün -tarih 1 Ocak 2013- yayımlanan Resmi Gazete’deki 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla mevduat faizlerinden alınan gelir vergisi stopaj oranları vadeye göre şekillendirildi;

Vadesine bakılmaksızın yüzde 15 olan stopajlar vadeye göre düşürülmüş ve şöyle olmuştu;

6 aya kadar (6 ay dâhil) %15

1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli hesaplarda %12

1 yıl üzeri hesaplarda %10 olarak uygulanacaktı.

Böylece vadesi 1 yılı aşan TL mevduat hesaplarına yüzde 15 değil yüzde 10 stopaj uygulanacaktı. Şimşek, Robin Hood felsefesini yanlış anlamış olabilir sanıyorum.

Bu oran yapısı uzunca bir süre böyle devam etti. Pandemi gelip kapıya dayanana kadar elbette. Üstelik döviz krizi de baş verince yeni bir düzenleme yapılması gerekti.

30 Eylül 2020 tarihli 3032 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla stopaj oranları bu kez

6 aya kadar (6 ay dâhil) %5

1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli hesaplarda %3

1 yıl üzeri hesaplarda %0 olarak değiştirildi.

Bunun uygulanma süresi birçok Cumhurbaşkanı kararıyla defalarca uzatılıp durdu.

Ve 1 Mayıs 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 8434 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile TL mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirlerine uygulanacak stopaj oranları

6 aya kadar (6 ay dâhil) %5’ten %7,5’e

1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli hesaplarda %3’ten %’5’e

1 yıl üzeri hesaplarda %0’dan %2,5’e yükseltildi. 

Bunun da 31 Temmuz 2024’e kadar geçerli olacağı belirtildi. Sürenin bitiminde yani 1 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 8775 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile TL mevduat faizlerine aynı stopaj oranının uygulanacağı ama bunun da 31 Ekim 2024’e kadar uygulanacağı belirtildi. Bu Cumhurbaşkanı Kararı ile KKM’ye de stopaj getirilerek bir dönemin daha sonuna gelindiğinin de sinyali verilmiş oldu.

1 Kasım 2024 tarihli 9075 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile TL mevduatlarına uygulanacak gelir vergisi stopaj oranları

6 aya kadar (6 ay dâhil) %7,5’ten %10’a

1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli hesaplarda %5’ten %’7,5’e

1 yıl üzeri hesaplarda %2.5’ten %5’e yükseltildi.  Bunun da 31 Ocak 2025’e kadar geçerli olacağı belirtildi.

Ve 1 Şubat 2025 tarihli Resmi Gazete’de yer alan 9487 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile TL mevduatlarına uygulanacak gelir vergisi stopaj oranları

6 aya kadar (6 ay dâhil) %10’dan %15’e

1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli hesaplarda %7,5’ten %’12’ye

1 yıl üzeri hesaplarda %5’ten %10’a yükseltildi. 

Bunun da 30 Nisan 2025’e kadar geçerli olacağı belirtildi. Yani 30 Nisan’ı 1 Mayıs 2025’e bağlayacak gece yeni bir Cumhurbaşkanı Kararı ile yeni düzenlemeler getirilebilecek.

Ancak Şimşek’in 2013 yılında mevduat faizlerine uyguladığı kendince ideal stopaj oranlarına ulaştığını ve bu nedenle de TL mevduat faizlerine daha fazla artış yapmayacağını tahmin ediyorum.

Neden faizden stopaj alınıyor?

Ülkemizde sermayeden ve sermaye yoluyla elde edilen gelirler ile servet unsurları genel olarak emeğe dayalı gelirlere nazaran daha düşük oranda vergilendirilmektedir. Örneğin TL mevduat faiz gelirlerine uygulanan stopaj oranı daha fazla artmayacağını söyleyebilirim.

Ancak borsa kazançlarından vergi alınması gerektiğini hem Cevdet Yılmaz hem de Mehmet Şimşek defalarca söyledi ama nedendir bilinmez daha sonra ikisi de aynı anda borsadan vergi gündemimizde yok diyebildi. Bu aslında vergilerin politik yapısının bir tezahürüdür.

Şöyle ki Cumhurbaşkanı tarafından pek sevilmeyen ve dinen de günah olduğu defalarca dile getirilen faiz kavramına bu yönde bir legal kaftan da biçilerek yapılacak vergilemeye meşruiyet kazandırılmaktadır. Çünkü mevduat faizine parasını yatıran kitlenin büyük bir kısmı organize olamayan bir kitledir. Oysa borsa yatırımcısı bu yönde daha organize olabilmekte, yatırımcıları arasında yabancı sermaye sahibi de ziyadesiyle bulunmaktadır.

Şimşek ekseriyetle oynak olamayacak ve toplu hareket edemeyecek alanları vergilendirmeyi tercih ettiğini söylersek yanlış bir şey söylememiş oluruz.

Bu nedenle Şimşek ve Yılmaz, borsa kazançlarının vergileme hususunu her dile getirdiğinde borsanın buna düşüş yönünde tepki vermesi sonucu Şimşek ile Yılmaz‘ın aksi yönde beyanda bulunmaya başlamalarının nedeni de hep bu olmuştur. Sermayeni/paranın kaçma tehlikesi yani.

İlaveten Şimşek’in vergi tavanını genişletmeye çalışmasının bir sonucu da mevduat faizlerinin vergilendirilmesidir. Ancak bu kadar çok vergileme yerine kamu harcamalarını kısıp, bütçesi kadarıyla yetinip “geçinmeye” çalışması daha rasyonel olabilir ama bu yönde pek bir düşüncesi yok gibi görünüyor.

Ayrıca vadeye bağlı stopaj oranlarının yükseltilmesi mevduat sahiplerinin bu vadelerdeki harcanabilir gelirini düşürdüğünden zımni bir faiz indirimi gibi de yorumlanabilir.

2025 yılında uygulanmaya başlanacak olan yurt içi asgari kurumlar vergisi ile faiz gibi gelirlerin vergi oranlarını artırıp dolaysız vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payını -KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin oranını düşürmeden ve de kapsamını daraltmadan- artırma düşüncesine zemin oluşturmaktadır.

Ezcümle Vergi Usul Kanunu m.9/2.fk. Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz.” hükmü uyarınca bir eylemin kanunlarla yasak edilmiş olması onun üzerinden vergi alınmasına engel değildir. Dolayısıyla ister kanunlarla yasak edilmiş olsun ister haram sayılsın-alkol gibi- ondan vergi alınmasına engel değildir.

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

72 ilde değerli konut vergisi tahsilatı yok (mu?)

Gayrimenkul alım-satımları çoğu zaman gerçek bedeli üzerinden gösterilmemekte, belediyede kayıtlı bedel üzerinden yapılmakta ki bu da hem gelir, kurumlar, KDV, harç hem de değerli konut vergisi kaybına neden olabilmektedir

Konaklama vergisi otel facialarına merhem olabilir mi?

Bir hukuki formülasyonla konaklama vergisinin tamamı ya da bir kısmı yerel yönetimlere tahsis edilse ve yerel yönetimler de insanların daha güvenli ve sağlıklı konaklamalarını sağlamak üzere bölgesel denetim birimleri kursa ve daha da önemlisi bu sefer testi kırılmadan önlem alınsa nasıl olur?

24 Ocak Kararlarının 45’inci yılındayız; günlerden 24 Ocak 1980…

24 Ocak Kararları ekonomide bir hareketliliğin yaşanmasını beraberinde getirse de yapısal olarak kalıcı ve makro sorunları çözücü sonuçlar üretmekten ne yazık ki uzak kalmıştır

"
"