Boşuna bekliyorlar.
Amerika Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade etmeyecek.
Ve terör saldırısını lanetlemek için toplu halde Paris’e giden Batılı liderler darbe girişimini kınamak için Türkiye’ye gelmeyecek.
Her ikisinin nedeni de aynıdır.
Türkiye artık ne bir demokrasidir, ne de hukuk devletidir. O üyeliğin vecibelerini yerine getirmekten vazgeçerek, Batı ailesinin bir üyesi olmaktan “terk-i saltanat” etti.
Direksiyon hakimiyetini kaybeden, yalpalayan, nereye çarpacağı veya ne tarafından çarpılacağı belli olmayan bir ülke oldu.
Batılı mıdır, doğulu mudur, belli değil.
Demokrasiden daha ne kadar uzaklaşacağı, Orta Doğu batağına ne kadar saplanacağı meçhul.
Velhasıl, Batı Türkiye’ye baktığı zaman gittikçe yoğunlaşan sisler içinde kaybolan bir ülke görüyor.
Batılılar Türkiye’yi bu hale getiren Erdoğan ve arkadaşlarının yanında durmaz.
Batılılar darbe gecesi sokağa dökülen kalabalıkların demokrasiyi değil Erdoğan’ı kurtardıklarını pekala biliyor.
Darbe gecesi Türkiye lafta demokrasi idi. Bugün, lafta bile değil.
Amerikan yönetimi arzu etse de - ki ediyor, çünkü Erdoğan’la ilişkilerinin daha da kötüleşmesini istemiyor – Gülen’i iade edemez.
İade edebilmesi için – bir an diğer şeyleri bir tarafa bırakalım – Gülen’in canının Türkiye’de güvende olacağına, adil yargılanacağına emin olması gerek.
Olabilir mi sizce?
Geçen hafta gece yarısı çıkardığı kanun kuvvetinde kararname ile iktidar temel hak ve hukuk kurallarından biraz daha uzaklaştı.
Bu kararname ile on binlerce memur daha sokağa atıldı. Buna alıştık.
Alışmadığımız ... Belki daha alışamadığımız demeliyim ... Artık bu cezaların bir de “eziyet” boyutuna sahip olmasıdır.
“FETÖ” zanlılarının eşlerinin pasaportlarının iptal edilmesi suçun şahsiliği kuralının ayaklar altına alınmasıdır.
Eşin suçu ne ki pasaportu iptal edilsin?
İşten atılanların gemi adamlığına ilişkin belgelerinin ve pilot lisanslarının ve pasaportlarının iptal edilmesi de yargısız infaza eziyet ekmekten başka bir şey değildir.
Maaşını kaybeden bir kişinin hayatını kazanma şansını elinden almak nedir?
Yurt dışındaki 'FETÖ' okullarının diplomalarının iptal edilmesi ise başka bir skandaldır.
Öğrenciler bu okullarda okurken Fethullahçılık yasak veya suç değildi. Olsaydı bugün tepeden başlayarak AKP’de herkes suçlu olurdu.
*
Batılılar darbe gecesi sokağa dökülen kalabalıkların demokrasiyi değil Erdoğan’ı kurtardıklarını pekala biliyor
Batı bu Türkiye’yi sevmiyor.
Ona tahammül ediyor.
Ona ihtiyacı var, çünkü.
Soğuk Savaş’ta komünizme karşı sur idi. Şimdi Ortadoğu’nun barbarlıklarına karşı bir surdur.
Türkiye şu veya bu nedenle Batı kampından çıkarsa Orta Doğu Avrupa Birliği’nin kapısına dayanacak. Bu, Batının en çok ödünü kopartan şeylerden biridir.
Geçenlerde okuduğum bir yazıda Washington’un bazı devletlere karşı “stratejik sabır” uyguladığından bahsediliyordu.
“Stratejik Sabır” hakkında pek bir şey yapılması mümkün olmayan rejimlere, değişinceye kadar tahammül etmek, demektir.
Sanırım, Batı’nın Erdoğan ve dostlarına karşı uyguladığı strateji buna benziyor.
Türkiye Batı için artık sabaha kadar açık olan bir markettir.
İstedikleri zaman uğrayıp istediklerini alıyorlar.
Gerisi... Market batıyor mu çıkıyor mu, market sahibi gece gündüz karısını ve çocuklarını dövüyor mu... Umurlarında değil.