Bazen ileri gitmek için geriye dönmek gerekir.
Türkiye’nin sürekli derinleşen ekonomik krizinden çıkması için ihtiyaç duyduğu en kritik meta, nakit değil güvendir.
Kriz piyasalarda yönetimin ekonomiyi iyi yöneteceğine dair inanç kaybolunca ortaya çıktı. O inanç geri gelince sona erecek.
Bir örnekle anlatayım:
IMF rakamlarına göre Türkiye bankaları, bir yılda 103 milyar dolarlık dış borcu kapatmak veya faizini ödeyip vadesini uzatmak durumundadır.
Türkiye borçlanmak zorundadır, çünkü ihtiraslı büyüme planlarını ve iyi yaşama arzusunu kendi papeliyle gerçekleştiremez
Şu aşamada ne olacağı belli değildir.
Ama Silifke’de dolar duasına çıkanların duaları tutsa ve bu para mucizevi bir biçimde bankaların kasasına girse bile sorun hallolmaz. Çünkü bankaların sadece bu yıl değil her yıl 103 milyar dolar ve daha fazla yabancı para borcunu çevirmeye ihtiyacı var.
Aynı ihtiyaç özel sektör şirketleri ve devlet için de geçerlidir. Bir yıl için toplam 200 milyar dolardan fazla paradan bahsediyoruz.
Bu para bulunabilir ancak ekonominin iyi idare edileceğine dair güven piyasalara yerleşirse.
Hükûmetin kendine oy verenlerden titizlikle gizlediği gerçek, Türkiye’nin başkalarının kanatları ile uçan bir kuş olduğudur. Bu başkaları, Türkiye’ye kredi veren dış finans piyasalarıdır. Bu piyasa küçülürse ekonomi önce yavaşlar (şimdi olduğu gibi) sonra geriler.
Türkiye borçlanmak zorundadır, çünkü ihtiraslı büyüme planlarını ve iyi yaşama arzusunu kendi papeliyle gerçekleştiremez.
Ankara’nın güven krizinden kurtulması için en hızlı ve pratik yol şudur: Ekonomi yönetimini bir süre piyasaların güvendiği, sorunun altından kalkabileceğini geçmiş deneyimleri ile kanıtlamış teknokratlara emanet etmek.
Akla hemen Ali Babacan ve Mehmet Şimşek geliyor.
Erdoğan’ın damdan düşenlere, daha önceki krizleri yaşamış ve atlatılmalarına yardımcı olmuş itibarlı kişilere ihtiyacı var.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın bu niteliklere sahip olmadığını artık anlamıştır.
İleri gitmek için geri gitme zamanıdır.
Ama sadece ekonomide değil. Hapisleri dolduran yabancı uyruklular da dâhil olmak üzere siyasi suçluları serbest bırakmak,yargıya, basına nefes aldırmak, halka özgürlüklerini iade etmek, eleştiri mekanizmasının çalıştırılmasına saha açmak, kurumların çalınan otonomilerini geri vermek gerekir.
Aksi takdirde ne olacağını görmek için Arjantin’e bakmak yeter. Arjantin’i 50 milyar dolarlık IMF paketi bile kurtaramayacak gibi görünüyor. Hükûmet geçen hafta faizleri 15 puan artırarak yüzde 60’a çıkardı ama pesonun düşüşüne engel olamadı.
Bu ders de yetmezse Arjantin’de 1998–2002 krizinde ne olduğuna bakılmalıdır.
İçinde bir helikopter yolculuğunun da bulunduğu o zamanın hikâyesini de başkası anlatsın.