08 Mart 2016

Tanrım CHP’yi baştan yarat!

Kılıçdaroğlu o kadar vasattır ki ihtiyar Deniz Baykal’a CHP’nin başına geri dönme rüyaları gördürtmeye başladı

Bir zamanlar, bu gibi işler mümkün iken, orduyu hükümeti devirmeyi bırakıp muhalefeti devirmeye ve bu işe CHP’den başlamaya davet etmiştim.

Geçen gün, CHP Yüksek Disiplin Kurulu’nun Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'yı partiden ihraç ettiğini duyunca bu fikrimin hâlâ fena olmadığını düşündüm.

Olayı muhtemelen biliyorsunuz ama kısaca özetleyeyim.

Nazlıaka bir CHP milletvekilinin odasındaki Atatürk resmini indirdiğini fark eder. Bunu açıklar ama milletvekilinin adını vermez. CHP yönetimi ondan milletvekilinin adını ister. Nazlıaka “ııh” der.

Konu günlerce değişik CHP’nin değişik kurullarında tartışılır. Sonra hanımefendi “tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle” – o ne demekse – disiplin kuruluna verilir ve oy çokluğuyla partiden kovulur.

Mademki konu seçim kaybetmektir, o seçim kaybetmekte Kılıçdaroğlu’ndan mahirdir. Neden yeniden genel başkanlık onun hakkı olmasın?

Nazlıaka olayı büyük bir abesle iştigaldir.

Ama şaşırtıcı değildir. Gün geçtikçe abesleşen bir partinin abesle iştigal etmesinden daha normal bir şey yoktur.

CHP neredeyse yarım yüz yıldır iktidar yüzü görmedi. Seçmenin çoğunluğu CHP’ye bakmakta, şiddetli bir ürperme geçirdikten sonra AKP’ye yönelmektedir.

CHP, Türkiye’nin orta gelir çemberini kıramadığı gibi, yüzde 23'ler çemberini kıramamaktadır.

Kılıçdaroğlu ve ekibi, kuşatılmış bir kale gibi, bu oy oranına hapis oldu.

CHP, Türkiye’yi  hızla karanlığa götüren Erdoğan rejimi karşısında tamamen etkisizdir. Kürt sorunu, Suriye, mülteciler, ekonomi gibi hayati konularında ne önerdiği belirsizdir.

CHP varlığı ile yokluğu eşit olan bir parti oldu ve bu hâliyle AKP iktidarının en büyük müttefikidir. Çünkü böyle devam ettiği sürece -ki başka türlü devam edeceğine dair bir emare yoktur- seçmen CHP’yi iktidara getirmez, AKP’yi tercih eder. CHP olduğu müddetçe AKP’nin iktidarı son bulmaz.

CHP’nin durumunun ümitsizliğini anlamak için bir de şunu hatırlamak gerekir.

CHP’ye iki türlü insan oy verir: Kafasını kesseniz CHP’den başka bir partiye  oy vermeyecek olanlar. Oyunu verecek başka bir parti bulamadığı için CHP’ye oy verenler. Bu ikinci kategori, muhtemelen, birincisinden büyüktür.

CHP, çoğunluğu meydana getiren varoşların kulağına hoş gelen bir söylem üretememektedir.

Bir zamanlar Atatürk’ün, İnönü’nün ve Ecevit’in liderliğini yaptığı bu parti, tuvalet kapağı kadar karizması olmayan Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde yerinde saymaktan başka bir şey yapamaz.

Diğer CHP önde gelenlerinin durumu ondan farklı değildir. CHP’de halkı heyecanlandıran tek isim yok.

Kılıçdaroğlu o kadar vasattır ki ihtiyar Deniz Baykal’a CHP’nin başına geri dönme rüyaları gördürtmeye başladı. Baykal tavan arasından tahta atı ile tahta kılıcını indirip tozlarını almaya başladı.

1992 ile 2010 arasında bir seçim başarısızlığından diğerine koşan Baykal iştahlanmakta haklıdır:
Mademki konu seçim kaybetmektir, o seçim kaybetmekte Kılıçdaroğlu’ndan mahirdir. Neden yeniden genel başkanlık onun hakkı olmasın?

Nazlıaka bu dönemin ilk bağımsız milletvekili olurken ihraç kararına yargıda itiraz edebileceğini söylemiş.

Bu iyi bir fikir değil, hanımefendi. Kurtuldunuz bir defa. Oturunuz bağımsız sıralarında. Bu kadar saçmalıklarla uğraşan bir parti dönülmeye değmez.

Arkadaşınızı gammazlamakla partide kalmak arasındaki seçeneği arkadaşınız lehinde kullanmanız asaletli bir tutumdu. Ama bunu CHP’yi iflasa götüren yeteneksizler ordusunun anlaması imkânsızdı.

DÜZELTME VE ÖZÜR

Yukarıdaki  yazının ilk yayınlanan orijinalinde ihracın oybirliği ile yapıldığını yazmıştım. Bu büyük yanlışı düzeltir özür dilerim.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor

"
"