Ozanköy
Vücut ruhun evi ise evin ruhu da insandır.
Bir evde yaşayan veya yaşayanlar ayrıldı mı, evin ruhu da onlarla beraber gider. Ev, boş kalsa da farklı insanlara yuva olsa da artık başka bir evdir.
Annem öldükten sonra vasiyeti üzerine Yeni Cami Mahallesi’ndeki evimizi en küçük kardeşimize bıraktık, o da kısa bir zaman içerisinde bize haber vermeden sattı.
Yılların ardından ablam bir gün kapıyı çalıp yeni sahiplerinden evi gezme izni istemiş. Onu içeri buyur etmişler.
Evi dolaşırken ağladığını anlattı bana daha sonra.
Lefkoşa’nın surlar içindeki yerlerinden birinde olduğumda bazen, üniversiteye gidinceye kadar içinde yaşadığım o taş evin önünden geçerim. Kapıları ve panjurları yeşil idi, şimdi ölü bir renge boyalı. Sekilerinde teneke saksılar var.
Bir ara acaba evi yeni sahibinden alabilir miyim diye düşünmüştüm, ama çabuk vazgeçtim.
Robert Frost (1876-1963), bir şiirinde evi “oraya gittiğinizde sizi içeri almak zorunda oldukları yer,” olarak tarif etmişti. Yeni Cami’deki eve gittiğimizde bizi içeri almak zorunda olanlar artık orada oturmuyorlar.
Hem kırlangıç mıyım ki aynı yuvaya döneyim?
Biz Türklerde evler ve aileler uzun zaman bir arada olmaz. İçinde iki nesilden fazla aynı ailenin fertlerinin yaşadığı kaç ev biliyorsunuz?
Arkadaşlarımın evine gittiğimde evleri ile ne kadar bütün olduklarını görürüm. Yerdeki halı, koltuklar ve masalar, duvardaki resimler, biblolar, orkideler, kapının zili, mutfakta pişmekte olan yemeğin kokusu, buzdolabının çıkardığı ses... Elleri ve kolları gibi onların bir parçasıdır.
Her evin kokusu ayrıdır. İlk defa girdiğiniz her evde alırsınız bu kokuyu. O evin kişiliğinin kokusudur.
Ev ilk ait olduğumuz yerdir.
Ev en çok kendimiz olduğumuz yerdir.
Gene de insan sahibi olduğu ev dâhil hiçbir şeye fazla bağlanmamalı, çünkü her an her şey kaybedilebilir.
Dünyanın hâli budur: “Kesin olan tek şey hiçbir şeyin kesin olmadığıdır.”
Kırlangıçtan bahsetmiştim: Kırlangıç yuva yapmak için ortalama 1,300 defa gidip gelerek pelet toplar. İkinci defa aynı zahmeti çekmemek içindir ki bir sonraki ilkbaharda Güney Afrika’da kışladığı yerden aynı yuvaya döner.
Ama yuva yok olmuşsa?
Başka yerde yeni bir yuva yapar.
Yuvayı dişi kuş yapar derler ama bu kırlangıçlar için yüzde yüz doğru değildir. İşin çoğunu dişi kuş yapar ama erkek de yardım eder. Yuvanın dörtte birini o yapar.
Evlerle ilgili en ünlü sözlerden biri Romalı yönetici ve yazar Plinius’a aittir (MS 23-79): “Ev kalbin olduğu yerdedir.”
Ne demek istemiş olabilir?