Ben Esra Torun Poyraz.
Üsküdar Capitol Ortaokulu’nda, anaokulu öğretmeni olarak görev yapmaktayım.
İki sene önce Deniz-iş İlköğretim okulunda görev yaptığım sırada okul müdürü olan şahıs bana yeni bir sendikanın kurulduğunu, okuldaki öğretmenlerin çoğunun üye olduğunu ve tamamen bağımsız bir sendika olarak harekete geçtiklerini söyledi.
O kadar çok dil dökmesinden ve günlerce süren ısrarlarından bunalarak, diğer arkadaşlarımın da üye olduğuna inanıp maalesef ben de Aktif-Sen’e üye oldum. Bu olay 2014 Mart - Nisan gibi oldu.
Anaokulu öğretmenlerinin teneffüsü olmadığından diğer öğretmenlerle irtibatımız nerdeyse yok gibi.
Aradan biraz zaman geçince müdür yardımcımız tarafından "Senin onlarla ne işin var, o sendikaya neden üye oldun?” sorusuna muhatap kalınca kimsenin üye olmadığını ve o sendikanın cemaate ait olduğunu öğrenince hemen ilişiğimi kestim.
Dönem kapanmadan dilekçe vererek istifa ettim o sendikadan. Yani toplam üyeliğim 2-3 ay kadar sürdü.
Sendikanın kayıtlarından ya da aidat ödemelerinden dediğimin doğru olduğunu anlayabilirsiniz.
Sendikanın hiçbir etkinliğine, toplantısına, faaliyetine katılmadım. Neden sendikadan istifa ettiğimi öğrenmek için aradıklarında, fikir olarak hiç uyuşmadığımızı onlara telefonda söyledim.
Müdüre de aynı şekilde fikir olarak bana uymadığı için istifa etmek istediğimi belirttim. Müdür tekrar üye olmam konusunda baskı yapmaya çalışsa da reddettim.
Sendikadan kimseyi tanımam. Sadece kağıt üzerinde üyelikten ibaret olan bir durumdan dolayı şu an açıkta bulunuyorum.
FETÖ terör örgütüyle hiç bir ilişkim yoktur. Bankalarına para yatırmadım, hiçbir toplantılarına gitmedim. Bir kuruş bile yardım etmişliğim yoktur. Hiçbir telefon uygulaması kullanmadım. Onlardan kimseyle görüşmedim. Hayatımda bir kere bile onlara sempatiyle bakmadım.
Söylediklerimin hepsinin doğruluğu araştırıldığında ortaya çıkacaktır.
Etrafımdaki herkes, iş arkadaşlarım, komşularım , sosyal çevrem benim FETÖ örgütüyle, paralelle ya da başka yapılanmalarla ilişkim olmadığını bilir. Hatta eşimin yakın bir arkadaşı ( Mehmet Karaaslan) o gece Boğaz Köprüsü’nde şehit oldu.
Ben devletine ve milletine gönülden bağlı, vatanını milletini çok seven, görevini büyük bir meslek aşkıyla yapan, çocukları, insanları çok seven, hümanist bir öğretmenim ve şu an açığa alınmış bulunuyorum.
Her şey bir tarafa bu terör örgütüyle ismimin anılması bile benim onurumu çok zedeledi. Ben, babamın sabahlara kadar çalışarak, kimseye el açmadan kimseye minnet etmeden verdiği emeklerle, benim gece gündüz ders çalışmalarımla üniversiteyi, sonrasında KPSS’yi kazanarak öğretmen oldum. Kendi emeğimle kimsenin hakkını yemeden bu günlere geldim.
Sadece kağıt üzerindeki bir üyelikten dolayı, geçmiş gelecek hayatımızın etkilenmesi haksızlık değil mi?
Eşim, 2 çocuğum ve benim psikolojimiz alt üst oldu.
Yapılacak adil bir soruşturma sonucu, yazdığım her şeyin doğru çıkacağına eminim. Bu süreçte sapla samanın birbirinden ayrılarak suçsuz olanların en kısa zamanda görevlerine iade edilmesini diliyorum. Bu sürecin cadı avına dönüşeceğinden ve haksız yere görevden atılıp mağdur olacağımdan korkuyorum. Şu anda gerçek suçluların bir an önce ortaya çıkarılması için dua etmekten başka seçeneğim yok.
Lütfen sesimizi duyun, kurunun yanında yaş da yanmasın.
*
Esra Torun Poyraz’ın mektubunu olduğu gibi yayımladım.
Onu tanımam. Ama samimiyetine ve söylediklerinin doğruluğuna inandım.
Umarım sesini duyan olur.
Umarım gözaltı ve tutuklamalarda gösterilen sürat haksızlıkların ortadan kaldırılmasında da gösterilir.