19 Kasım 2014

Hrant Dink: Yatılı okuldan Harvard Üniversitesi’ne...

Hrant Dink anısına Harvard Üniversitesi’ndeki Barış ve Adalet ders dizisi “1. Dünya Savaşı’nın İyileşmeyen Yaraları: Ermenistan, Kürdistan ve Filistin” dersiyle başladı.

Hrant Dink anısına Harvard Üniversitesi’nde düzenlenen Barış ve Adalet ders dizisi “Birinci Dünya Savaşı’nın İyileşmeyen Yaraları: Ermenistan, Kürdistan ve Filistin” dersiyle başladı. Açılış dersi, post kolonyal teorinin ünlü ismi Homi Bhabha’nın yöneticisi olduğu Mahindra Humanities Center tarafından düzenlendi. Bhabha, açılış konuşmasında toplumsal ve siyasal dönüşüm yönündeki çalışmalarıyla Hrant Dink’in hiç bir zaman unutulmayacağını söyleyerek özgürlük, eşitlik, insan hakları ve uluslararası dayanışmanın öneminin altını çizdi. Sonraki konuşmacı Cemal Kafadar, özellikle azınlık hakları ve insan hakları için çalışan Hrant Dink’in bu dersler dizisiyle  ilham kaynağı olmaya devam edeceğini belirtti. “Hrant’ın arkadaşları” oluşumunun kurucusu Harry Parsekian ise Hrant’in evrensel olarak sevgi dilini konuştuğunu ve ve her ne kadar adalete hala ulaşılamasa da binlerce insanın Ermeni olmadığı halde İstanbul’da “Hepimiz Hrantız. Hepimiz Ermeniyiz” sloganlarıyla yürümesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Hrant Dink’in, Türkiye’nin Martin Luther King’i, Gandhi’si ve Mandela’sı olduğunu söyleyen Parsekian, “Hrant Dink Türkiye’yi herkes için daha iyi bir ülke olma yönünde değiştirdi ve daha da değiştirmeye devam edecek” dedi. Açılış dersinden önce kürsüye Ayşe Kadıoğlu ile birlikte gelen Rakel Dink’in, “Yatılı Okuldan Harvard’a Hrant”  diyerek başladığı konuşması, barış teması ağırlıklıklıydı. Ayşe Kadıoğlu, geçmişi hatırlayamayanların geleceği de hayal edemeyeceğini vurgulayan kısa bir giriş yaptıktan sonra Rakel Dink’in Türkçe konuşmasını İngilizce’ye çevirdi. Barış için girişimde bulunmaktan korkmamak gerektiğini ve bunun için öncelikle de barış isteyenlerin kendi aralarında barışması gerektiğini belirten Rakel Dink konuşmasında Hrant Dink’in barış için bir milyon imzaya davet eden yazısından da bölümler okudu.

Columbia Üniversitesi Modern Arap Çalışmaları’nda Edward Said profesörü olan Rashid Khalidi’nin açılış dersinin başlığı ise “ Birinci Dünya Savaşı’nin İyileşmeyen Yaraları: Ermenistan, Kürdistan ve Filistin” başlığını taşıyordu. Prof. Khalidi yapay olarak çizilen ulus-devlet sınırlarının ve bazı ulusların kendi devletlerini kurmalarına izin verilmeyişinin sonuçlarının hala günümüzde de görülmeye devam ettiğini belirtti. Ermeni, Kürt ve Filistin halklarının mücadelesinin herbirinin farklı olduğunu ve farklı özgüllükler taşıdığını belirten Khalidi, hepsinin ortak noktasını Birinci Dünya Savaşı deneyiminin oluşturduğunu belirtti. Emperyal güçlerin, Britanya, Rusya ve Almanya’nın bu halklar için hiçbir şey yapmadığının altını çizdi. Khalidi, halkların sadece kıyım, etnik temizlik ve sınır dışı etme vb. yoluyla değil, aynı zamanda bunları inkar etmek yoluyla yaşadıkları acıların arttığını söyledi. Sistemik inkar politikaları bunların hiçbirisinin olmadığını tekrarlayadursun, mağdurlar elbette yaşandığını biliyorlardı. Bu da aslında yaraya bir de hakaret eklemektir Khalid’e göre. Bazı ülkelerde bu olayların yaşandığını söylemenin bile suç olduğunu ve yasal olarak cezalandırıldığını belirten Khalid,  devletlerin ancak devlet dışı aktörler tarafından yapılanı terörizm sayıp kendi yaptıklarını terör olarak görmediklerini söyledi. Bu topluluklar için geçerli olan bir başka ortaklık da kendi devletleri olmadığı gibi, (Ermenistan dışında) haritalardan da adlarının silinmesidir. İnkar olduğunda yaşanan travmalar daha da fazlalaşmaktadır. Bu travmaların geçmesi ise kolay değildir ve belki ancak bir kaç kuşaktan sonra bu mümkün olabilecektir. İnkarla uğraşmanın kendisi, çözüm kadar zordur.

Khalid’in konuşması her ne kadar halen adaletten uzak olsak da inkarın değişimine dair  işaretlerin izlerini öne çıkararak umutla bitti. Geçmişte ‘Dağ Türkleri’ diye anılan, anadillerini konuşmaları yasaklanan Kürtlerin devletle barış ve uzlaşma sürecinde olması, bu iyimserliğin kaynaklarından biriydi. Ayrıca Khalid, oturumun başında Harry Parsekian’ın da önemle altını çizdiği, Türkiye’de sivil toplumun olanları anlaması ve bununla yüzleşmesinin büyük ve umut verici bir tarihsel değişim olduğunu belirtti. Khalid’e göre, Hrant’ın istediği barış ve adalet ise ancak siyasal çözümle ve inkar politikalarının sarsılmasıyla kurulabilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Konuşmayı eyleme dönüştürmek için teknoloji

Sanal uzamda müzakere etme ve karar alma aracı olan Loomio'nun ortaya çıkış hikâyesi...

'Burada duracağız ve daha ileriye gitmeyeceğiz'

Yerinden edilen yüzlerce Suriyeli mülteci akademisyenin psikolojik olarak öğrencilerden daha ağır durumda olduklarını öğreniyoruz

Chomsky: Türkiye ABD'yi dinlemediği için Amerikan basını Türkiye aleyhine yazıyor

Noam Chomsky ABD basınında çıkan Türkiye aleyhtarı haberlerin nedeninin 'Türkiye'nin IŞİD koalisyonunda yer almaması' olduğunu söyledi